Dünya süt krizinin 6 nedeni

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN [email protected]

Aylardır Türkiye'de et ve süt krizini konuşuyoruz. Bu kriz dünyadan bağımsız değil. Hatta dünya süt piyasasında bizden daha büyük bir kriz yaşanıyor. Çiğ süt fiyatı düşüyor. Avrupalı süt üreticileri hemen her gün eylem yapıyor.

Dünyanın en büyük süt-süt ürünleri üreticisi ve ihracatçısı Yeni Zelanda'da süt inekleri kesiliyor. Hayvancılık yapanların yüzde en az yüzde 10'nun sektörden çekilmesi bekleniyor.

Dünyada yaşanan süt krizini Yeni Zelanda'nın Tarımsal Ticaret Özel Temsilcisi Mike Petersen ile konuştuk.

Denizli Acıpayam'da faaliyet gösteren Ata Sancak Çiftliği'nde buluştuğumuz Mike Petersen'a göre dünya süt krizinin 6 temel nedeni var:

1- Rusya'nın uyguladığı ambargo.

2- En büyük tüketici konumundaki Çin'de ekonomik büyümenin yavaşlaması.

3- Yüksek stoklar.

4- Çin'de yerel üretimin artması.

5- Amerika ve Yeni Zelanda başta olmak üzere bir çok üretici ülkede üretimin artması.

6- Global talepte azalma, arzda ise artış var.

Krizi yorumlayan, Mike Petersen, kısa ve orta vadede süt ürünlerine olan talebin artmasını beklemediklerini ancak uzun vadede artış olacağını öngörüyor.

Krizin en büyük üretici ve ihracatçı konumundaki Yeni Zelanda'yı nasıl etkilediğini ve alınan önlemleri sorduğumuzda, kendisi de çiftçilik yapan Mike Petersen şu yanıtı verdi:

"Türkiye'de ve dünyada olduğu gibi bizde de en önemli sorun karlılık. Üreticiler üretim yapıyor ama kar elde edemiyor. Hatta ciddi zarar ediyorlar. Bunun en önemli nedenlerinden birisi fiyat dalgalanmaları. Bildiğiniz gibi Yeni Zelanda'da devlet desteği hiç yok. Bu nedenle üreticiler bankadan borçlanarak üretim yapıyor. Banka borçları artıyor. Fiyatlar normal seyrine döndüğünde borçlarımızı ödeyeceğiz. Ama iki yıldır zarardayız.   

Çiftçiler olarak alabileceğimiz önlem, üretimi azaltmak. Bizde de olan bu. Üretim azalıyor. Bu nedenle hayvanlar, süt inekleri kesiliyor. Hayvan kesimi artınca verimlilik, üretim azalıyor. Türkiye'de de bu sürecin yaşandığını öğrendik. Fiyat düşünce inek kesimi hızlanıyor. 

Bizim çiftçimiz devletten destek beklemiyor. Desteklerin kaldırıldığı 1985 öncesine kesinlikle dönülmeyecek. Bunun yerine inovatif çalışmalar yapılıyor.  Çiftçiler olarak dünya piyasalarındaki duruma ayak uyduracağız. Ama bunu devlet desteği ile değil çiftçiler olarak kendimiz yapacağız. Yeni Zelanda 4.5 milyon nüfusu olan,40 milyon nüfusu besleyebilecek bir güce sahip. Henüz bunun çok küçük bir bölümünü karşılıyoruz. Bu nedenle yaşanan zorlukları biliyoruz ama aynı zamanda bize fırsatlar da sunuyor. Fırsat ve zorlukları bir arada değerlendirmek gerekiyor."

Ata Sancak Çiftliği'ni gezerken Genel Müdür İsmail İlker Kocaer'e en önemli sorununuz nedir diye? sorduğumuzda, aslında bildiğimiz yanıtı veriyor: " Önümüzü görmek istiyoruz. Biz süt üretiyoruz. Fakat yarın sütümüzü satabilecek miyiz?  Fiyat düşecek mi? endişesi ile bu üretimi sürdürüyoruz. Bu belirsizliğin ortadan kaldırılması gerekir." 

Türkiye'deki küçük büyük bütün işletmelerde en önemli sorun yüksek girdi maliyetleri. Özellikle hayvan materyali ve yem maliyeti hayvancılığı derinden etkiliyor.

Yeni Zelanda bu iki konuda da sorunsuz bir ülke. Hayvan materyali sorunu yok. Hayvan ihraç ediyor. Mera hayvancılığı yapıldığı için yem maliyeti yok. Devlet desteği de yok.

Bu şartlarda ülkedeki çiğ süt fiyatı da çok ucuz. Ama üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkı orada da çok yüksek.

Mike Petersen'ın verdiği bilgiye göre, çiğ sütün litresi 20 sente satılıyor. Yeni Zelanda Doları 1.9 lira olduğuna göre, çiğ sütün litresi 38 kuruş. Tüketici ise, sütün litresini 2.5 Yeni Zelanda dolarından satın alıyor. Ülkenin kişi başına milli gelirinin 36 bin Amerikan Dolarının üzerinde olduğu unutulmamalı.

Üreticinin kilosunu 5.5 Yeni Zelanda dolarına sattığı dana eti, tüketiciye 20 dolardan satılıyor. Kuzu etinin fiyatı biraz daha pahallı, 25 doları buluyor.

Mike Petersen, üreticinin çiğ süt maliyetinin 25 sent olduğunu ve iki yıldan beri zararda olduğunun altını çizdikten sonra, iki yıldan bu yana çiftçilerin yüzde 10'nun üretimden çekildiğini tahmin ettiklerini söylüyor.

Son olarak, Yeni Zelanda'da süt hayvancılığı yapan işletmelerin ortalama 400 baş hayvana sahip olduğunu, 400 başlık bir işletmeyi 3 kişinin yönetebildiğini, genç nüfusun hayvancılık yapmak istemediğini vurgulamakta yarar var.

Özetle, dünya genelinde sütte büyük bir kriz yaşanıyor. Bu krizi değerlendirirken her ülke kendi koşullarına göre çözüm üretmeye çalışıyor. Çünkü ülkelerin işletme yapısı, maliyetleri, kullandıkları teknoloji çok farklı. Konuları tartışırken de ülkelerin koşullarını göz önünde bulundurmak gerekir. Yem maliyeti olmayan Yeni Zelanda ile Türkiye'deki çiğ süt fiyatını karşılaştırırsanız yanlış yaparsınız. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar