Duayen olabilmek...

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI [email protected]

 

 

Taşıt Araçları Yan Sanayi Derneği (TAYSAD) kurucu üyesi,
TAYSAD'ın dördüncü Başkanı,
TAYSAD OSB Kurucu ve Müteşebbis Heyet Üyesi.
İSO Meclis Üyesi,
İSO Yönetim Kurulu üyesi,
İSO Vakfı Yönetim Kurulu üyesi,
TOBB Otomotiv ve Yan Sanayi Sektör Kurulu Başkanı
TTGV Yönetim Kurulu üyeliği,
1999-2002 Kocaeli Milletvekili,
Kocaeli Sanayi Odası Disiplin Kurulu Başkanı,
Kocaeli Serbest Bölge AŞ denetçi,
Bunların dışında birçok sivil toplum örgütünde de başkan ve üyelik yapmış.
Yani onlarca şapkası bulunan Ahmet Arkan'dan, sanayide bir duayenden bahsetmek istiyorum.

Arkan, 1943 Tokat doğumlu. Doğduğu kentte meslek lisesini bitirdikten sonra bir yandan çalışmak, diğer yandan da mühendislik eğitimi için İstanbul'a gelir.
Otosan'da kalıpçı olarak işe başlar. Ustalık, ustabaşılık derken, Devrim Otomobili'nden sonra 1966 yılında ülkemizin ikinci yerli yerli otomobil olan Anadol'u üreten çekirdek kadro içinde yer alır.
Otomobil ve aksamları üretimini iyice öğrenir.

Artık kendi işini kurmanın zamanı geldiğine karar verir ve bir arkadaşıyla birlikte 1969 yılında, kalıp üretmek üzere 45 metrekarelik küçük bir dükkanda Arfesan'ı kurar.
Ahmet Arkan'dan başka, bir ortak ve bir çırak oluşturuyormuş tüm kadroyu.
Yıllar geçer, kalıpçılıkta iyi isim yaparlar ancak geldikleri nokta değil, gelecek heyecanlandırır onları ve kalıp üretiminden fren elemanları üretimine geçmeye karar verirler.

Bir süre sonra bu alanda da başarılı olurlar, Arfesan artık fren araçları üreten bu alanda ihtisas sahibi bir firma haline gelir.
Ford - Otosan'dan sonra 1968'de Tofaş'ın ve 1969 yılında Oyak-Renault'nun kurulması, Türkiye'de otomotiv sanayinin gelişip güçlenmesinde etkili olur.
Yurt dışından ithal edilmek durumunda olan malların yurt içinde üretilmesini sağlayarak dışarıya bağımlılıktan kurtulmak suretiyle sanayileşmeyi öngören politikalar Türkiye'de otomotiv yan sanayinin gelişmesinde bir devrim niteliğinde.
Çok sayıda yan sanayi kuruluşunun sektörde üretime başlamasına neden olur.
Ana sanayi ilişkilerini düzenlemenin gerektiğine inanlar 1978 yılında beş girişimci TAYSAD'ı kurmaya karar verirler.

Beş kişiden biri de Ahmet Arkan'dır. Kurulduğunda 13 üyesi olan TAYSAD'ın bugün 33'e yakın üyesi bulunmakta.
Ahmet Arkan'ı 1994 yılında TAYSAD Başkanlığı yaparken tanıdım.
Yönetim kurulu üyeleri Abdullah Kanca (kendisini rahmet ve şükranla anmak isterim ), Ahmet Bayraktar, Yunus Çiftçi ile birlikte KOSGEB'de bir araya gelmiştik.
1993 yılında kurulmasına karar verdikleri OSB'nin kurulması sürecine destek ve üyelerine o zamanki koşullarda çok önemli olan ISO standartları eğtimi ve sertifikaları alınmasında KOSGEB olarak birlikte projeler yapmaya karar vermiştik.
KOSGEB-TAYSAD işbirliği bağlamında ülkemizde ilk kez AB kaynaklı hibe projesi başlatıldı.
Bu birliktelik ve işbirliği diğer mesleki kuruluşlarla yapılacak çalışmalara örnek oldu.
Her hafta Ankara'ya gelip bakanlıklar da ve ilgili kuruluşlarla bir yandan OSB önündeki engellerin aşılmasında diğer yandan da yan sanayinin gelişmesinde önemli kararların alınmasını sağlamışlardı.

Önceki gün TOSB Başkanı Yunus Çiftçi ile birlikteydim. Araçla OSB'yi gezerken bu çorbada tuzu olan bir kişi olarak muhteşem denilecek ölçülere gelmiş bir sanayi yerleşkesini görünce duygusallaştım.
Kurulduğu günden bugüne TAYSAD'ta ve TOSB'da görev yapmış ve halen yapmakta olan kişilerin çabasıyla dünyada otomotiv yan sanayi alanında örnek bir kurum oluşturdular. Ellerine ve yüreklerine sağlık.
OSB'yi gezerken Ahmet Arkan'nın buradaki fabrikasını görünce kendisini telefonla arayarak özlem giderdim.
1969 yılında kurduğu şirket bugün fren körükleri sistemlerinde dünyanın ilk 5 firması arasında gösteriliyor.

Daimler Mercedes, Scania'nın yanı sıra büyük aks üreticileri de müşterileri arasında, toplam üretimin yüzde 92'si 35 ülkeye ihraç ediliyor. 15 bin metrekaresi kapalı, 18 bin metrekarelik modern tesislerinde 210 personelin yanı sıra ilk çırağının çocukları da fabrikada çalışıyor.
44 yıldır ülkesinin kalkınmasında, ekonomisinin gelişmesinde, istihdamında, gençlerin eğitilmesinde bıkmadan usanmadan çalışan bir sanayi sevdalısı, bir duayen.
Değerli okurlar kanımca duayen olabilmek için, toplumsal ve sosyal sorumluluk bilinciyle ülkesini sevmek, özverili, inançlı ve sevdalı olmak gerekiyor.
Siz ne dersiniz?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar