Dünya ekonomisindeki yavaşlama belirginleşiyor

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Dünya ekonomisi durgunluk riski ve enflasyonla eşanlı olarak boğuştuğu zorlu bir dönemden geçiyor. ABD ekonomisinde konut sektöründen başlayarak ekonominin geneline yayılan kriz, Avrupa ve Japonya başta olmak üzere G7 ülkelerini durgunluğun eşiğine getirdi.

ABD ekonomisindeki sorunların dünya ekonomisini yavaşlattığına ait ilk işaretler Avrupa'dan geldi. Euro bölgesi 2008 yılının ikinci çeyreğinde %0,2 küçüldü. İspanya, İrlanda ve İngiltere ekonomilerinin iyi durumda olmadığını zaten biliyorduk. Ancak geçen hafta açıklanan veriler Avrupa ekonomisinin dinamosu rolünü oynayan Almanya ekonomisinin de ciddi anlamda yavaşladığını gösterdi.

Geçtiğimiz hafta açıklanan bir diğer kötü haber, 2008 yılı ikinci çeyreğinde Japonya ekonomisinin %2,4 küçülmesiydi. Japonya ekonomisi son yedi yıldaki en kötü daralmasını yaşıyor. Avrupa ve ABD ekonomilerindeki yavaşlama ihracat ağırlıklı çalışan Japonya ekonomisini vuruyor.

ABD ekonomisi hapşırdığı zaman yatağa düşen gelişmekte olan ülkeler eskisine göre çok daha güçlü. ABD kredi piyasalarında yaşanan krize ve G7 ekonomilerinde görülen yavaşlamaya rağmen gelişmekte olan ülkeler hızlı büyümelerini sürdürüyorlar.

Gelişmekte olan ülkelerin altyapı yatırımları ve demografik özellikler gibi yapısal nedenlerle hızlı büyümesini sürdürmesi ve Çin'in olimpiyatlar nedeniyle yaptığı devasa yatırımlar dünya ekonomisindeki yavaşlamanın sınırlı boyutta kalmasını sağladı.

Gelişmekte olan ülkeler için asıl tehdit büyüme cephesinden değil, enflasyondan geldi. Küresel olarak gevşek para politikası izlenmesi, enerji ve gıda fiyatlarındaki göreceli artışın küresel enflasyonu ekonomik istikrarı tehdit eden seviyelere yükseltmesine neden oldu.

Toplam harcama sepeti içinde enerji ve gıdanın payı daha yüksek olan gelişmekte olan ülkeler gelişmiş ülkelere göre dışsal şoklardan daha olumsuz etkilendiler. Gelişmekte olan ülke merkez bankaları ardı ardına faiz artırmaya başladı.

Küresel ekonomideki yavaşlamanın 2008 yılının ikinci yarısından itibaren daha fazla hissedileceği tahmin ediliyor. IMF ve Dünya Bankası küresel büyümenin 2007 yılındaki %5 seviyesinden 2008 yılında %4,1'e, 2009 yılında %3,9'a gerilemesini bekliyor.

Ancak, daha kötümser tahminler de mevcut. Örneğin Deutsche Bank son dönemde yayınladığı raporunda dünya ekonomisinin büyümesinin 2008 yılında 3,7'ye, 2009 yılında 3,2'ye gerilemesini bekliyor.

Küresel ekonomideki yavaşlamadan gelişmekte olan ülkeler de paylarını alacaklar. Gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinin yavaşlamasına neden olacak iki temel gerekçe sayabiliriz. (i) ABD ve Avrupa ekonomilerindeki yavaşlama (ii) uygulanmakta olan sıkı para politikaları (iii) Çin'in olimpiyatlar için yaptığı yatırımların bitmesi

(i) Dünya ekonomisinin dinamosu rolünü oynayan gelişmekte olan Asya ülkelerinin büyümesinin %45'i ihracata dayanıyor. ABD ve Avrupa ekonomilerindeki durgunluğun gelişmekte olan Asya ülkelerinin büyümesini aşağı çekmesi kaçınılmaz.

(ii) Küresel enflasyondaki artış karşısında gelişmekte olan ülke merkez bankaları ardı ardına faiz artırmaya başladı. Söz konusu durum gelişmekte olan ülkelerin bir yandan iç taleplerinin yavaşlamasına neden olurken diğer yandan paralarının değer kazanmasına ve ihracat piyasalarında zorlanmalarına neden olacak

(iii) Çin'in olimpiyatlara hazırlık amacıyla yaptığı alt yapı yatırımları ABD ve Avrupa ekonomilerindeki yavaşlamaya rağmen 2008 yılının ilk yarısında gelişmekte olan Asya ekonomilerinin büyümesini sağladı. Ancak olimpiyatların sona ermesiyle birlikte Çin'in yatırımlarını azaltması Asya ekonomilerinin yavaşlamasına neden oluyor.

Yerimiz dolduğu için küresel ekonomideki yavaşlamanın Türkiye üzerindeki etkileri bir başka yazıya kaldı. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019