Dünya ticareti için liman sahibi olmak
Çin bugün birçok batılı kurumun üretim için önemli yatırımlar yaptığı ve bunları dünya pazarına sattığı bir ülke olarak dünyanın en büyük ihracatçı firması durumunda. İthalat açısından da Amerika’nın arkasından ikinci sırada gelirken dünya çapında yük gemilerinin yüzde 41’ine sahip. Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'nin 2023 hedefleri için Çin'in bu girişiminden alacağı çok ders var.
Dünya konteynır gemi filosunun yüzde 20’sine sahip olan Çin, dünya ticareti içersinde daha sağlam bir yere oturmak için son 5 yılda 2’si Amerika’da, 3’ü Afrika’da, 3’ü Avrupa’da, 5’i Asya’da olmak üzere13 limanın işletmeciliğini ya da sahipliğini kendi üstüne alarak gerçekleştirmiş.
Çinliler 1979 kongresinde dünya ekonomisi içinde ve ticaretinde daha etkin yer alabilmek için kapitalist dünya ile dirsek temasına girdiği, “Sosyalist Piyasa Ekonomisi”ne geçiş kararını hayata geçirdi. Bu kısa zamanda Çin'de kıyafetten başlayan “Tek tip” olaylarına son verildi. 1990’larda gittiğim ülkede bir “Mao ceketi” bulabilmek için çok uğraştığımı ve 60 yuana satın aldığımı, Pekin’de nadir birkaç kişinin o tek tip kıyafeti giydiğini hatırlıyorum.
Çin bugün birçok batılı kurumun üretim için önemli yatırımlar yaptığı ve bunları dünya pazarına sattığı bir ülke olarak dünyanın en büyük ihracatçı firması durumunda. İthalat açısından da Amerika’nın arkasından ikinci sırada yer alıyor. Bu önemli mal hareketini ve ticaretini yürütebilmek için dünya yük gemilerinin yüzde 41’ine sahip bir büyüklüğe ulaşmış durumda. Bu güçlü ticaret filosuna sahip olan Çin bütün dünyaya yayılan işlettiği ve sahip olduğu limanlar zincirini her geçen gün büyütmeye çalışıyor. Çinliler bu alanda projelerini Yapım-İşletme-Mülkiyet üçlü ayağı üzerine oturtuyor.
Çin, dünya limanlarında yer alma hareketini 2003 yılında başlattı. 2003-2007 döneminde önce Anverp, Süveyş ve Singapur limanlarında alımlarla küçük hisselere sahip oldu. 2009 yılında Yunanistan’ın Pire limanının yüzde 40’ının mülkiyetine sahip oldular. 2010 yılında ise önce Colombo, sonra Nijerya’da iki limanın ana ortaklığını üslendiler. 2011’de Afrika’da Togo ve Cibuti limanlarının mülkiyeti Çin'in eline geçti. 2013 yılında operasyonlarına hız kazandıran Çin, Fransa’nın CMA yapım şirketini satın aldı. Pire limanının tevsi projesini üstlendi. Mart ayında Belçika’nın Zeebruge limanını aldıktan sonra mayıs ayı sonunda da Tanzanya’da bir liman yapımı projesine başladı.
Çin bu girişimleriyle bir yandan da Amerika’nın Seattle ve Los Angeles limanlarında hisse alımına ambargo konmasından sonraki olumsuzluğu ortadan kaldırmak ve Amerikan limanlarına erişimini de kolaylaştırmaya çalışmış oldu.
Çin’in son önemli proje girişimi, Panama kanalına alternatif bir kanal açma çalışması. Bunun için Nikaragua ikna edildi. 40 milyar dolarlık yatırımla 15 yılda tamamlanacak yeni kanal projesinin işletme hakkı 50 yıl süreyle Çin’e verilirken Nikaragua bu kanalı açarak milli gelirini yüzde 15 artırmayı planlıyor. Bilindiği gibi Panama kanalında da 2015 yılında tamamlanacak bir tevsii projesi yürütülüyor. Ancak bu genişleme ile Panama kanalında geçişler sadece yüzde 5 oranında artabilecek.
Çin’in konteynır filo geliştirme çalışmaları da sürüyor. Kore’de Hyundai firmasına sipariş edilen 5 yeni mega geminin devreye girmesiyle 18 bin 500 adetlik konteynır taşıma kapasitesi artacak.
Çin’in bu girişiminden alacağımız ders dünya ticaretinde payını artırmak isteyen ülkelerin lojistik güçlerini artırmaları, deniz taşımacılığını geliştirecek filolara ve çağa uygun kolay yükleme boşaltma yapacak limanlara sahip olmalarının zorunlu olduğu. Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde hem güçlü bir ticaret filosuna sahip olmamamız ve yeterli büyüklükte liman eksikliğimiz, bizim bu alandaki dezavantajımız olarak ortaya çıkıyor. 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat 750 milyar dolarlık ithalat hedefleyen ülkemizin bugünkü deniz taşımacılığı ve liman alt yapısı ve limanlara ulaşım yollarıyla buna ulaşması mümkün olamayacağı için acil olarak bu alanlardaki gelişmeyi sağlayabilmek için yatırımları başlatmalıyız.