Dün yokmuş gibi davranmamak…
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, teşvik kapsamını genişleterek atıl kalmış fabrika binalarını ve atıl kamu binalarını kapsama alacaklarını böylece arsa üretilmesi zor olan alanlar ile 5.ve 6.bölgelerde yatırımları hızlandıracaklarını açıklıyor. Bu açıklama bana bu konuda geçmişteki uygulamaları hatırlattı. O nedenle envanter çıkarılırken dünün olumsuz sonuç veren uygulamalarının eksiklerinin ele alınmasının uygun olacağını düşünüyorum.
Bundan 20 yıl kadar önce Adıyaman'a doğru gidiyorduk. Çok güzel bir çevreden geçen yolda Adıyaman'a yanaştığımız sırada sağlı sollu birbiri ardından yarım kalmış fabrika binaları ile karşılaşmış ve onların Özal döneminde alınan teşviklerle başlatılmış sonra yarım kalmış atıl yatırımlar olduğunu öğrenmiştik. Hatta bu atıl binalardan birinin önünde durup, içersine bağlanmış ve otlamakta olan hayvanın resmini çekip yayınlamıştık.
Beş altı yıl sonra Adıyaman eski Sanayi Ticaret Odası başkanı Zafer Ersoy ile dönemin TGSD Başkanı Umut Oran kente tekstil kümelenme çalışmaları yaparlarken bu atıl yatırımların bir kısmı yeniden devreye alınabilmişti.
Bu yarım kalmış yatırımlara ait binalar meselesi bundan 10 yıl kadar önce bir kez daha Ecevit iktidarı döneminde gündeme gelmişti. 2000 yılının Kasım ayında "İşletme sermayesi nedeniyle yarım kalmış, işletmeye girememiş yatırımların teşviki" konusunda bir kararname çıkarılarak yüzde 30-50 oranında tamamlanmış yatırımların 2 yıl ödemesiz 5 yıl vadeli kredi ile teşviki planlanmıştı.
O dönemde bu kapsamda teşvikten yararlana bilecek 26 ilde atıl tesis bulunduğu saptanmış, bu illerden üçünün Karadeniz'de, ikisinin İç Anadolu'da geri kalan 21'inin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da olduğu belirlenmişti.
Görüldüğü gibi yine atıl yatırımlar o dönemde de bütünüyle gerice yörelerdeydi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Teşvik Kapsamını genişleten bir kararname ile yine atıl fabrika binalarının, ya da fabrika binası olarak kullanılabilecek binaların "sabit sermaye tutarına" dahil edilmesini sağlayacaklarını ve bu binaların teşvik kapsamında vergi indirimine tabi olacağını açıklıyor. Çağlayan "Türkiye'nin bu binaları terk edecek lüksü yok" diyerek bu karalarının yeni arsa üretimi zor olan bölgelerle 5. ve 6. Teşvikli Bölgelerde yatırımları hızlandıracağını belirtiyor. Ayrıca, bu konuda bir envanter çalışması yapacaklarını, kamunun elindeki atıl binalarında bu yolla değerlendirileceğini açıklıyor.
Doğru ve önemli bir girişim. Ancak, bu envanter çalışması yapılırken, Özal teşvikleri sırasında atıl kalan çoğu Güneydoğu'daki atıl binalar ile 2000 yılının Kasım ayındaki kararname kapsamında yine çoğu Doğu ve Güneydoğu'da26 ildeki yarım kalmış yatırımların teşvikinin sonuçlarının ele alınarak yola çıkılması yararlı olacaktır. Envanterin öncelikle dünün olumsuz sonuç veren yapısını saptaması, aynı eksikliklerin yaşanmaması açısından büyük önem taşıyacaktır. Yola çıkılırken "dün yokmuş gibi davranmak" doğru olmaz…