Döviz kuru ile dalgalanmak!..

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

 

Türk Lirası'nın değerinde yaşanan dalgalanmalar beklentileri olumsuz yönde etkileyerek hem kırılganlığı artırıyor, hem de risk alma isteğini geriletiyor. Etkili ve yetkili kesimler buna paralel olarak bir rahatlayıp bir gerileyerek tutarlı davranış çizgisinden hızla uzaklaşıyor. Durumun kısa vadede daha kötüye gitmesini önlemek amacı ile öne sunulan söylemler hedef kitleyi sakinleştirmeyi beceremiyor, bu tür sözlerin sahipleri ise itibar kaybından kurtulamıyor. Özetle söylemek gerekirse gerçekler karın doyurmuyor ve uykuları kaçırıyor, hayaller ise güvensizliğin büyümesini önleyemiyor.

Döviz kuru geriledikçe döviz borcu olanlar, içerideki iyimserliğe bağımlılar, döviz cinsi gelirini daha iyi fiyattan satmış olanlar, mali sistem ve bürokrasi ile birlikte rahatlıyor. Fakat yabancıların alıma geçmesi ile birlikte Türk Lirası yeniden değer kaybetmeye başladığında her şey olumsuz yönde değişiyor; kimileri bir tür Çin işkencis olan bu duruma daha fazla katlanmamak ve yıpranmamak için risklerini azaltmaya çalışıyor, basireti bağlanan diğerleri ise gerildikçe geriliyor. Maddi manevi kayıpların büyümesini seyretmek zorunluluğu profesyonelliği rafa kaldırırken, duygusal tepki düzeyini artırarak yıpranmaya ek katkılar sunuyor.

Ülkemizde yerleşik işletmelerin net döviz borcunun 160 milyar doların üzerinde olduğu biliniyor. Döviz kurundaki her yüzde 1'lik hareket 1.6 milyar dolarlık kâr veya zararın sebebi oluyor. Mayıs ayından bugüne yaşanan hareket nedeniyle uğranılan özkaynak kaybının 25 milyar doları aştığını dikkate almak gerekiyor. Bu rakamın yanında enflasyon beklentilerindeki bozulmanın etkisi görece önemsiz kalıyor ve sakinliği korumak her geçen gün güçleşiyor. Söz konusu hasarın Türk Lirası değer kaybettikçe büyüyüp, geriledikçe küçüleceği biliniyor. Bu tablo büyüyoruz, iş yapıyoruz derken büyük bir kumar oynadığımız gerçeğini tokat gibi yüzümüze çarpıyor. Kaybı büyük olanlar temennilerini tahmin gibi piyasaya sürüyor, çıkmayan candan umut kesilmez anlayışı ile oyuna devam etmeye çalışıyorlar. Arka planın farkında olan yabancılar ise paniklemeden, fırsat buldukça risklerini azaltmaya çalışıyor.

Kısa vadeli rahatlama için yabancıların yaklaşımının değişmesinin ön şart olduğu çok iyi biliniyor. Federal Reserve'nin eylül Açık Piyasa Komitesi toplantısında parasal genişlemenin kısılmaması nedeniyle bu şartın gerçekleştiği varsayımı ile herkes rahatlamıştı. Ama olmadı, Türk Lirası yanlış hesaba bağlı coşku ile önce yüzde 4'e yakın oranda değerlendi, geride bıraktığımız hafta sonuna doğru hepsini geri verdi. Kafalar iyice karıştı, kumar oynar konuma düşenlerin basireti iyice bağlandı. Parasal kısalma yapılmadığı, tahvil faizleri gerilediği halde Türk Lirası neden hala değer kaybediyor? Yoksa gelişmekte olan ekonomilere özellikle de Türkiye gibi yabancı kaynağa aşırı bağımlı olanlara yönelik bakış açısı görünür gelecekte düzelemeyecek şekilde mi bozuldu? Yaşadıklarımız yeni bir denge için yeni bir fiyatlama mıdır, yoksa yaklaşan krizin ayak sesleri mi?..

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar