Dostlar yardım ederse, TCMB hedeflere ulaşır

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS amurat@etu.edu.tr

TCMB'nin sıra dışı günlere tekrar başlaması ile TL biraz toparlandı. Küresel konjonktür yine yardım etti. Bundan üç ay önce USD/TL 1.90'ın üzerindeyken, EUR/USD paritesi 1.26'lı seviyelerdeydi. Merkez Bankası o dönemde döviz satmaya başladı. Bankaların finansman maliyetlerini yükselttiği istisnai günlere geçti. Öte yandan; küresel yatırımcılar gelişmekte olan piyasalara giriş yapmaya başladı. EUR/USD 1.35'e doğru hareketlendi. USD/TL 1.73'e kadar düştü.
Merkez Bankası, kur 1.90'lara yükselince, uyguladığı faiz koridoru politikası sebebiyle yerden yere vuruldu. Kur 1.73'lere düşünce eleştiriler azaldı. Kur son iki haftada yukarı yönlü harekete başlayınca, eleştiriler tekrar başladı. Eleştirenler; ya bir gazetede köşe yazan eski bürokratlar, ya da ekonomi yorumlarına ideoloji karıştıranlar oluyor. Ayrıca; ekonomi bürokratlarından artık haber alamayan bir zamanların önemli ekonomi gazetecileri var. Bu hırsla sert yazılar yazıyorlar. Açıkçası bizdeki ekonomi yorumları apolitik ve tarafsız olmuyor.
Başçı yönetimindeki TCMB'nin eleştirilecek tarafları yok mu? Tabii ki var. Başçı'nın bu kadar sık konuşma yapmasını yanlış buluyorum. Bir organizasyon sorunu varmış gibi gözüküyor. Başkanın kur ile ilgili çok yorum yaptığı da söylenebilir. Greenspan, Bernanke, Trichet, King gibi merkez bankası başkanlarının kur konusunda konuştuklarını görmedim. Soruları 'Kur yorumu yok' diye geçiştirirler.
Çin ve Brezilya merkez bankalarının guvernörleri dışında, kurla ilgili bu kadar mesaj veren başka bir Merkez Bankası Başkanı yok. Onlarla da bir farklılık var. Çin ve Brezilya gibi ülkeler para birimlerinin değer kaybetmesini isterken, biz paramızın değer kazanmasını istiyoruz. Dünyada bunu isteyen tek ülkeyiz. S&P, ihracata dayalı büyüme modelini not artırım şartı olarak koyunca heyecanlanıyoruz. Kredi notumuzun en az BB olması gerekir. Bu ayrı bir konu. Ancak TL'ye değer kazandırmaya çalışarak, bu tarz büyüme modeline nasıl geçilir? Bunu tartışan yok.
Bir para politikasının etkisini görmek için zaman gerekir. Faiz koridoru politikasına 2011'in son çeyreğinde başlandı. Merkez Bankası, 'Uyguladığımız politikalarla 2012'de TL değerlenecek, cari açık ve enflasyon rakamları belirgin biçimde düşecek.' yorumunu yapıyor. Banka bu hedeflere ulaşamazsa tenkit edilir. Eleştirenler en başından beri; 'Enflasyon yükseldiği için politika faizi arttırılmalı' diyor. Politika faizi arttırılırsa, TL'nin cazibesi artmaz mı? İthalata dayalı büyüme devam etmez mi? Bu durumda cari açık sorunu biter mi?
Zaten kısa zamanda bu tip temel sorunlara çözüm bulmak zor. Yukarıda da belirttiğim gibi, ya geçmişten kalan bir hesabı olan yeni gazeteci-eski bürokrat, ya da haber sisteminden bir şekilde çıkartılmış, yıldızı sönmüş gazeteci eleştirmek için eleştiriyor. Zihin açıcı yazılar maalesef görmüyoruz.
Global ortam da destek olursa, TCMB 2012 hedeflerine ulaşabilir. Yanınızda Bernanke, Draghi, King gibi 'sonsuza kadar kolay para' politikasına inanan dostlarınız varsa işiniz kolaylaşabilir. Cari açık, ağırlıklı olarak portföy yatırımları ile finanse edilecek gibi gözüküyor. Bankanın enflasyon hedefini iddialı bulsam da, mevcut seviyelerden belirgin bir düşüş olabilir. Petrol fiyatını güçlü tutan temel ekonomik faktörler yok. Savaş spekülasyonundan besleniyor. Bu spekülasyon azalırsa, petrol fiyatında 10-15 dolarlık bir düşüş yaşanabilir. Hem cari açık hem de enflasyon bundan olumlu etkilenebilir.
İhracata dayalı büyümeyi başka bir bahara bırakalım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019