Dünya Bankası'da kervana katıldı

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

2012 yılında dünya ekonomisinin  yavaşlayacağı, yavaşlamanın  gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ayrımı gözetmeksizin tüm ülkelere yayılacağı tahmin ediliyor.  Bu konuda önemli bir fikir ayrılığı yok. Kimse dünya  ekonomisi  hızlanacak demiyor. Yavaşlamanın gelişmiş  ülkelerde daha yüksek oranlı gelişmekte olan ülkelerde daha sınırlı olacağı konusunda da ciddi bir ayrılık yok.

Fikir ayrılıklarının ortaya çıktığı nokta öngörülen yavaşlamanın dozu ile ilgili. Bazıları  2012 yılında hem ulusal ekonomilerde  hem de dünya ekonomisinde ağır dozlu bir yavaşlama olacağını öne sürüyor. Kimileri de yavaşlama olacağını kabul ediyor ama  bunun  dozunun  yüksek olmayacağını düşünüyor,   Bunlar  ne  dünya ekonomisinin ne de ulusal ekonomilerin 2008-2009 dönemindekine benzer bir daralma-küçülme  döngüsüne  düşmeyeceğini  öngörüyorlar.

Bizim için de benzer değerlendirmeler var.  2012 yılında Türkiye ekonomisinin çok sert bir yavaşlama yaşayacağını ve bir olasılıkla yeni bir kriz ortamına  savrulacağını  düşünenler  var. Bunların arasında  uyumsuzluklar  var ama 2012 yavaşlamasının krize giden yolu açacağı konusunda anlaştıkları görülüyor. Buna karşılık 2012 yılında  ekonomideki   yavaşlamanın   görece sınırlı kalacağını,  bundan bir kriz dinamiği üretmenin  mümkün olmadığını savunanlar da var.

                                                      *                        *                        *

Bu yoğun tartışma ortamında ortaya çıkan ilginç bir noktaya işaret etmek istiyorum.  Genel    değerlendirme  ve  yorumlarda da durum böyle ama özellikle Türkiye ile ilgili görüşlerde  en uçta,  en karamsar ve en kaygılı  pozisyonlarda  uluslararası kurumlar yer alıyor.

Yanlış hatırlamıyorsam bu durum geçen yaz  sonunda  yayınlanan bir IMF raporu ile başladı.  Türkiye   ekonomisinin   2012  yılında çok sert bir yavaşlama  yaşayacağı  öngörüsünü ilk kez IMF dile getirdi.  Bu noktaya kadar içeride de tartışmalar yapılıyordu  tabii  ama geliştirilen senaryo  ve öngörüler görece daha  iyimserdi. Yavaşlama olacağı tahmin ediliyordu ama bunun görece yumuşak olacağı düşünülüyordu.  IMF'nin tahminleri hafif can sıktı.

IMF'nin   hemen  arkasından  OECD  raporu  geldi.   OECD   2012 yılında Türkiye ekonomisinde IMF'nin tahmin ettiğinden de sert bir yavaşlama olacağını  tahmin ediyor,  bunun kriz sonrasında gösterilen performansı  sürdürülemez  hale getireceğini söylüyordu.  Türkiye  ekonomisinde   2012 yılında bir iktisadi kriz  olasılığı olduğu daha net bir ifade ile OECD tarafından dile getiriliyordu.  Can sıkıntısının dozu arttı tabii.

Uluslar arası kurumların  yayınladıkları  raporların esas can sıkan yanı öne sürdükleri görüş öngörülerinin  biraz havada kalıyor olmasıydı. Başka bir deyişle,  bu kurumlar sert bir yavaşlama hatta kriz  öngörüyorlardı  ama  bu  görüşlerini  dayandırdıkları  bulgu ve argümanları ikna edici değildi. Her iki kurum da zayıf kanıtlardan büyük senaryolar üretiyordu. En azından benim değerlendirmem böyleydi.

                                                   *                          *                         *

Bu hafta bu kervana Dünya Bankası da katıldı. Ocak ayında yayınlanan "Küresel  İktisadi Olasılıklar" (Global  Economic Prospects) başlıklı  raporda dünya ekonomisinin  ve ulusal ekonomilerin 2012 performanslarına  ilişkin değerlendirmeler var. Öncekilerin değerlendirmelerinden çok farklı değil bunlar.   Küresel   ölçekte bir yavaşlama öngörülüyor, yavaşlamanın gelişmiş ülkelerde daha güçlü olacağı söyleniyor.  Euro bölgesinde  2012 yılında büyümenin  negatif olacağı tahmin ediliyor.

2012 yılında neden böyle bir tablo yaşanacağı sorusuna verilen cevapta bilmediğimiz bir şey yok. Kamu açığı, kamu borçlanma düzeyleri ,  dış dengesizlik, finansman imkanlarındaki olası daralma vb 2012 de görülecek olan yavaşlamanın nedenleri olarak sıralanıyor.

Laf gelişmekte olan ülkelere gelince rapor  bunların  2008 den daha sert şoklarla karşılaşabileceğine işaret ediyor. Neden diyince yine aynı ya da benzer nedenler sıralanıyor.  Türkiye de bu grupta yer alıyor.  Ancak  2012  yavaşlamasından en sert biçimde etkilenecek  ülkeler arasında baş köşeye oturtuluyor.  Neden diye bakındığınızda iş biraz sarpa sarıyor. Çünkü 2012 yılında etkin olacak sorunlardan  dış dengesizlik hariç hiç birisi Türkiye'de yok. Dahası, sayılan bu nedenlerden bir çoğunda  Türkiye ekonomisi olumlu yönde ayrışmış durumda.

Öncekiler  gibi  Dünya Bankası raporu da zayıf kanıtlardan büyük senaryolar üretme hastalığı ile malul gibi görünüyor. Yaşayıp görelim bakalım. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018