Dünya vergide neleri konuşuyor? (3)
Ramazan BİÇER
[email protected]
Değerli okurlarımız, bugünkü yazımda transfer fiyatlandırması alanında OECD düzeyinde beklenen gelişmeler ve bunların Türkiye’deki işletmelere olası etkilerini mevcut kurallar ve olası değişiklikler açısından tartışacağım.
Türkiye’de transfer fiyatlandırması
Türkiye’deki işletmelerin transfer fiyatlandırması konusunun önemi istenilen düzeyde anladıklarını söylemek zor. Oysaki, Vergi Denetim Kurulu bu konuda özel bir inceleme birimi kurmuş durumda. Transfer fiyatlandırması alanında uzmanlaşmış inceleme elemanlarının sayısının giderek artacak olması da önümüzdeki yıllarda konunun daha çok karşımıza çıkacağını gösteriyor. OECD’nin bu alandaki yeni çalışması da göz önüne alındığında, şirketler yeni dönemde daha sık transfer fiyatlandırması eleştirileri ile karşı karşıya kalabilirler. O yüzden OECD’nin yürüttüğü çalışmaları yakından izlemekte fayda var. Bakalım neler olup bitiyor.
OECD’nin transfer fiyatlandırması alanındaki yeni çalışmaları
OECD çalışma grupları, transfer fiyatlandırması ile ilgili olarak dört konu üzerine yoğunlaşıyor. Bu çalışmalar, uygulamada karşılaşılan çeşitli sorunların sonucunda ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümlenmesini de amaçlıyor. OECD, “Matrahın Aşındırılması ve Karın Aktarılması Projesi” kapsamında transfer fiyatlandırması uygulamalarının değer yaratılması ile uyumlu olmasını sağlamak için (i) gayrimaddi varlıklar, (ii) grup şirketleri arasında riskin ve sermayenin dağılımı, (iv) diğer yüksek riskli işlemler ve (v) transfer fiyatlandırması belgelendirme yükümlülükleri üzerinde çalışıyor.
OECD düzenlemelerinde olduğu gibi Kurumlar Vergisi Kanununda yer alan transfer fiyatlandırması kuralları gayrimaddi varlıklar için de geçerli. Konuyla yakından ilgili olanlar, transfer fiyatlandırması açısından en sorunlu alanların başında gayrimaddi varlıkların geldiğini bilirler. OECD birkaç yıldır gayrimaddi varlıklar konusunda bir çalışma yürütüyordu ve yeni proje kapsamına bu konuyu da dahil etti.
Peki, gelecekte bizi ne bekliyor? Haliz hazırdaki kurallara göre hukuki ya da ekonomik mülkiyet gayrimaddi varlıklara ilişkin fiyatlandırmayı belirliyor. Oysa yeni dönemde, “gayrimaddi varlıklardan kaynaklanan gelire sahip olma hakkı” belirleyici unsur olacak. Dolayısıyla, sadece hukuki ya da ekonomik mülkiyete sahip olmak gayrimaddi varlıklardan kaynaklanan gelire sahip olmak için yeterli sayılmayacak.
Grup şirketleri arasında riskin ve sermayenin dağılımı da bir diğer önemli konu. Proje kapsamında grup üyeleri arasında riskin ve sermayenin dağılımını emsallerine uygun olarak düzenlemek için bir takım kurallar geliştirilecek. Böylece, sadece sözleşmeye dayalı olarak bir tarafın riskleri üstlenmesi ve sermaye sağlaması kazancın büyük oranda o tarafça elde edilmesi için yeterli sayılmayacak.
OECD, transfer fiyatlandırması açısından diğer riskli alanları da dikkate alıyor. Buna göre, ilişkili kişi işlemlerinin yeniden karakterize edileceği durumlar, tedarik zinciri açısından transfer fiyatlandırması yöntemlerinin uygulaması, çeşitli giderlerden (örneğin yönetim ve ana merkeze ait giderler) kaynaklanan kar aktarımı konularında bir takım yeni kuralların getirilmesi bekleniyor.
Bunların yanında, transfer fiyatlandırması belgelendirmesi kapsamında işletmelerin tüm dünyadaki ekonomik faaliyetleri ve diğer ülkelerde ödedikleri vergiler ile karlarını ülkeler arasında ne şekilde dağıttıklarını açıklayan ilave bilgi ve belgeler talep edilecek.
Yeni döneme nasıl hazırlanabiliriz?
Türkiye’deki şirketleri gayri maddi varlıklardan çok risk ve sermayenin dağılımı ile yeni belgelendirme kuralları ilgilendiriyor. O sebepten, Türkiye’deki şirketlerin risk ve sermayelerinin üstlendikleri işlevler, sahip oldukları risk ve varlıklar ile uyumlu olup olmadığını test etmelerinde fayda var. Ayrıca, transfer fiyatlandırması uygulamalarının belgelendirilmesi konusuna daha fazla önem verilmesi yeni döneme hazırlanmada gerekli görülüyor. Serinin son yazısında vergi planlaması ile ilgili olası gelişmeler üzerinde duracağım.