Dünyaca ünlü petrol uzmanı Robert Mabro: ”Petrol fiyatlarındaki artışı O
Oxford Enerji Araştırmaları Enstitüsü kurucusu ve Onur Başkanı Robert Mabro, petrol ve doğalgaz konusunda dünyanın en tanınan uzmanlarından birisi. Mabro enerji araştırmalarına yaptığı katkılar nedeniyle İngiltere Kraliçesi, Venezüella ve Meksika başkanları, Suudi Arabistan Kralı gibi çok sayıda liderden ödül almış bir isim. Petrol fiyatlarındaki artışa yönelik ilginç görüşleri olan Mabro, fiyat artışlarını OPEC'ten çok bankalar ve hedge fonlarının etkilediğini ve bu artışların eninde sonunda sona ereceğini söylüyor.
"Petrol fiyatları artıyor, çünkü herkes artacağını tahmin ediyor. Aynı durumu, emlak piyasasında da yaşadık. Tek fark şu; bir ev aldığınızda bu havaya karışıp yok olmuyor ve bir hafta sonra yenisini almanız gerekmiyor" diyerek, petrol fiyatlarındaki artışı büyük ölçüde insanların beklentilerine bağlıyor Mabro.
Dünyaca ünlü petrol ve doğalgaz uzmanının geçtiğimiz günlerde şe Middle East dergisinde yer alan söyleşisi de oldukça ilginç.
Mabro öncelikle, Cezayir Enerji Bakanı ve OPEC Başkanı Şekib Halil'in bir süre önce petrol fiyatlarının 200 dolara ulaşacağı yönünde yaptığı açıklamayı son derece "mantıksız" ve gereksiz bir açıklama olarak değerlendiriyor ve bu yönde açıklamaların piyasaları olumsuz etkilediğini vurguluyor. "Eğer piyasa OPEC'in önemli olduğuna inanıyorsa, başkan tarafından yapılan bu açıklama bir mesaj olarak alınır" diyen Mabro, OPEC'in ardından petrol fiyatının 200 dolara ulaşacağını dile getiren Goldman Sachs'ı da aynı şekilde eleştiriyor.
Peki Mabro'ya göre, gerçek durum ne? Bunun cevabı şöyle: "Petrol arzında zaten sorunlar yaşanıyor. Yüksek petrol fiyatlarını arz-talep dengesi doğrultusunda açıklamaya çalışanların söylediği son derece basit bir şey var. O da arzın sağlıklı olmadığı. OPEC üyesi olmayan ülkelerin petrol üretimindeki büyüme hızı son derece büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor. Meksika petrol üretimi düşüyor, Norveç, ABD ve İngiltere için de aynı durum söz konusu. Hatta Rusya, Mısır ve Suriye'de de durum farklı değil. Petrol şirketleri daha fazla üretmeye çalışıyorlar, fakat başarılı oldukları söylenemez."
Talep tarafına bakıldığında ise, ABD, Avrupa ve Japonya'da talebin artmadığını söyleyen Mabro, Çin, Hindistan ve Ortadoğu'da petrol talebinin arttığına dikkat çekiyor. Fakat bu noktada da, yine genel yorumlardan farklı bir bakış açısı koyuyor ortaya ve şu yorumları yapıyor: "Arz sınırlı, talep fazlaysa, fiyat yükselir. Fakat petrol fiyatları artmaya devam ederse, Çin'in yüzde 7-8'lerde büyümeye devam edebileceğini söyleyebilir miyiz? Hindistan'ı Çin'le bir tutmuyorum. Hindistan'da hızlı bir büyüme söz konusu, fakat petrol tüketimi o kadar da yüksek değil. Ortadoğu'ya baktığımızda ise, petrol gelirleri sayesinde çok paraları var. Tabii ki petrol tüketimleri de fazla olacak. Neden olmasın ki?"
Petrol rezervi, petrol arzı anlamına gelmiyor
Mabro'nun dikkat çektiği bir diğer konu da petrol rezervlerinin petrol arzı anlamına gelmediği. "Suudi Arabistan'ın 260 milyar varil ham petrol rezervi varsa bundan bana ne?" diyen Mabro, üretimin rezervler doğrultusunda ölçülemeyeceğini söylüyor. Mabro'nun bu konuda öğrencilerine yönelttiği soru, aslında söylemek istediklerini çok somut bir şekilde ortaya koyuyor: "Öğrencilerimden, BP'nin hazırladığı Dünya Enerji İstatistikleri'ne bakmalarını ve OPEC üyesi olmayan ülkelerin petrol rezervlerinin 20 yıl önce ne düzeyde olduğunu öğrenmelerini istiyorum. Daha sonra bunu, aynı ülkelerin son istatistiklerde yer alan rezervleri ile karşılaştırmalarını söylüyorum. Son olarak ise bu ülkelerin son 20 yıldır ne kadar üretim gerçekleştirdiklerini bulmaları gerekiyor. Dolayısıyla, eğer ilk tahmin doğruysa, bugün OPEC üyesi olmayan ülkelerin bir damla bile petrolünün olmaması gerekiyor. Yani tüm bu rezerv öngörüleri son derece yersiz."
Petrol fiyatlarını anlamak için, finans piyasalarının nasıl çalıştığını anlamak gerek
Dolayısıyla Mabro'ya göre, petrol fiyatlarının nasıl belirlendiğini anlamak için, toprağın altında ne kadar petrol olduğuna bakmak değil, finans piyasalarının nasıl çalıştığını anlamak gerekiyor. Petrole yönelik vadeli piyasaların, sadece petrol piyasası olmadığını ifade eden Mabro, bu yöndeki görüşlerini ve bu görüşlerini somutlaştıran örnekleri şöyle anlatıyor: "Petrole yönelik vadeli piyasalar, kısmen petrol piyasası olarak değerlendirilmeli, çünkü bunlar aynı zamanda finans piyasaları. İnsanlar finans enstrümanları alıp satıyorlar. Ben, petrol ürünleri piyasasına yönelik operasyonlarda finans boyutu olduğunu da düşünüyorum. Burada söz konusu olan sadece arz-talep meselesi değil. Bu da şu anlama geliyor; örneğin ben, bir hedge fonu olarak, vadeli piyasalarda petrol alacak veya satacaksam, diğer finans piyasalarındaki havaya veya fırsatlara da bakarım. Eğer sermaye piyasaları çekici değilse, bono piyasaları çekici değilse, veya döviz piyasaları çekici değilse, 'temelleri gerçek dünyada olan finans piyasaları neler?' diye sorarım. Sermaye, bono ve döviz piyasalarının temelleri gerçek dünyada değil; onlara yönelik gerçek bir arz-talep sistemi yok. Fakat buğday, altın, metal veya petrol için gerçek bir arz-talep durumu söz konusu. Farz edelim ki, ben petrol fiyatlarının artmayacağını, fakat bono fiyatlarının artacağını düşünüyorum ve param da çok fazla değil. Fonlarımı petrolden alıp, bonoya yatırırım. Bunun sonucunda ise, petrol fiyatları düşer. Bir de tam tersini düşünelim: Diğer piyasalar çekici olmadığı için petrole yatırım yapıyorum ve ekonomik durgunluk endişesi olduğundan petrol fiyatlarının düşeceğini tahmin ediyorum. Fakat para petrole yöneldiği için, beklentimin tersine, petrol fiyatları artıyor."
Mabro'nun tüm bu yorumlarını özetlemek gerekirse, her şey beklentilerle ilgili. Ekonomik yavaşlama yaşandığında, petrol fiyatlarının düşmesi gerekiyor. Fakat insanlar böyle düşünmüyor. Oysa böyle düşünmeleri gerekiyor Mabro'ya göre. Neden mi? İşte Mabro'nun cevabı: "Normal şartlarda, durgunluk endişesi olduğu için, fiyatlar aşağı iner. Ekonomi kötüye gittiğinde, talep azalır çünkü. Fakat bugün böyle değil, çünkü Çin mucizesi var."
Fakat söz konusu olan olimpiyatlar değil, ekonomi ve Mabro'nun daha önce de belittiği gibi, petrol fiyatları artmaya devam ederse, Çin'in yüzde 7-8'lerde büyümeye devam etmesi söz konusu bile olamaz...