Dört ayaklı yeni Türkiye modeli

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Son günlerde yazılarımda çoğunlukla “Vakit kaybetmeden koalisyon” önerisini işliyorum. Önceki gün bir siyasetçi dostum aradı. “Sen bu koalisyon konusuna takıldın. Oysa iktidar yanlısı gazeteler ‘koalisyonu bırak kasımda yeniden seçime bak’ diye net tavır ortaya koyuyorlar” dedi.

Onun üzerine ben çok farklı kesimlerden siyasetçi dostlarımı arayıp sohbetler yaptım. Bir yandan içinde bulunduğumuz durumu tahlil ettirdim. Bir yandan “yeniden saçim” konusunu ve beklentilerini sordum.

Önce bugünün ortaya çıkan ihtiyacını nasıl gördüklerini özetleyeyim: İhtiyaçları dört ayak üzerine oturtuyorlar: Çözüm sürecinin demokratik yapı içersinde sürdürülmesi. Yeni, dünyaca önemsenir bir ülke hikayesine yol açakcak ekonomik model. AB’ye uyumlu adaletli bir toplum arayışı. Çevremizdeki ateşi söndürmeye yönelik, barışı özümsemiş dostlukları geliştirici bir dış politika.

“Kasım’da seçim sağda solda yeni ittifaklara yol açar mı, solda CHP - HDP işbirliği gündeme gelebilir mi? soruma Diyarbakır’da etkin bir işadamı ve sivil toplum önderi dostum şöyle dedi:

“Çözüm sürecinin devamı için de Türki ve bölge içinde ideal bir gelişme olabilir. Son CHP heyetinin bölge ziyareti de önemli oldu. 33 önemli STK temsilcisiyle sorunlara açıklıkla yaklaşan çok samimi görüşmeler yaptılar. Ama böyle bir ittifakın açıklanması, bugünden yarına hem HDP için doğuda, hem CHP için batıda yakındaki bir seçimde, sandıkta fayda yerine zarar getirebilir. CHP’nin bölgede kendini daha iyi anlatabilmesi için zamana ve sürekliliğe ihtiacı var. Son dönemde AKP’nin bölgede çatışmacı tuktumu, HDP’ye saldırıları sürerken, CHP’nin bölgeye heyet göndermesi çözümden yana tutumunu açıklaması, olumlu oldu. Ama henüz bu kasımda seçim yapılırsa sonuç vermez. Bölgede yüzde 80 HDP, yüzde 14 AK Parti oyu var. AK Parti’nin yeni tutumu bölgede onun oy kaybına yol açacaktır. Ama HDP karşıtı olan bu oyların ne kadarını CHP devşirir bilemem. Kısa vadede önemli bir değişiklik olacağını sanmıyorum.”

Şu anda aktif siyaset içinde olmayan kıdemli bir siyasetçi dostum ise şu değerlendirmeyi yaptı:

“Cumhurbaşkanı AK Parti’nin tek başına iktidar olacağı bir seçimi denemek istiyor. Bunun için bir yandan HDP’yi terör örgütüyle özdeşleşmiş göstererek onlardan oy alabileceğine inanıyor, bir yandan da MHP’lilere ‘Bakın PKK hedefl erini bombalayarak mücadele ediyorum’ izlenimi vererek onlardan oy devşirmeye çalışıyor. Belki böyle iki partiden yüzde 1’er oy devşirebilir ama, bu tek parti iktidarı doğurmaz. Ayrıca, çatışmayı onun tırmandırdığını düşünenlar de var. O da AK Parti’de bile küskünlüğe, oy kaybına sebep olabilir. CHP ise AKP ile koalisyon konuşmalarında net ve ilkeli davranamadı. Bana göre bu durum bir yıl kadar böyle sürerse, yeni siyasi yapılanmalar ortaya çıkar. Kasımda erken seçim olursa bu önemli sonuç değiştirmeyecektir ama, sol ve sağ arasında ikili bir yapının daha belirginleşmesine yol açacaktır. Bir yanda AK Parti-MHP cephesi sağda söylem birliği yaparlarken, diğer yanda solda CHP-HDP cepeleşmesinin söylem birliği ortaya çıkacaktır. Ama iki cephenin somut işbirlikleri için daha vakit erkendir.”

Konuştuğum dostlarımdan ikisinin düşüncelerini size aktardım. Diğer dostlarımın başta özetlediğim isteklerini ortaya koyan dört temel konuyu tekrarlayarak yazmı noktalayayım. Çözüm sürecinin demokratik bir yapı içersinde sürmesi. Yeni ve dünyada ilgi uyandıracak ekonomik program, AB’ye uyumlu adaletli bir toplum yapısı. Barışı özümsemiş, çevremizdeki ateşi söndürecek dostlukları geliştirecek bir dış politika. İçinde bulunduğumuz duruma göre ütopya gibi görülse de önerilen bu dört ayaklı yeni Türkiye modeli için hepimiz gayret sarfetmeliyiz...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar