Düello

Prof. Dr. Burak KÜNTAY
Prof. Dr. Burak KÜNTAY DÜNYA’NIN POLİTİKASI [email protected]

Üniversite yıllarımda, Amerikan si­yaseti ve tarihi okumaya karar ver­diğimden beri ABD seçimleri be­nim için mesleğimin en keyifli dönemleri olmuştur. Okuduklarımı icra etmek, ana­lizlerini yapmak bana hep keyif vermiştir. Hele ki seçim sürecindeki o başkanların münazaraları, en keyifli kısım da odur.

İlk televizyon münazarası Richard Nixon ve John F. Kennedy arasında 1960 senesin­de olmuştu. Efsane bir gece. Nixon’un önde götürdüğü seçimleri o geceki performans ve duruşuyla Kennedy söktü aldı. O müna­zara dahil yaşımın yettiklerini canlı, yet­mediklerini banttan defalarca seyrettim. Hepsi ayrı enteresan, hepsi ayrı keyifliy­di.

Geçen gecekini canlı ve banttan toplam 4 kere seyrettim ve netice aynı. Konsant­re olamıyorum, konuları dinleyemiyorum, anlayamıyorum. Neden mi? Trump’ın du­dak hareketleri ve “En güzel benim” duru­şuna bakmaktan, Biden’ın kelimelerinin arasında kaybolmaktan konuları dinleye­medim bile.

Sürpriz değil, beklenen sonuç

O münâzara, ABD tarihinin bence en keyif­siz ve düşündürücü münazarasıydı. “Trump kazandı” diyenlere söyleyeyim, Trump çok kötüydü. Hem de çok. Sadece karşısında biri olmadığı için mecburen kazanan dendi. Yok­sa Biden resmen çökmüştü. Bunu yeniymiş gibi değerlendirenlere sorum, “Bu adam 1 senedir ön seçimden ön seçime koşturup bu konuşmaları aynı tempoda yapmıyor muy­du?” Yapıyordu. Farklı mıydı? Hayır. Dola­yısı ile bu bir sürpriz değil, beklenen sonuç. Asıl mesele bundan sonrası.

Şimdi herkes birdenbire yorum yapma­ya başladı. Parti, Biden’ı değiştirecek. Yeri­ne Gavin Newsom, Josh Shapiro, Gretchen Whitmer, J.B. Pritzker gibi valilerin isim­leri telaffuz ediliyor. Doğal olarak Kamala Harris de potansiyeller içerisinde. Ya da biri, bir yerlerden duymuş “25. Madde dev­reye girecek” diyor. Vaziyet evlere şenlik.

Biden "Çekiliyorum" demezse...

Bakın, uzunluk itibarıyla ekseriyeti­ni önümüzdeki haftalarda anlatmaya çalı­şacağım ama kısaca birkaç sufle vereyim. Biden 4 bine yakın parti bağımlı (yemin­li) delegesinin 3 bin 700 civarında oyunu alarak bu noktaya geldi. Ağustostaki kong­rede eklenecek 700 küsur süper delege ha­riç kimse oyunu “Biden’a değil de başkası­na vereyim” diyemez. Nizam var, teamüller var. Biden “Ben çekildim” demediği müd­detçe ağustosta parti kongresinde aday. Bu kadar net.

Gelelim aday isimlere: Herkes Gavin Newsom adını öğrenmiş, bir Newsom’dur gidiyor. Adam karizmatik, etkileyici, sevi­liyor ama aşırı liberal Kaliforniya’da gide­ri var ama seçim sathı mailine gelindiğin­de Demokratların sağ tarafında oy alamaz. Aynı Hillary’nin Trump’a kaybettiği seçim­de soldan oy alamadığı gibi. Bakın bağımsız seçmen ya da Cumhuriyetçilerden oy dev­şirmekten bahsetmiyorum. Newsom, De­mokratları bile toplayamaz. Aynı şeyin ter­si, Josh Shapiro için de geçerli. O da sağa yakın, partinin sol kanadından oy alamaz.

Trump'ın durumu da parlak değil

Gelelim ne olura...Herkes her şeyin far­kında. Biden’a başta basın, sonra partinin önde gelenleri çekilme baskısı yapar. Eğer çekilmezse ve seçime kadar ayakta ise Bi­den seçime girer. Dünkü yaptığı konuşma­dan net anladığım bu. Çekilmeye niyetli değil. Eğer baskı artar ve ikna olursa o za­man değişim olabilir, tabi ağustos öncesi mi, sonrası mı sistemsel olarak çok şey fark ediyor. Onu da haftaya anlatayım.

Biden, seçimde “Evet hastayım, genç de­ğilim, yürümekte zorlanıyorum ama en azından doğru söylüyorum ve suçlu deği­lim” kampanyası güdecek. Trump’a gelin­ce, onun durumu da parlak değil. Temmuz ayı içerisinde ilk davanın cezası açıklana­cak bu davadan hapis vs. almaz, ama asıl mesele diğer üç dava.

Bu süreç Amerikan halkını öyle bir yere götürüyor ki, hiç istemedikleri iki adayın yarışında, hangisi daha az kötü seçimini yapmak zorundalar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Trump’a az kala 17 Aralık 2024
Suriye 10 Aralık 2024
Malumun ilamı 19 Kasım 2024
Akılda kalan sorular 12 Kasım 2024
Ruhsuz seçim 24 Ekim 2024
Değişen dünya 15 Ekim 2024