Dünyada musluklar açılıyor, reform paketi geliyor
Geçen haftaki yazımda, global piyasaların reflasyonist bir rüzgâra, yani finansal varlık fiyatlarını olumlu etkileyecek bir havaya ihtiyacı olduğunu belirttim. Bu etmenin "zayıf dolar" olabileceğini, çünkü güçlü Amerikan Dolarının piyasalar açısından sıkıntı yarattığını ekledim. Bir haftada; Fed’den, Avrupa Merkez Bankası’ndan (AMB) ve Çin’den, piyasalarda reflasyon ortamı yaratabilecek açıklamalar ve haberler geldi. Fed’in etkili yönetim kurulu üyesi Brainard, "Fed’in bilanço daraltma operasyonu bu yıl bitmeli" açıklamasını yaptı. 31 Mart 2019’da görevi bitecek olan Draghi’nin ardından AMB’nin başına geçeceği konuşulan Coeure, yeni bir "uzun vadeli refinansman işlemleri" programının kurum içinde tartışıldığını ifade etti. Çin yönetiminin talimatıyla kredi musluklarını açan Çin bankalarının, ocak ayında yaklaşık 480 milyar dolarlık kredi kullandırdıkları açıklandı. Bu rakamın bir rekor olduğunun altını çizeyim. Tabii bir aylık kredi rakamıyla trend oluşmaz. Ancak, Çin’de hem şirketlerin, hem de hane halkının kredi talebinde müthiş bir artış gözleniyor. Böyle giderse, 6-9 ay sonra Çin ekonomisinde ciddi bir toparlanma yaşanabilir. Çin Merkez Bankası son dönemde sadece zorunlu karşılık oranlarını indirdi. Oyuna tam girmedi. Çin-ABD arasındaki ticaret savaşı boyut kazanırsa, merkez bankası muslukları daha da açabilir.
2018’de artan dolar, özellikle gelişen ülke piyasalarını zorladı. Doların gücü bu yıl da devam ediyor. Güçlü dolar nedeniyle emtia üreticisi ülkeler önlerini göremiyorlar. Dolar ile emtia fiyatları arasında klasik bir negatif ilişki var. Fakat son aylarda, altın fiyatı ile dolar arasındaki güvenilir ilişki bozuldu. Son altı aydır hem altın fiyatı, hem de dolar yükseliyor. Birisi yanılıyor. Önümüzdeki dönemde ya altın ya da dolar havlu atacak. Aslında burnu iyi koku alan altın fiyatı, reflasyonist dalganın sinyalini aylardır veriyor.
Küresel piyasalardaki iyimserliğe rağmen, Türkiye’deki piyasa aktörleri demoralizasyon yaşıyor. Türkiye’de finansal varlık fiyatlarında en kötü geride kalmış olabilir. Ancak sohbet ettiğim iş insanlarından ve akademisyenlerden; "IMF’siz yapamayız. Anlaşma mayısa kadar açıklanacak", "Seçimden sonra dolar/TL 8 olur, 10 olur" gibi cümleler duyunca benim de keyfim kaçıyor. Ekonomi yönetimi, son dört ayda reel sektör için birçok paket açıkladı. Bunlar piyasayı canlandırmaya yönelik kısa vadeli önlemlerdi. Otomobil ve gayrimenkul satışlarındaki durum, güven endeksleri, algının pek düzelmediğini gösteriyor. Seçimden sonra, başta tarım sektörü olmak üzere kapsamlı bir reform paketine ihtiyaç var. Bunun üzerine çalışıldığı konuşuluyor. IMF ve dolar spekülasyonlarını kırmanın yolu da böyle bir paketten geçiyor.