Dünden sonra yarından önce

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi [email protected]

 

Çarşamba akşam Yellen bir kez daha piyasaları sakinleştiren açıklamaları ile hepimizin kahramanı oldu. Büyümede yavaşlama? Geçici. Enflasyonda yükseliş? Kuru gürültü. Aşırı düşük volatilite? Olur öyle şeyler. Fiyatlarda balon ? Yok öyle bir şey.  4 trilyon dolarlık bir bilanço ve ne olursa olsun sıfır seviyesinde tutulacağı imajı verilmiş bir faiz stratejisi ile hisse senedi piyasasının kalıcı bir düşüş hareketine girmesi mucize olur. Daha önce de defalarca paylaştığım gibi ne zaman geleceğini bilmediğimiz bir düzeltme alış fırsatı olarak değerlendirilmeli. Zira bu ortamda yatırımınızı kaydırabileceğiniz başka bir alternatif araç bulunmuyor. Ancak bu stratejinin göz yaşları ile biteceğini söylemek sanırım kahinlik yeteneği gerektirmez. Atalarımızın dediği gibi görünen köy kılavuz istemez. 2 gün boyunca yeterince FED ve Yellen analizi okuduğunuzu var sayarak başka bir konuya değinmek istiyorum.

ABD'nin son 40 yılın en yüksek miktarda petrolünü pompaladığı, Rusya'nın Ukrayna'ya gazı kestiği, Irakta İran'ın ABD'nin müttefiki haline geldiği ilginç bir dünyada Çin konusunu unutmak halen çok tehlikeli olabilir. S&P Globalportal sitesinde görebileceğiniz üzere S&P güzel bir çalışma yapmış durumda.  Ana fikri tek bir cümle ile paylaşmak gerekirse şirket borçlanma piyasasında ağırlık hızla Asya-Pasifik bölgesine kayıyor ve birkaç yıl içinde bu bölge büyüklük açısından bir numara olacak. 
 
Analizde öne çıkan bir kaç nokta var:

1-Şirket borçlanmasında artık merkez Asya-Pasifik oldu diyebiliriz
2-Ağırlıklı Çin kaynaklı borçlanma ile 2016 yılında Asya-Pasifik piyasası ABD+AB'den daha büyük olacak.
3-Bu gelişme riskte de artışa neden olacak . Rapor bu görüşü rakamsal metriklere dökmemiş ancak bölgenin ve özellikle Çin’in yapısı göz önüne alındığında çok ciddi bir zıplama olacağını söyleyebiliriz. 
4-Çin şu anda ABD şirket borçlanmasından daha büyük bir pazar. 2013 yılı itibarı ile liderliği ele geçirmiş durumda. 
5-2018'de Çin 20 trilyon dolarla toplam pazarın 1/3'ünü temsil ediyor olacak. Bu Çin’in ne kadar önemli bir ekonomi haline geçtiğini gösterse de sağlıklı bir gelişme olmadığı da aşikar. Ekonomik yavaşlama ve reformların hızlandığı bir dönemde finansal sistem ve oyuncuları ile ilgili şeffaflık çok düşük seviyede. Bu hatalı fiyatlamalar kadar ani şoklara da neden olabilir.
6- 2008-13 döneminde en fazla borç enerji, Asya emlak, sağlık, K. Amerika iletişim sektörlerinde oldu. Önümüzdeki dönemlerde yine öne çıkması beklenen sektörler bunlar.
7-AB ve Japonya'ya baktığımızda ise Çin ve ABD piyasalarında güçlü bir büyüme varken net bir durgunluk göze çarpıyor. Aslında bölgenin ve ECB'nin sorununu da yansıtıyor. Borç vermek isteyen olmadığı gibi almak isteyen de çok fazla değil. Bu durumda istediğiniz kadar çok sayıda likidite ihalesi açın ve istediğiniz kadar faizleri düşürün pek etkisi olmayabilir. 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dijital Paraya Geçiş 27 Eylül 2019
ECB’nin alternatifleri 26 Temmuz 2019