DTÖ Hakemi, karbon sınır vergisini bıraksın
Küresel sera gazı emisyonlarını azaltma çabaları, beleşçi sorununun üstesinden gelmeli ve karbon sınırı ayarlama önlemleri, oyun alanını eşitlemenin en etkili yoludur. Ancak yalnızca yeniden canlanan bir Dünya Ticaret Örgütü, böyle bir mekanizmanın adil bir şekilde uygulanmasını sağlayabilir. Uluslararası düzenin karşı karşıya olduğu belki de en önemli görev, 2015 Paris Anlaşması’nda müzakere edilenler gibi sera gazı emisyonlarına ilişkin ulusal sınırların uygulanmasıdır. Karbon sınırı ayarlamalarında adil uygulama, yeniden canlandırılmış bir Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ile gerçekleşebilir.
Mevcutta çoğu ülke kendi standartlarını karşılayamadı
Karbondioksit emisyonlarını azaltmaya yönelik geçmişteki girişimler sınırlı sonuçlar vermişti. Çin ve diğer yükselen ve gelişmekte olan ekonomiler, anlaşılır bir şekilde, sorunu yarattıkları için önce sanayileşmiş ülkelerin gitmesi gerektiğini savunarak, hızla artan emisyonlarını dizginlemeye direniyorlar. Avrupa Birliği, Emisyon Ticaret Sistemi aracılığıyla bu kıtadaki karbondioksit fiyatını ton başına yaklaşık 78 dolara yükselterek, bir miktar başarı elde etti. ABD kısa süre önce, elektrikli araçları ve diğer yeşil teknolojileri büyük ölçüde sübvanse eden Enflasyon Düşürme Yasasını çıkardı fakat ülke hala bir karbon vergisinden çekiniyor.
İyi niyetlere rağmen, bu küresel çabalar iklim değişikliğine pek bir darbe indirmedi. Müzakereciler, küresel ısınmanın büyüklüğü için 1.5º veya 2º Celsius’luk bir küresel hedef belirleme konusunda pazarlık yaparak, zaman kaybetmeye devam ediyor. Ancak mevcut ulusal emisyon politikaları her iki sonucu da elde etmek için çok gevşek. Çoğu ülke kendi standartlarını bile karşılayamadı.
Yürütme mevcut değil. Ülkeler hedeflerini ıskaladıklarında, uluslararası toplum tarafından cezalandırılmaları bir yana çağrılmıyorlar. Karbon kaçağı ve küresel rekabet, sorunu büyük ölçüde şiddetlendiriyor. Eğer bir ülke kendi karbon yoğun yerel firmalarına düzenleyici maliyetler yüklerse, üretim daha düşük maliyetli ülkelere kayma eğilimi gösterir.
Karbon sınırı ayarlama önlemleri, bu toplu eylem sorununa potansiyel bir çözüm sunuyor, çünkü kurallara uyan yerel firmaların altını oymakla tehdit eden daha ucuz, karbon yoğun ithalatın maliyetini artırıyor. Tarifeler, sektörlerin emisyonlarını daha düşük düzenleme standartları ve uyum maliyetleri olan ülkelere taşımasını zorlaştırarak oyun alanını eşitler. Ayrıca hükümetleri ciddi taahhütlerde bulunan ülkeler kulübüne katılmaya ve ardından bunlara uymaya teşvik ederler.
Gelişmekte olan ülkelerin de yararına olacaktır
DTÖ’nün çevreye dayalı olarak yeniden canlandırılması, gelişmekte olan ülkelerin de yararına olacaktır. Vietnam ve diğer Asya ülkeleri, güneş panelleri ve diğer yenilenebilir enerji ekipmanı ithalatına karşı ABD ve AB ticaret engellerini hedefleyen davalar açabilir. Benzer şekilde, Enflasyon Düşürme Yasası›nın yönleri, ABD ticaret ortaklarına basitçe misilleme yapmak yerine dava açmaları için sebep verebilir. Davacı ülkelerdeki üreticiler fayda sağlayacak ancak daha ucuz güneş panelleri, rüzgar türbinleri, piller ve elektrikli arabalardan kazanacak olan ABD›li alıcılar da fayda sağlayacak.
Sonuç olarak çevresel bir ticaret savaşı yerine, yeniden canlanan bir DTÖ, faydalı karbondioksit sınır vergileri için yeni normları teşvik edebilir ve yeşil mal ve hizmetlerde bir ticaret dalgası yaratabilir. DTÖ Genel Direktörü Ngozi Okonjo-Iweala, çevresel ekipman ticaretini serbestleştirmek için süresi dolmuş müzakereleri yeniden canlandırmak istiyor. Ortaya çıkan yeşil küreselleşme her ülkeye ve her şeyden önce gezegene fayda sağlayacaktır.