Döviz yarası mutlaka kanayacaktı, kaşıya kaşıya daha da kanatıyoruz

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

2001 yılı sonunda dolar kuru 1.4396 düzeyinde bulunuyordu. 2010 sonuna geldik, yani aradan dokuz yıl geçti, dolar kuru bu kez 1.5460 düzeyinde. Bu değerlere göre, dolar 2001 sonundan 2010 sonuna kadar olan dokuz yılda yüzde 7.4 arttı. 

"Bu dönemde, yani dokuz yılda enflasyon da herhalde bu dolaylarda artmıştır." Ne kadar da komik geldi bu cümle değil mi. Komik tabii ki, yüzde 7.4, normalde bizim yıllık ortalama enflasyonumuz.

Peki, doların TL'ye karşı yüzde 7.4 değer kazandığı 2001-2010 döneminde TÜFE artışı ne kadar olmuştur dersiniz. Tam yüzde 168.

Şimdi, sepete bir sürü dövizi koyarak, ilgili ülkelerdeki enflasyonu dikkate alarak, reel efektif döviz kuru hesaplaması yapabilir ve bu hesaplama sonucunda Türk Lirası'nın çok değerli seyretmediği sonucuna varabilirsiniz. Zaten yapılan da o. 

Ama bir de düz bir hesaplamayla ortaya konulan bu tablo var. Bir tarafta yüzde 7.4'lük kur artışı, onun hemen yanında da aynı dönemde yaşanan yüzde 168'lik enflasyon. 

Bir tuhaflık olmadığını söylemek, söyleyebilmek mümkün mü? Dolar kuru bu on yılda (2001 de dahil) ortalama 1.4296 düzeyinde gerçekleşmiş. Yani ortalama, başlangıç düzeyi olarak aldığımız 2001'e daha yakın. Çünkü yıllık bazda dolar kuru kimi dönem çok çok aşağılara inmiş. Örneğin 2007 sonundaki kur 1.1647 olmuş. 

Yıllık ortalama kura bakıyoruz, benzer bir eğilim var. Bu kez, 2002-2010 döneminde adeta yatay sayılabilecek bir eğri oluşmuş.

Acısı çıkıyor
Taşıma suyla değirmen ancak bu kadar dönüyor işte. On yıl boyunca dünyada paranın bol olması, bizde faizlerin yüksekliği ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan sıcak para bağımlılığı, bu konu üstüne eğilmekten alıkoydu bizi. 

Para geliyor muydu, geliyordu; gerisi boştu. Yabancının bizim kara kaşımız, kara gözümüz için gelmediği gerçeğini görmek istemedik, umursamadık.

2011 ve 2012'deki dalgalanmadan sonra 2013 yılıyla birlikte yükselme başladı. 2013'ü 2.13, 2014'ü 2.32 düzeyinden kapattık. Bu yılı hangi düzeyden kapatacağımızı ise kimse bilmiyor. Zaten dün itibariyle 2.90'ı aşmış durumdaydık. 

Hem en yetkili konumda görünen ağızlar 3'ü telaffuz ediyorsa ve birileri de bu açıklamalardan sonra "İhracatçı için 3 lira iyidir" diye tempo tutuyorsa, birkaç güne bu düzeyi de görürüz. 

Ama orada istikrar sağlayabilir miyiz; yoksa işler daha da kötüye gider ve ipin ucu tümden kaçırılır mı, bilinmez. İyi kötü biliniyor da, hadi bilinmez diyelim.

2.29 nere, 2.71 nere?
2015-2017 yıllarını kapsayan orta vadeli programa göre 2015 yılı dengeleri ortalama dolar kurunun 2.29 olacağı varsayımı üstüne inşa edilmişti. Bu bir anlamda resmen ilan edilmeyen dolar kuru hedefiydi, öyle de nitelenebilir. 

Yılbaşından bugüne kadar oluşan değerlere göre dolar kurunun ortalaması 2.60'ı buldu. Eğer dolar, bugünden itibaren yılsonuna kadar 2.90'da kalırsa, yıl ortalaması 2.71'e ulaşacak. 

Şimdi siz ta geçen yılın sonbaharında Türk özel sektörüne bu yıl için doların ortalamasının 2.29 olabileceğine dönük bir öngörü sunuyorsunuz, sonra da bu değer "şimdilik" yüzde 18 sapma gösteriyor ve 2.71'e doğru yol alınıyor. 

Bu gidiş iyi gidiş değil. Ama, yanlış yola da girdik bir kere, artık dönüş yok ki. 

Dövizdeki bu artışın sonuçlarını henüz tam olarak görmüş de değiliz. Sakın böyle düşünerek yeni bir rehavet yaratmayalım kendimize. Domino taşları hala yerli yerinde duruyor sayılır.

aktas-tablo-006.jpg

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar