Döviz uzun dönemde hala zarar ettiriyor

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Özellikle dolar bu yıl çok hızlı bir artış kaydetti. Yılbaşında 2.32 olan dolar kuru, bir ara, seçimin hemen sonrasında 2.80'e kadar dayandı. Geçen yılın 2.18'lik ortalaması da bugüne kadar olan dönem itibariyle 2.57'yi buldu. Yani dolarda çok hızlı bir artış var. Bu, doların hem yurtdışında değer kazanmasından kaynaklanıyor, hem de bizim yurtiçinde yangına adeta körükle gitmemizden. Sonuç ortada, dolar hızla değer kazandı, dalgalanmakla birlikte kazanmaya da devam ediyor.

TÜİK'in dün açıkladığı finansal tasarruf araçlarının getirisine ilişkin veriler de bu yönde bir özet tablo sunuyor bize. TÜİK verilerine göre, TÜFE artışından arındırılmış haliyle dolar haziran ayında reel olarak yüzde 2.64, son üç ayda yüzde 2.72, son altı ayda yüzde 12.51, son bir yılda ise yüzde 19.07 değer kazandı. 

Son bir yılık değer artışında dolara en çok yaklaşan finansal yatırım aracı, yüzde 9.89 ile altın. Bu bir yıllık dönemde devlet iç borçlanma senetlerinde yalnızca yüzde 0.88'lik bir artış var, diğer araçlar ise zarar ettirdi. Borsada yüzde 4.03, mevduatta yüzde 2.02, euroda ise yüzde 1.78 zarar oluşmuş durumda.

Son dönem iyi ama...
Dolar, son bir yılda sağladığı getiriyle diğer finansal yatırım araçlarının açık ara önünde bulunuyor. Ne var ki, yalnızca son bir ya da birkaç yılla sınırlı bir değerlendirmeden kaçınmak gerek. Daha orta vadede durum ne, ona da bakmalı.

İşte öyle yapınca tasarruf aracı olarak doları tercih edenlerin yıllar sonra bile hala zararda oldukları dikkati çekiyor. 2005 yılından bu yılın ilk yarısı sonuna kadar olan on buçuk yıllık dönemi kapsayan bir çalışma, bu dönemde tasarruf aracı olarak doları tercih edenlerin enflasyona yenik düştüklerini gösteriyor. 

Aslında, bu on buçuk yıllık dönemde enflasyona yenik düşen iki tasarruf aracının da döviz olması dikkati çekiyor. 2005 yılı başında tasarrufunu euroya bağlayan ve bu yılın ortasına kadar pozisyonunda hiçbir değişikliğe gitmeyenler, yani hep euroda kalanlar bu dönemde yüzde 7.67 oranında reel kayba uğramış durumda. 

Tercihini dolardan yana kullananların zararı ise daha da yüksek. Dolar, bu on buçuk yıllık dönemde tasarruf sahibine yüzde 14.59 zarar ettirdi. 

Dolarda on buçuk yılda yüzde 14.59 zarar oluşmakla birlikte son iki buçuk yılın artıda geçildiği dikkati çekiyor. Dolar, reel olarak 2013 yılında yüzde 7.97, geçen yıl yüzde 2.74, biraz önce de belirttiğimiz gibi bu yılın ilk yarısında ise yüzde 12.51 değer kazandı. Yani iki buçuk yıldaki bu artışa rağmen, on buçuk yılda hala yüzde 15'e yakın reel bir kayıp söz konusu.

Kaybın sıfırlanması için...
Elindeki Türk parasını 2005 yılında dolara bağlayanların o yılki alım gücünü yeniden elde edebilmeleri için dolardaki değer kaybının sıfırlanması gerekiyor. Bu da, doların aslında şimdiki düzeyinin üstüne çıkmasıyla mümkün. 

Peki dolar hangi düzeye yükselirse bu sağlanabilir. Hesap yalın. Dolar kuru haziran ayı ortalamasında 2.70 olduğuna göre, bu düzey de yaklaşık yüzde 15'lik bir değer kaybına işaret ettiğine göre, basit bir işlemle yüzde 100'e, yani değer kaybının sıfır olduğuna işaret eden sonuca ulaşmak gerekiyor. Bu da bizi 3.17'lik bir dolar kuruna götürüyor.

Bu hesaplamayla elde ettiğimiz 3.17'lik dolar kuru, tümüyle tasarruf sahibi açısından ve 2005 yılı baz alınarak bulunan bir düzey. Bu düzeyin, Merkez Bankası'nca hesaplanan reel efektif döviz kuruna ilişkin hesaplamalarla hiçbir ilgisi yok. O apayrı bir hesaplama çünkü ve yalnızca dolara bağlı da değil, üstelik dövizleri dikkate alınan ülkelerin enflasyon oranları da hesaplamaya dahil ediliyor zaten. 

aktas-orta.png

aktas-orta-2.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar