Dünya Bankası tarıma yıllık 9 milyar dolar yatırım yapacak
Dünya Bankası, 2030 yılına kadar tarımsal finansman taahhütlerini yılda 9 milyar dolara çıkaracağını duyurdu. Dünya Bankası Tarım Küresel Direktörü Shobha Shetty, “finansman çabalarını iklim değişikliğiyle mücadele, çiftçileri dijital platformlara taşıma ve sigortanın daha iyi kullanımı yoluyla sektördeki riskleri azaltmaya odaklayacağını” ifade ediyor. Banka geçtiğimiz Aralık ayında, yıllık finansmanın yüzde 45’ini iklimle ilgili projelere ayıracağını duyurmuştu.
AB Komisyonu: Türkiye AB Ortak Tarım Politikası'ndan (CAP) uzaklaşıyor
AB Komisyonu 2024 Türkiye Raporuna göre “Türkiye’nin Tarımsal Destek Politikası, AB İlkelerinden uzaklaşıyor.” Raporda, “sürdürülebilir tarım konusunda adım atılmadığı, hayvan refahı gibi konularda ilerleme kaydedilmediği, çiğ süt kalitesinde sorunlar yaşandığı” gibi konulara dikkat çekiliyor. “Gıda işletmelerinin AB standartlarını karşılayacak şekilde iyileştirilmesi, AB pestisit kalıntı limitlerine uyulması çağrısında bulunan" Raporda, geçtiğimiz yılki tavsiyelere uyulmadığının” altı çiziliyor.
Türkiye pestisit analizlerine 50 milyon euro ödüyor
Meyve sebze ihracatçıları oldukça endişeli. “Bin beş yüz TL olan işçi ücretleriyle toplanan meyve/sebzelerin “bu kurla dünyaya satılması mümkün değil” diyen ihracatçılar, “kurun minimum 50 TL olması gerektiğini” söylüyor ve ekliyor. “Bulgaristan Türk tırlarını sınırda bekletiyor, pestisit analizlerini gelir kapısına dönüştürmüş durumda. Pestisit analizlerine yıllık 50 milyon euro ödüyoruz, analiz için tırlar kapıda 15 gün bekletiliyor, meyve sebzeler bozuluyor. İhracatın bir açılıp bir kapanması yurt dışı pazarlarda kan kaybetmemize neden oluyor. Bakanlık pestisit kontrollerine tarladan başlamalı. 2025 çok daha zorlu geçecek, nasıl dayanacağız” diyor.
Azerbaycan’dan dünyaya “Köy Hayatı Markası”
Azerbaycan’ın dağlarındaki bir çiftliklerinde çekilen “Country_life_vlog” youtube kanalı tüm dünyada milyonlarca izleniyor. Aziza ve eşinin kırsaldaki yaşamı, estetik görüntüler eşliğinde yapılan yemeklerle sunuluyor. Çiftin profesyonel şef olan oğulları Amiraslan’ın pandemide eve dönmesiyle başlayan hikâye bu günlerde bir pazarlama harikasına dönüşmüş durumda. Çiftin doğal ortamda günlük işlerini yaparken çekilen videolarının kalitesi Hollywood profesyonelliğinde. Sesler, renkler ve ışık, bize gerçek zamanlı bir içgörü sunuyor. ABD merkezli Mormon tarikatının finanse ettiği “Ballerina Farm’ın” Kafkas versiyonu diyebiliriz.
Bir aile ile bir ülke tanıtımı
İzleyen herkesi gülümseten sinematografisiyle blog, geçtiğimiz hafta Economist’e “gişe rekorları kıran yemek programı, pastoral bir dönem yankısı” denilerek konuk oldu. Bir aile, bir çiftlik milyonlarca dolarlık ülke tanıtım bütçesinden daha fazlasını yaptı, herkes Azerbaycan’ın kırsalını merak ediyor, videolarda kullanılan ürünleri satın almak, aynı yemekleri pişirmek istiyor. Ailenin özeni, temizliği, sükûneti hayranlık uyandırıyor.
Memleketin her köşesi cennet değil
Videoyu izlerken Anadolu’nun köyleri gözlerimin önüne geldi. “evler kırık dökük, yollar bakımsız, kenarları çöplük, inşaatların çoğu tamamlanmamış, bahçeler düzensiz, meyve ağaçları yaşlanmış, çiçekler yok denecek kadar az, dereler Heslere kurban, bahçeler derme çatma hobi bahçesine dönüştürülmüş, ormanlar plastiklerle dolu, umutlar tarumar.”
Gastronomi festivali enflasyonu
Yıllardır “gastronomi turizmini geliştirmek/ tarıma/kırsal kalkınmaya destek olmak” amacıyla yapılan gastronomi festivallerine ayrılan bütçeyle bu kadar etki yaratılamadı. “Ulus Markalama” adı altında hem yurt içinde hem de yurt dışında faaliyetler yapılıyor. Turquality, “Anadolu’dakiler, Türkiye Dokuma Atlası, tanıdık ünlülerle yurt dışında yemek pişirmece” gibi projelere milyon dolarlar harcanıyor. Küresel gıda pazarında raflar hala uygun fiyatlı Türk ürünleriyle dolu. Turizm derseniz “5 yıldızlı açlık” ile Türk gastronomisini tanıtamamaya aday. Etki analizi “körler sağırlar birbirini ağırlar.” Öneri, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek gastronomi festivallerine vergi koysun.
Velhasıl; sadece tarım değil tüm sektörlerde, tüm zihinlerde 360 derece kriz kol geziyor. Otomotiv tek vardiyaya düştü, yan sanayilerin bazıları dayanamayıp kapatıyor. Tekstil çoktan havlu attı, en hasından beyinler göç yolunda. Çare, “evrene olumlu mesaj yollasak.”