Dostum Fakıbaba'ya zor görevinde başarılar dilerken...

"Atıl olanı ekonomiye kazandırmak için envanter gerekir" başlıklı dünkü yazımda değindiğim konulardan biri "tarım ve hayvancılıktı". Tarım alanlarının daralması, hayvan varlığının yetersizliği, mera sorunu, sorunların çözümünü ithalde aramak gibi yanlış bir tablo ile yüz yüze olduğumuzu, hiç vakit kaybetmeden tarım hayvancılık alanında sürdürülebilir bir envantere ihtiyaç olduğunu belirttim...

Ahmet Eşref Fakıbaba'nın, bakan olduktan sonra hızla göreve başladığını ve net açıklamalar yaptığını gördüm. İlgimi çekenleri belirttikten sonra bir iki önerimi sunmak istiyorum:

Önce Fakıbaba'nın son açıklamalarından bazı satır başlarını aktarayım.

- Tarım Bakanı olunca 80 milyonun yükünü omuzlarımda hissettim. Hizmet adamı olarak sorunların çözümü için çalışacağım.

- Kendi gıdasını üretmeyen ülkeler hiçbir zaman bağımsız olduğunu iddia edemez.

- Üreticiyi tefeciye mahkum etmemek için yılda iki kez destek vereceğiz.

- Boş konuşmuyorum fırsatçılar avuçlarını yalayacaklar, namuslular da dua edecekler.

- Kurban fiyatlarını artıracaklarını düşünenleri hayal kırıklığına uğratacağız. Öyle ters köşeye yatıracağız ki neye uğradıklarını şaşıracaklar. 2-3 yılda et ithal etmeyen ülke olacağız.

- Hayvancılık destekleriyle kırsaldaki nüfusu korumayı, artırmayı sağlayacağız.

- Buğday ithali söz konusu olduğu zaman biz ne güne duruyoruz. Bizim durumumuz belli. Biz her zaman üreticinin tüketicinin yanındayız.

Şimdi de bir iki önemimi sunayım:

- Tarım hayvancılık alanında vakit kaybetmeden sürdürülebilir bir envanterle sağlıklı bir sektör fotoğrafı çekilerek atıl alanlar saptanmalı. Bu atıl alanlar için gerçekçi projeler hazırlanarak uygulanmalı.

- Son dönemdeki teşviklerin verimleri değerlendirilmeli, yeni teşvikler ona göre belirlenmeli.

- Daha önce sık karşılaştığımız olaylar karşısında güncel çözüm önlemleri terk edilmeli, Et fiyatları artıyor diye, temel görevi regülasyon olan Et Süt Kurumuna ithalat yaptırılarak, destekle ayakta duran besiciler zarara uğratılmamalı, batırılmamalıdır.

- Tarım ve hayvancılık alanında üreticiyi üretimden vazgeçiren, rekabetçi olmayan yüksek maliyetli girdi yapısına son verdirecek önlemler uzmanlarca hazırlanmalı.

- Dün bu yazıyı yazdığım sırada beni ziyaret eden bir tarım profesörü, "Çevre dostu, sağlıklı, yerli kaynaklı" projelerinin bakanlıkça desteklenmesini beklediklerini anlattı. Bu tür çalışmaları olanların önerilerini vakit kaybetmeden sunabilecekleri bir ortamın sağlanabilmesinin adımları atılmalıdır.

Doğaldır ki benim değerlendirmelerim sadece "dışarıdan gözlem" olma özelliğini taşıyor. Esas olarak eli taşın altında olan üreticilerle sürekli diyalog içinde olup, sorunlarını çözücü bir oluşumun bakanlık bünyesinde yer alması da sağlanmalıdır. Tarım ve hayvancılığı bırakan terkenlerle de diyalog içinde olunmalıdır. Doğru çözümler, üreticiler ile diyalogdan ortaya çıkacaktır.