Dünya yazdı tavır değişti

Fikret ÇENGEL
Fikret ÇENGEL Bir Dünya Ekonomi [email protected]

Depremin vurduğu 10 ilde ilk şok atlatılmaya çalışılırken, yaşanan artçı ve bağımsız depremler afet bölgesinde korkuyu daha da artırıyor. Kesin olmayan rakamlara göre bölgeden milyonu aşkın insan Türkiye’nin başka illerine göç etti. Bu sayı her geçen gün artıyor. Hatay’da geçtiğimiz gün yaşanan ve bölgede yoğun hissedilen depremin ardından Adana’da bir deprem beklentisinin oluşması göç hareketini daha da yoğunlaştırdı. Göç tamamen insani. Can korkusu barındırıyor içinde ve herkes yaşadığı korkuyu daha güvenli bir alanda atlatmak istiyor. Büyük bir çaresizlik. 

Yeniden diriliş zamanı

Öte yandan afet bölgesinde yeniden ayağa kalkmak zorunda kalan bir ekonomik değer var. Milyarlarca dolar değer yaratan binlerce fabrika. Bu ekonomik değeri çalıştıran on binlerce mühendis, usta, tekniker, çalışan. Pek çok dostumuzla iletişim halindeyiz. Her biri filmlere konu olacak insan hikayeleri ile dolu. Can kurtarma telaşı yaşanan bölgede birçok hikaye anlatılmaya çekiniliyor belki ama bir başka diriliş destanı yazılıyor bölgede.

Büyük bir gayret var

Çarkların yeniden dönmesi için verilen mücadele azımsanacak gibi değil. Yakınlarını, çalışanlarını ve evini de kaybetse işinin başına geçip bölgenin yeniden ayağa kalkması için başka çaresi yok. Daha fazla yardım sağlamak, bunu sürdürülebilir kılmak ama en önemlisi yerinde yeniden dirilmek için işbaşı kaçınılmaz.  Ama bu göç devam ederken çarkların dönmesi zor. Bölge iş dünyasının en büyük sorunu nitelikli çalışanının göç etmesi. Bu göçün de istihdam vaadiyle artması tehlikesinin ekonomi üzerinde yarattığı tehlikeyi gazetemizin manşetine taşımıştık. İyi niyetli gibi gözüken ama fabrikaların içini boşaltan bir girişim. Manşetimizin üzerine deprem bölgesi dışından daha sağduyulu sesler gelmeye başladı. Özellikle istihdam göçünü engellemek konusunda destek açıklamaları geldi. Barınma konusundaki çalışmalara hız verilmesi, işverenlere istihdam desteği gibi acil önlemler gündeme getirildi. 

İhracata 20 milyar dolar katkı veriyor

Deprem bölgesindeki üretimin devam etmesi ülkemiz açısından çok önemli. Türkiye ihracatının yüzde 10’unun karşılandığı bu bölge üretimi ile ülke ekonomisine ciddi bir değer katıyor. Birçok firma iş gücü yetersizliğinden ya fabrikasını kapattı ya da çok düşük kapasiteyle üretim yapmaya devam ediyor. Gaziantep’te üretim kapasitesi yüzde 50’leri geçti ancak diğer bölgelerde özellikle çalışan eksiği nedeniyle çarklar çok ağır dönüyor. Deprem bölgesine bir istihdam hareketi bu durumda sağlanamayacağına göre göçü durduracak tedbirlerin acilen hayata geçmesi gerekiyor. Bunun başında da barınma imkanı ve ailelerinin güvenliği geliyor.

Arabada yatan patronlar var

Bölgeden konuştuğumuz birçok üretici, çalışanların ailelerini farklı şehirlere naklettiklerini ve kendilerinin çalışmaya devam ettiğini belirtiyor. Yüzlerce iş gücü hafta sonu ailesiyle çalışma günleri de işinin başında olmayı seçiyor. Geceyi aracında geçirip sabah iş başına geçen patronlar var. OSB ve fabrikalarda konulacak konteyner ile çalışma hayatının biraz daha normalleşmesi bekleniyor. Şu aşamada iş dünyasının bölge iş gücünün bölgede kalması konusundaki destek atılacak ilk adımdı.

Bir sonraki adım işverenlerin üretim kapasitesini artırmaya yönelik tedbirlerin hayata geçmesi. Konunun aciliyeti dikkate alındığında kısa zamanda etki gösterecek destekler bekliyor bölge. Gaziantep, Malatya, Hatay ve Kahramanmaraş’ın ihracata katkısı yaklaşık 20 milyar dolar. Bunun yanında bölge sel kalkınma ve Türkiye ekonomisine verdiği katkı açısından afet bölgesine öncelikli ve özel bir kalkınma programı hayata geçirilmeli. Tarım ve hayvancılığın yeniden canlandırılması ve arazilerin işlenmesi için ilave tedbir de gerekiyor. 

Bölge insanının göç etmesinden dolayı tarlalar ekilemez, dikilemez, ekim dönemi içerisinde gerekli uygulamalar yapılamaz, ilaçlama, gübreleme, çapalama yapılamaz. Bunların yapılamamasından dolayı rekolte gerileyebilir. Neticede insan olmazsa tarlada bu ürün kendiliğinden kendi başına bitmiyor. Müdahaleler gerekiyor. Tarım arazilerin korunmasına ilişkin bir önemli noktaya daha dikkat etmek gerekiyor.

Afet nedeniyle kentler büyük oranda zarar gördü. Yeni mahalleler kurulacak. İmar planlamasında kentleşmenin depreme uygun sert zeminler üzerine kurulmasıyla ekime elverişli yumuşak zemin yeniden tarıma kazandırılmış olacak.  Bu depremi diğer depremlerden ayıran çok değerli bir farkının olacağı kuşkusuz. Hatalarımızı, eksiklerimizi en acı şekilde yaşadık. Şehirleri, hayatları, ekonomimizi ve tarım politikamızı sil baştan yapma zamanı.  Yolumuz uzun, işimiz çok, vaktimiz dar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
3 bin üretici kurtulur 22 Ağustos 2024