Döviz kurlarındaki eğilimler her kesimi geriyor!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Son iki hafta genelinde döviz piyasalarımızda yaşanan hareketlilik, Türkiye ekonomisine ilişkin beklentileri olumsuzlaştırıyor ve gelişenler arasında belirgin bir şekilde olumsuz ayrışmamıza sebep oluyor. Ekim ayı boyunca şekillenen bu eğilimin giderek sertleştiği, güçlü bir biçimde alarm vermeye başladığı ve ekonomi gündemine ipotek koyduğu dikkat çekiyor.

Döviz kurunun her yukarı hareketi sırasındaki tepki satışları giderek cılızlaşırken, her geri çekilmede devreye giren alımların güçlendiği gözleniyor. Fiyat oynaklıkları tehlikeli bir biçimde tırmanıyor. İlk aşamalarda köpük tanımlaması ile önemsizmiş gibi gösterilmeye çalışılan bu hareketlilik, bir şeyler yapmak zorunluluğu baskısı altındaki Siyasi İradeyi sarsıyor; Ekonomik Koordinasyon Kurulunu toplamak durumunda bırakıyor. Faizleri düşürerek büyümeyi ivmelendirmeye çalışanlar, yağmurdan kaçarken doluya tutulmuşları anımsatan bir görünüm sergiliyor.

Brüt döviz rezervlerinin artıyormuş gibi görünmesi ve para otoritesinin döviz cinsinden likidite aktarımları, Türk Lirasının değer kaybında yeni rekorlara koşmasını engelleyemiyor. Gerek iş dünyası ve finansal piyasalar, gerek ise siyasiler ve bürokratlar olumsuz seçenekler arasında daha az hasar verecek olanı aramak zorunda kalıyorlar. Durgunlaşmadan kaynaklanan endişelerin yerini, enflasyona ilişkin olanlar dolduruyor. İş dünyası ve finansal piyasalar farklı yaklaşım kutuplarında savruluyor; bu durumun ortaya çıkmasını önleyemeyen Ekonomi Yönetimi güven vermiyor ve canı çok yandığı halde suskun kalmaya çalışanlar sakinliklerini koruyamıyor.

Neden böyle olduğu sorusuna verilebilecek yanıtlar, artık kimseyi tatmin edemiyor. Malumun ilanı durumu düzeltmiyor. Tüketici ve yatırımcı güveninde ciddi çözülmeler yaşanıyor, beklentiler olumsuzlaşıyor. Ekonominin durgunlaşmaya devam edeceği, enflasyon ve işsizliğin artacağı yönündeki endişeler güçleniyor. Cari açık ve bütçe açığının büyüyeceği, özel kesim nakit akımlarımdaki sorunların ağırlaşacağı, bilançoların yıpranmaya ve kredi itibarının zayıflamaya devam edeceği yönündeki kanaatler belirleyici oluyor. Bu kısır döngü kendi kendini besliyor.

Geride bıraktığımız haftanın son iş gününde dolar kuru 3,40 düzeyinin üzerini zorladı; Ekonomik Koordinasyon Kurulunun bu konuyu görüşmek üzere toplanacağı beklentisi ile kısmen sakinleşerek 3,36 seviyesine geriledi. Yaklaşık dört saat süren toplantıdan somut bir karar çıkmadı. Sorunların cesameti ile eldeki olanakların yetersizliği arasındaki orantısızlık, beklentileri düzeltmeye yönelik her söylemin test edileceğinin biliniyor olması gibi unsurlar sonuç üzerinde belirleyici oldu.

Ülkemizdeki yabancı yatırımcılar mevcut durum karşısında faizlerin yükseltilmesi gerektiğini, fakat bunun yapılmayacağını düşünüyor; bu durum döviz kuruna ilişkin beklentilerin sürekli olarak ve olumsuz yönde değişmesine sebep oluyor. Riskten kaçınma eğiliminin güçlenmesi ve güven bunalımının derinleşmesi kaçınılmaz oluyor. Faizlerin yükseltilmesi durumunda bile sonucun değişmeyeceğini öngörenlerin sayısı da hızla artıyor.

Zira hem ekonominin durgunlaşmaya devam etmesine ve hem de enflasyon baskısının artışına tahammül edilemeyeceği gerçeği sıkıntı yaratıyor. Faizler düşer ise enflasyonun da gerileyeceği görüşünün pili bitmiş ve oluşan boşluk doldurulamamış gibi görünüyor. Türk Lirasının değerindeki tehlikeli yıpranma, her kesimi kendi başının çaresine bakmak zorunda bırakıyor. Henüz yasalaşmamış olan 2017 mali yılı Bütçe Tasarısının hedefleri giderek anlamsızlaşıyor ve itibari değeri geriliyor. Gerek fiyat ve gerek ise finansal istikrar konuları tehlikeye girmiş gibi görünüyor.

Döviz piyasaları gerildikçe geriliyor. Hisse senetleri, faizlerin yükseltilemeyeceği beklentisinde teselli arıyor. Sabit getirili menkul kıymet piyasası ise yıpranmaktan kurtulamıyor. Hazine’nin hafta içinde yaptığı ihalelerde karşılaştığı sonuçlar, anlayanlara çok şeyler söylüyor! Türkiye Fonu, Zorunlu Bireysel Emeklilik, Kamu Mevduatı faizlerine ilişkin tepkisel tasarımlar türünden masallar durumun düzelmesine katkı yapamıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar