DÜNYA okurlarına merhaba
Uzun yıllar ekonomi dergileri ve gazetelerde yazdığım köşe yazılarımı bundan böyle siz değerli DÜNYA okurları için yazacağım. Sizlere, çarşamba günleri bu köşede başta vergi hukuku, ticaret hukuku, iş hukuku, dış ticaret vb konularda güncel mevzuat ve uygulamalarını, uygulamada yaşanacak olası sorunları yazmaya çalışacağım.
Toplumların idaresi, savunması, sosyal ve ekonomik sorunlarının çözüm görevleri o toplumun devletine aittir. Devletler ise; kendilerine yükletilen bu önemli görevleri yerine getirebilmek için hukuk sistemi içerisinde uygulanabilir kanunlar çıkarır. Devlet düzeni için önemli kanunların başında ise vergi ve sosyal güvenlik düzenlemeleri gelir. Devlet; güvenlik ve sosyal harcamalar için bu iki kanun eliyle hem gelir elde eder hem de sosyal ve güvenlik harcamaları yapar.
Vergi sistemimiz
Devletlerin en büyük geliri vergi gelirleridir. Ülkemizde de devlet gelirlerinin %80’inden fazlası vergi gelirlerinden oluşmaktadır. Vergi sistemimiz; gelir üzerinden, harcama üzerinden ve servet üzerinden olmak üzere üç önemli gruba ayrılmakta. Toplanan vergilerin ağırlığı ise, harcama üzerinden (ÖTV, KDV, MTV v.b) alınan vergilerden oluşmakta. Neredeyse haftada bir vergi sistemimizle ilgli yeni bir düzenlemeyle karşı karşıya kalıyoruz.
Gelir idaresi de bu düzenlemelere göre kendini güncellemekte, vergi mükellefleri ve meslek mensupları ise bu düzenlemelerin hızına yetişmeye çalışmakta. Vergi sistemimizin uygulamasında görev alan üç önemli taraf bulunmakta. Bunun birinci tarafı Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), ikinci tarafı mükellef dediğimiz gerçek ve tüzel kişiler, üçüncü tarafı ise Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir (SMMM/YMM) meslek mensuplarıdır.
Devlet-millet ve meslek mensupları
Anayasamızın Vergi Ödevi başlıklı 73. Maddesi; Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.
Evet, Anayasamıza göre vergi kanunla konulur zorla alınır. Burada bir sorun yok, sorun uygulamada. Diğer bir ifadeyle Devlet vergi kanunları çıkarır ve Devlet adına; Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Gelir İdaresi Başkanlığı kanunları uygular ve takip eder. Mükellefler de kanunlar çerçevesinde kendilerine yükletilen mükellefiyet görevini yerine getirir. Mükelleflerin vergi ödevlerini sağlıklı yerine getirebilmesi için muhsebe kayıtlarının ve beyanlarının sağlıklı ve doğru olmasına bağlıdır.
Burada görev ve sorumluluk ise, ilgili meslek kanunu gereği meslek mensuplarına (SMMM/YMM) düşmektedir. Uygulamadaki en önemli sorunlar da burada kendini göstermektedir. Çünkü, bu meslek mensupları iki taraf arasında hem köprü görevi görmekte hem de önemli sorumlulıuklar yüklenerek sorunları çözmektedirler.
Beklentiler yüksek
Devlet, gerçek ve tüzel kişi mükelleflerden önemli beklentiler içerisindeyken, mükellefler de hem devletten hem de meslek mensubundan beklenti içerisinde, meslek mensupları ise hem devletten hem mükelleften hem de meslek örgütlerinden beklenti içerisinde.
Vergi sistemiz ve vergi kanunlarımız çok eski. 23 Nisan 1920'de kurulan TBMM'nin çıkardığı ilk kanun vergi kanunuymuş. Oysa SMMM/YMM meslek yasası 1989 yılında çıkarıldı ve henüz çok genç sayılır. Oysa vergi sistemiyle çok ilişkili olan SMMM/YMM meslek yasasının üzerinden nerdeyse 35 yılı geride bırakmış olmasına rağmen halen çıktığı gibi duruyor. Uygulamadaki bazı sıkıntıları gidermek için meslek yasasının da günün koşullarına göre ivedi olarak güncellenmesinde fayda var.
Değerli okurlar, görüldüğü gibi söz vergiden açılınca herkesin söyleyeceği çok şey vardır. Vergi afların artık son bulacağı, adil ve uygulanabilir bir vergi sistemi arzusuyla, ülkemizde yaşanan büyük deprem felaketi nedeniyle, depremzede vatandaşlarımızın acısını paylaşıyor, önümüzdeki Ramazan Bayramınızı kutluyor, sağlıklı günler diliyorum.