Dostu çok olanın derdi
KOBİ'lere yardım eden veya yardım ettiğini sanan veya yardım ettiğini ileri süren kamu ve özel kurumların aldığı sonuçlar program dokümanlarının iddia ettiği kadar iyi olsaydı, bugün bu kurumlara gerek kalmazdı. Gerçek olan KOBİ'lere yardım konusunda herkesin bildiğini okuduğu, bunların kaynak yaratmayı teşvik yerine kaynak dağıtımını kontrollü yapma felsefeleriyle çalıştığı ve bu kurumların bırakınız eşgüdüm içinde çalışmayı, birbirlerinden haberleri bile olmadığıdır. Kaynak, girişimcilerin kaynakları üretim ve pazarlama işlevlerinde iyi planlama, dağıtım ve denetim yaparak kullanmalarını sağlayarak yaratılır. Yoksa girişimcilere kaynak dağıtarak değil. Bunu on beş senedir Batı Samoa'dan Peru'ya kaç lisanda, kaç kere söylediğimi inanın unuttum. Her anlatışımda dinleyenlerin beden ve ağızlarındaki dilleriyle "Evet, evet çok haklısın" deyip, sonra işlerin eski hamam eski tas gitmesinden de sıkıldım gayri. Hep "bir daha yazmayacağım, merak eden eski yazıları okusun" diyorum yine de kendimi alamıyorum. Hükümetler, bankalar, sivil toplum kuruluşları hepsi KOBİ'lere dost, hepsi destekçi, hepsi aşk ve şevk ile onların başarısına çalışıyor. Eh! Birinin bu kadar dostu ve yardımcısı varsa sorunu da olmaması lazım. Gelgelelim, her ülkede en dertli işletme kesimi yine KOBİ'ler. Ya bu KOBİ yöneticileri doymak bilmiyor, ya da destekçilerle dostlar işlerini... Bu ve bundan sonraki bir kaç yazıda neden böyle dediğimi, KOBİ zirvesi toplantılarının sonuç belgelerini kullanarak anlatmaya çalışacağım.
Dünya Gazetesi komşularımdan Sn. Develi 14 Mart 2013 Perşembe günkü köşesinde geleneksel KOBİ zirvelerinin 9'uncusunun İTO Meclis Salonu'nda gerçekleştirileceğini haber verdiği yazısında bir önceki zirvenin sonuç belgesinin de bir özetini vermiş. Resmi belge olduğu için bu sonuç belgesinde kibarca yazılmış bazı tespitler var. Sn. Develi'nin özetini italik harflerle veriyorum. Okurlarıma söylemiştim. Bu yaştan sonra iğneleyici olmak ve politik olmamakla suçlanmak endişesi taşımadığımdan özetlere, destekler konusunda neden eleştiri yaptığımı anlatabilmek için kısa yorumlar da ekledim. (Yazı işleri'nin hışmına uğramamak için ancak dörder beşer bakabileceğiz.)
1.Özet: Eğitimlerden ve sağlanan ilk desteklerden sonra bile girişimcinin kendine yeterli olamadığı, yalnız kaldığı gözlenmektedir. Yorum: Eğitenler ve destek sağlayanların neyi niye yaptıklarını, eğitim ve destek alanların da neyi niye aldıklarını bildikleri konusunda ciddi şüpheler var gibi. Bu doğruysa vaziyet vahim demektir. Önce bunu bir inceleyelim. Anlayalım da kaynak ziyan edip boşa kürek çekmeyelim.
2.Özet: Girişimciyi sürekli motive ederek canlı kalmasını sağlayacak bir mahalli ortamın oluşmasına ihtiyaç vardır. Yorum: Girişimciler sürdürülebilir projeler kovalamıyorlar, hevesleri çabuk bitiyor, devamlı destek istiyorlar diye algıladım. Girişimcilere verilen destekleri bir mercek altına alalım. Ya şu veya bu nedenle yanlış projeleri destekliyoruz veya daha fenası, yanlış nedir bilmiyoruz.
3.Özet: Kadın girişimciliğinin ekonomideki cinsiyetçi tortuları ortadan kaldırmaya dönük yeni bir vizyonla ele alınması kadın girişimci eğitiminde özel bir ihtisaslaşmaya gidilmesi gerekmektedir. Yorum: Kadın girişimcilerin işletme yönetiminin hangi aşamasında kim tarafından nasıl bir ayırımcılığa maruz bırakıldığını ben pek bilmiyorum. Buna ek olarak eğitim programlarının özellikle erkekler için hazırlanılmadığı düşünülerek kadın girişimcilere neden özel eğitimin verilmesi gerektiği ve bunun ne demek olduğu da açıklansa iyi olur.
4.Özet: Kalkınma ajanslarının kamu görünümlü ve kamu desteğini paylaştıran kurumlar olmaktan mahalli KOBİ zenginliğine dayanan yerel ve yarı-sivil kurumlar olmaya doğru bir evrim sürecine girmeleri ve bölgedeki tüm KOBİ çalışmalarının tek uğrak noktası haline getirilmelidirler. Yorum: Ben bunu kaynakları özel ve yerel kurumlara verin onlar dağıtsın diye anladım. "Kim için, neden daha iyi olur" bir bakalım da sonra "nasıl yapılacak" tartışırız demek daha iyi olmaz mı? Sağlıcakla kalın
Yazara Ait Diğer Yazılar
Tüm Yazılar