Dünya ekonomisi güncellemesi
2014 dünya ekonomisi açısından sıradışı bir yıl oldu. ‘Jeopolitik riskler’ Suriye ve Rusya’dan Çin-Japon ilişkilerine kadar yayıldı. Ebola’nın ülkelere getirebileceği maliyet yavaşlama risklerini artırdı. Avrupa ekonomisinde beklenen canlanma yerine durgunluk ve artan deflasyon riski gündeme geldi. İngiltere hariç, büyük Avrupa ekonomilerinin sıkıntıları yeni parasal genişlemeleri getirdi.
Olumlu gelişmeleri hatırlayalım
Bazı olumlu gelişmeleri de hatırlamak gerekiyor. Enerji fiyatları bu yılın ikinci yarısında başlayan sert düşüşle 2007 ortalarındaki seviyelere geri döndü. 2007 yılı ikinci yarısındaki zirvelerin ardından düşen enerji fiyatları 2009 ile 2010 yıllarında, özellikle gelişmiş ekonomilerdeki yavaşlamaya rağmen tekrar yükselmiş ve sonrasında yatay seyretmişti.
Enerji fiyatlarındaki düşüş Rusya, Suudi Arabistan gibi ülkelere siyasi gündemi petrol kaynaklarıyla yönlendirmeye çalışan ülkeleri olumsuz; Amerikan ekonomisine ise olumlu yansıyor. Galon fiyatının 3 doların altına düştüğü Amerika’da, pompadaki her bir centlik benzin fiyatı düşüşünün tüketicilerin cebine 1 milyar dolar katkı yaptığı hesaplanıyor.
Bu, borç Amerikan halkının tüketimine ve dolayısıyla büyümeye olumlu etki yapıyor. Düşen enerji fiyatları Amerikan enflasyonuna da olumlu etki yapıyor. Deflasyon riski düşük olan Amerikan ekonomisi, düşen enerji fiyatlarıyla bir taşla iki kuş vurmuş oluyor. Bu arada, enerji fiyatlarındaki düşüş Amerikan borsalarında enerji şirketlerinin fiyatlarını düşürse de toplamda borsa endekslerini de yukarı taşıyor.
Enerjideki kadar olmasa da, yıl başından beri dünya gıda fiyatlarındaki düşüş de önemli. Bu da gıda ihracatçısı ülkeleri olumsuz etkilerken ticarete açık olup ithalatçı ülkelerde enflasyona olumlu yansıyor. Avrupa bu olumlu etkiyi tarım politikası sebebiyle yaşayamıyor; ancak deflasyonun ana risk olduğu bu bölgede bu durum pek de sorun oluşturmuyor. Buna karşılık, enerji fiyatları Avrupa ekonomisini ise büyüme açısından desteklerken, deflasyon süreci açısından köstekliyor. Çin’deki tedrici yavaşlama Almanya’yı ve dolayısıyla, onun motoru olduğu Avrupa’yı vuruyor.
ABD halkı tüketime dönüyor
Dolar endeksindeki yükseliş de Amerika’da ucuzlayan ithalatın iç talebe yapacağı destekle büyümeyi olumlu etkileyecek. Bu ülkede, 2014 yılı kişi başına Halloween harcamaları 2013’e göre yüzde 6 arttı. NPR anketleri, petrol ve ithalat fiyatları destekli bu momentumun Şükran Günü ve Noel’de de devam edebileceğini gösteriyor. Bu, Amerikan halkının ‘tüketime’ dönmeye başladığını gösteriyor. Amerika büyük bir dış şok almazsa 2015’de de büyümeye devam edecek ve yükselen dolar endeksiyle ticaret açığı yükselecek. Bu Çin gibi ülkeler açısından oldukça iyi bir haber; Amerikan pazarından yararlanamayan bizim gibi ülkeler açısından ise en azından artan bir potansiyele işaret ediyor.
Japonya'nın durumu
Japonya, Avrupa gibi, bu olumlu havayı teneffüs edemiyor. Abe Hükümetinin parasal gelişmeyle birlikte ilerideki çıkışa hazırlık olarak başlattığı satış vergisi artışı ürkek Japon tüketicisini vurmuştu. Gerileyen iktisadi faaliyet, Hükümet’i artışın ikinci aşamasını ertelemek zorunda bıraktı. Aksine, Avrupa’da olduğu gibi parasal genişlemeye devam diyor Japonya.
Dolar endeksini yükseltici bu politikaların hem Avrupa hem de Japonya’da 2015’de hareketlenmeyi tekrar başlatıp başlatamayacağını kestirmek güç. Ancak karar alıcılarda moraller pek iyi değil.