Dubrovnik'e turist girişi neden sınırlanıyor?

Suat TAŞPINAR
Suat TAŞPINAR AVRUPA'NIN DOĞUSU [email protected]

"Daha fazla turist, daha fazla gelir" diye herkes yırtınıp dururken, Hırvatistan'ın gözdesi Dubrovnik, eşine nadir rastlanır bir uygulamaya imza atıyor: Haddinden fazla turiste izin yok!

Türk turistlerin de son yıllarda "moda destinasyon" yaptıkları Dubrovnik'te, en ölü sezonun yaşandığı şu günlerde hummalı bir çalışma var: UNESCO'nun dünya mirası listesindeki eski şehrin surlarının etrafı kameralarla çevriliyor. Amaç güvenlik amacıyla takip değil, turist sayısını kontrol etmek. Peki neden?

Çünkü surlar içinde yüzlerce yıldır hayatın "doğal akışı" içinde devam ettiği, restorasyon diye sıfırdan müteahhit eliyle sur inşa etmek değil "orijinal tarihi dokuyu korumak" anlayışının hakim olduğu bu muhteşem şehir, "varlığım turizm gelirlerine armağan olsun" demiyor.

UNESCO uzmanları ölçüp biçmiş ve Hırvat hükümetine, "Dubrovnik'in tarihi şehri, surları, aynı anda 8 binden fazla turisti taşımaz. Fazlası şehri yok eder" demişti. Geçen yıl bir günde şehri surlarını aynı anda 10 binden fazla turistin gezmesi ile "tehlike çanları" çalmıştı.

Bunun üzerine "acil durum" ilan edildi ve şehrin nasıl korunacağına kafa yoruldu. Sonunda "şehre girişi sayıya bağlamakta" karar kırıldı. Bunun için de surlar içindeki eski şehrin beş giriş kapısına kamera ve numaratör sistemi yerleştirildi. 6 bin kişiye kadar sıkıntı yok. Bu rakam aşıldığında "kontrollü yavaş giriş" sistemi uygulanacak. Eğer 8 bin rakamı aşılırsa organize turlarla turistlerin şehre girişine izin verilmeyecek. Bir gün önceden şehre giren ya da şehir indirim kartı alanlar önden girecek, habersiz gelen turistler gerekirse kuyrukta bekleyecek.

Hırvatistan, geçen yıl Türkiye'ye olan talebin de düşmesiyle turizmde tam bir patlama yaşıyor. Dubrovnik, ülkenin en cazip destinasyonu. 2016'da şehre ilk kez 1 milyonun üstünde turist geldi. Dubrovnik akvaryum gibi denizi ile Dalmaçya kıyılarının "olmazsa olmaz" durağı. Belki güzel deniz çok yerde var ama Dubrovnik'in eski şehri kadar iyi korunmuş mekanlar maalesef pek az.

Modern zamanların insanı, rant derdiyle elini değdirdiği her yerde telafisi imkansız hasarlar yaratıyor. Pardon; "her yerde" değil. Bazı şehirler "tarihi dokusu"nun üstüne titriyor. Üç beş kuruş daha fazla para kazanma uğruna kendi tabutunu kendi elleriyle çivilemiyor. Bunun ne kadar doğru olduğunu anlamak için, Dubrovnik şehrini çepeçevre saran surların üzerinde 2 kilometreyi bulan unutulmaz yürüyüşte hem şehri, hem denizi kuş bakışı seyretmek kafi. 14. yüzyıla kadar uzanan surların içinde dünü ve bugünü bir arada yaşamaya devam eden huzurlu Dubrovnik var. Turizmin "tüketmek" değil, önce "korumak" üzerine kurulu olduğunu kulağımıza fısıldayan…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar