Dünyada elektrikli bağlantılı araçlar ve siber güvenlik durumu
Dünya daha temiz ve daha sürdürülebilir enerji çözümlerine doğru kayarken, elektrikli bağlantılı araçlar ulaşımda önemli bir adım haline geldi.
Küresel bağlantılı otomobil pazarı büyüklüğü 2023 yılında 80,87 milyar ABD doları olarak değerlendirilirken, bu büyüklüğün 2024 yılında 95,14 milyar ABD dolarına ulaşması ve 2032 yılına kadar da 386,82 milyar ABD dolarına çıkması öngörülüyor. Bu süreçte tahminen, %19,2'lik bir bileşik yıllık büyüme oranı bekleniyor. 2023 yılı verilerine göre, Asya-Pasifik %42,92'lik pazar payıyla bağlantılı otomobil endüstrisine hâkim duruma geldi.
Bu değişimle birlikte, bağlantılı ve elektrikli araçlarla ilgili dünyada en fazla tartışılan konuların başında üreticilerin ve distribütörlerin ağlarının güvenliği ile bağlandıkları şebekenin güvenilirliğini sağlamak geliyor. Bu durum, önemli siber güvenlik zorluklarını beraberinde getiriyor.
Elektrikli araç altyapısı ve yazılım tanımlı araçlar
Elektrikli araç altyapısı, yazılım tanımlı bir dünyayı içeren otomotiv ekosisteminin bir parçasıdır. Otomotiv endüstrisi, hızla yazılım tanımlı araçlara doğru ilerliyor. "Yazılım tanımlı araç" terimi yeni değil; 2010'ların ortalarından sonlarına doğru, otomobillerin mekanikten büyük ölçüde yazılımla çalıştırılan cihazlara doğru evrimini tanımlamak için popüler hale geldi. Bu tür otomobiller, otonom ve bağlantılı araç altyapısına entegre oldukça, siber güvenlik zorlukları giderek daha karmaşık hale geliyor.
Siber güvenliğin önemi
Dijital teknolojilere ve bağlantı altyapısına duyulan güvenin artmasıyla, elektrikli ve bağlantılı araçların siber tehditlere karşı korunması daha da kritik öneme sahip hale geliyor. Gelecekte, bağlantılı elektrikli araçlar çok daha çeşitli iletişim teknolojilerini içerecek ve bu altyapının, bağlantılı dünyasındaki siber güvenlik endişeleri birden fazla nedenle son derece önemli olacak.
Çok büyük bir otomotiv şirketi, yakın zamanda konum verileri ve iletişim bilgileri de dâhil olmak üzere 800 bin elektrikli araç sahibinin kişisel bilgilerini istemeden ifşa etti. Şirketin yazılım iştirakinin sistemlerindeki yanlış yapılandırma, Bulut teknolojisiyle depolanan hassas verilerin aylarca herkesin erişimine açık kalmasına neden oldu. Açığa çıkan bilgiler arasında, araçların ve sahiplerinin ayrıntılı hareket profillerinin oluşturulmasına olanak tanıyan hassas GPS verileri de bulunuyor. Bu durum, politikacılar, iş liderleri ve kolluk kuvvetleri görevlileri gibi yüksek profilli kişileri de etkiledi.
İhlal, etik hackleme uygulamalarıyla bilinen bir hacker grubu tarafından keşfedildi ve güvenlik açığıyla ilgili şirket derhal bildirildi. Bu sayede, sorun kötü amaçlı olarak kullanılmadan önce ele alındı. Yaşanan bu olay, bağlantılı araçların giderek yaygınlaştığı otomotiv sektöründe veri gizliliğine ilişkin artan endişeleri bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bağlantılı araçlar da gizlilik
Veri gizliliği, bağlantılı araçlarda kullanıcı verilerinin yanı sıra şarj ödeme ayrıntıları ve araç bilgileri gibi hassas bilgilerin toplanması ve işlenmesi süreçlerini kapsar. Bu verilerin gizliliğini ve korunmasını sağlamak, kullanıcı güvenini sürdürmek ve veri koruma yönetmeliklerine uyum sağlamak açısından büyük önem taşır.
Yeni oluşan ekosistemde, dünyada elektrikli bağlantılı araç üreticileri ve şarj hizmet sağlayıcıları, operasyonel süreklilik açısından siber saldırılar nedeniyle bağlantılı araç ve şarj altyapısında meydana gelebilecek herhangi bir kesintiyi önlemek ve şarj hizmetlerinin kullanılabilirliği ile güvenilirliğini sağlamak için farklı geliştirmeler yapıyorlar. Gelecekte, bağlantılı araçlarla birlikte finansal etkiler daha da artacak, araç içi ödeme sistemleri ve araç içi uygulamaların kullanımında önemli bir artış yaşanacak.
Değişen ekosistem hızlı bir dönüşüm içerisinde
Günümüzde, global ölçekte birçok endüstri, araç üreticileri ve tedarikçilerin yanı sıra diğer partner kuruluşlarla yaptıkları iş birlikleriyle dikkat çekiyor. Otomotiv şirketleri, bu doğrultuda daha fazla adım atarak kurulan ittifaklara katkıda bulunacakları bir döneme giriyor. Son araştırmalar, otomotiv topluluğundaki tartışmalara rağmen, mevcut kullanıcıların otomobiller için siber riskler konusundaki farkındalığının nispeten düşük olduğunu gösteriyor. Son kullanıcıların güvenlik konusundaki bilgi düzeylerinin çeşitlilik göstereceği göz önüne alındığında, üreticilerin, kullanıcı farkındalığını artırmayı hedefleyen çeşitli araçları dikkate alması büyük önem taşıyor.
Küresel olarak, giderek artan sayıda düzenleyici kurum, otomotivin siber güvenlik yönlerine odaklanmaya başladı. Üreticiler ve ilgili tedarikçiler, sürekli bir iş birliği içinde çalışarak, yatırımları ve pazara sunma sürelerini optimize etmek, israfı en aza indirmek ve ürünlerinin güvenliğini korumak amacıyla hareket ediyor. Bu doğrultuda, her aracın ve alt sisteminin güvenliği için yeterli siber güvenlik çözümlerini seçmek ve uygulamak için bütünsel bir yaklaşımla belirli bir süreci izlemeleri kritik önem taşıyor.