Dövizli sözleşmelerin uyarlanmasında damga vergisi (Yok demiştik zaten)

Bumin DOĞRUSÖZ
Bumin DOĞRUSÖZ HUKUKA GÖRE [email protected]

13.9.2018 günlü Resmî Gazete’de yayımlanan 85 sayılı “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar”ın uygulanması kapsamında, döviz cinsinden kararlaştırılmış sözleşmelerdeki bedellerin Türk parası olarak değiştirilmesine ilişkin düzenlenen kağıtlarda damga vergisi olup olmayacağı tartışmasına, Maliye Bakanlığı nihayet yayınladığı 22 sayılı Sirkülerle son verdi. Açıklama şöyle:

“85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında döviz cinsinden düzenlenmiş olan sözleşmelerin bedellerinin Türk Lirası (TL) olarak yeniden belirlenmesine ilişkin düzenlenen kağıtların;

- Sözleşmelerin diğer maddelerinde (taraf, süre uzatımı, yeni iş ilavesi vb.) bir değişiklik yapılmaksızın münhasıran bedele ilişkin düzenleme yapılması,

- Yapılacak değişiklik sonrası Türk Lirası cinsinden belirlenecek toplam bedelin, ilk sözleşmede yer alan döviz cinsinden bedel ile değişikliğe ilişkin kağıdın düzenlendiği tarihteki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca ilan edilen cari döviz satış kurunun çarpımı suretiyle bulunacak tutarı geçmemesi,

- İlk sözleşmeye atıf yapılmış olması şartlarını birlikte taşıması halinde, söz konusu değişikliğe ilişkin kağıtlardan ayrıca damga vergisi aranılmayacaktır.

Diğer taraftan, sözleşme bedelinin Türk Lirasına uyarlanmasına yönelik düzenlenen kağıdın, yabancı para ile düzenlenen sözleşmenin diğer maddelerinde bir değişiklik yapılmaksızın, düzenlendiği tarihteki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz satış kurlarına göre hesaplanacak tutardan daha yüksek bir bedel içermesi durumunda, ilk sözleşmedeki damga vergisinin azami tutardan ödenmemiş olması kaydıyla, artan tutar üzerinden damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Yabancı para cinsinden düzenlenen sözleşmelerde damga vergisinin azami tutardan ödenmiş olması halinde ise, değişikliğe ilişkin kağıdın yukarıda belirtilen nitelikleri haiz olması kaydıyla, artan bedel nedeniyle bu kağıttan ayrıca damga vergisi aranmayacaktır.

Bedelin Türk Lirası olarak belirlenmesine ilişkin düzenlenen kağıdın, ilk sözleşme yerine yeni bir sözleşme olarak veya aynı sonucu doğuracak şekilde bedel dışındaki unsurları da değiştirecek şekilde düzenlenmesi halinde, bu kağıt için genel hükümler çerçevesinde damga vergisi aranılacağı tabiidir”.

Uygulamada hemen hemen hukukçu olmayan bütün meslek mensupları, kolaya kaçıp, dövizli sözleşmelerin TL’na çevrilmesine ilişkin protokol veya ek sözleşmelerin damga vergisine tabi olacağını savunurken, bendeniz burada damga vergisi olamayacağını aşağıdaki satırlarla savunmuştum.

“Damga vergisine ilişkin mevzuatına bakılarak, uyarlamalarda sözleşme ediminin değişecek olması nedeni ile damga vergisinin doğacağı ileri sürülmektedir. Ancak etik açısından bakılırsa sorun bir adaletsizlik de içermektedir. Özel hukuk sözleşmelerine -kamu yararı nedeni ile haklı da olsa- yapılan müdahale ile adeta “durup dururken” sözleşme tarafları kamu zoru ve baskısı ile mali yükümlülük altında bırakılmaktadır. Bence burada, daha önce yapılmış ve damga vergisi ödenmiş sözleşmelerle ilgili olarak, 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı gereği hiçbir hükmü değiştirilmeksizin sadece ediminin uyarlanması dolayısıyla düzenlenecek protokollerin damga vergisinin konusu dışına çıkartılması gerekmektedir. Burada söz konusu düzenleme, bahsettiğimi koşullarla düzenlenecek uyarlama protokollerinin yeni bir sözleşme oluşturmayacağı ve damga vergisinin konusuna girmeyeceği, bir Genel Tebliğ ile kabul olunabilir.” (25.9.2018 günlü DÜNYA Gazetesi)

“Kişisel kanaatim; damga vergisinin konusuna sözleşmelerin dahil olması, sözleşmelerin ise tarafların özgür iradelerinin kesişmesi ile meydana gelecek olması noktalarından hareketle, burada tarafların yeni bir sözleşme yapma niyetlerinin bulunmaması, yapılanın daha önce özgür irade ile oluşmuş sözleşmelerin kamu otoritesinin emredici düzenlemelerine uygun hale getirilmesi olduğuna, edimi değiştiren iradelerin yaptırım tehdidi ile ortaya çıkması sebepleri ile döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenmiş edimlerin TL cinsine çevrilmesinde (uyarlanmasında) yeni bir sözleşmenin veya yeni bir edimin ortaya çıkmadığı ve dolayısıyla bu konudaki protokollerin damga vergisinin konusuna girmeyeceği şeklindedir.” (30.10.2018 günlü DÜNYA Gazetesi)

Görüşümüzün Maliye Bakanlığınca da benimsenmesi, tabii ki memnuniyet verici. Galiba yine haklı çıktık.
Bu Sirkülerin yayımından önce damga vergisini hesaplayarak ödemiş olanlar, Vergi Usul Kanununun hata ve düzeltme hükümlerine göre iade talep edebilirler.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Konaklama Vergisi 29 Ekim 2019
Değerli Konut Vergisi 22 Ekim 2019
Yenileme Fonu… 15 Ekim 2019