Dönüşüm döneminde kavramların içselleştirilmesi

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

İlgili bütün çevrelerde, kamu yönetiminden özel kesim kuruluşlarına, sivil inisiyatiflerden medya mensuplarına herkes etkili gelişme yaratacak bir "dönüşüm ihtiyacı"ndan söz ediliyor. Kuşkusuz gündeme taşınan "dönüşüm ihtiyacı" kendi iç dinamiklerimizin oluşturduğu bir gelişme de değil. Dünya genelinde  bilim ve teknik gelişmelerin yarattığı "temel eğilimlerin" ortaya çıkardığı gündemine yerleştirdiği bir sorun.

Temel sorunlardan biri, ekonominin hızla küreselleşmesi, ekonomik anlamda akışların hızlanmasıdır. Oysa, ulus-devlet refleksleri geleneksel ve yerel ölçeklerde kalmakta, kurumların yarattığı potansiyel ile kuruluşların potansiyelleri değerlendirme performansları arasında bağı koparabilmektedir.
Dünya genelindeki eğilimlerin yarattığı dönüşümleri doğru adlandırmak, doğru kavramlarla açıklamak ve doğru davranışlara götürecek düşünceler üretmek gerekiyor. Son dönemde uluslararası düzlemde tartışılan bazı "temel kavramların" kısa açıklamaları yapılacaktır. Amaç, konuyu yakından izleme olanağı kısıtlı olan, kavramların içerikleri hakkında bir ön-bilgiyi paylaşmaktır.

Kuşkusuz, tanımlamaya çalıştığımız kavramları daha derinliğine açmak, kavramların içeriklerini oluşturan bileşen ve bağlamları irdelemek mümkün. Bu deneme kapsamında, okuyucuya günlük okumalarında kolaylık sağlamayı hedefledik.Tanımlarda eksik gördüğünüz boyutları tamamlayan, varsa yanlışları düzelten tartışmalar yapabilmenin zeminini yaratmalıyız. Doğru adlandırmalar yapar, doğru kavramları kullanır, doğru düşünceler üretebilirsek" dönüşüm sürecinin yönetişiminde" etkili olabiliriz.

Uluslararası düzlemde yaşanan dönüşümü açıklarken, sık kullanılan başlıca kavramların kısa  açıklamaları şöyle:

1.Analitik  1.0    :

İşlerimizi anadan, atadan devraldığımız yöntemlerle, gelenek ve görenekle taşıdığımız alışkanlıklarla ve ezberlere dayalı yapma aşamasından; kayıt tutarak, veri oluşturarak, verileri karşılaştırılabilir seriler haline getirerek, işimizle ilgili nesnel ve dinamik envanterler oluşturarak yapma aşamasıdır. Bir cümle ile anlatmak gerekirse, "analitik 1.0, işlerimizi alışkanlıkla yönetim aşamasından analizle yönetim aşamasına" taşımaktır. Bir  başka yönüyle, işyeri yönetimlerinin kayıtlarını salt vergi idarelerine yanıt vermek için değil, işlerin gidişatının analiz edilmesi için tutulması bilincine ulaştıkları düzeydir. Kar sıfır noktasının sürekli izlenmesinden, dönüşüm maliyetlerindeki değişmelere, kısmi ve toplam verimlilik    serilerinin izlenmesine, eşdeğer işyerleri ile yapılan karşılaştırmalara gidişatın yönlendirilmesine uzanan bir dizi analiz yaparak kararların verilmesidir.

Analitik, beynimizin  veri derleme, veri süzme, veri sınıflandırma, veri depolama, depolanan veriye  erişme, verileri yenileri ile birlikte kullanarak zenginleştirme, belli alanlara odaklanma, bir noktadaki veriyi başka bir alana taşıyan bağlamsal zeka yaratmanın bütünüdür. Beynin potansiyellerini kullanır; işleyişini sağlarsak,dikkatimiz gelişir, belleğimizi zenginileştirir, mantıklı ve akılcı düşünmeyi geliştirir, öğrenme sürecini hızlandırır, bilgi birikimimizi artırır; hüner düzeyine erişir; hünere akıl katarak yaratıcı katkılarımızı artırır, zekamızı işler kılarız. Bu ilk adımı sağlam atar, başlangıç noktasına hassas bağlılık ilkesine uyarsak, diğer bütün alanlarda başarılı sonuçlar yaratabiliriz.

2.Analitik:2.0    :

Günümüzün bir gerçeği olan "büyük veriyi ehlileştirerek" işimize yaramayan bilgileri ayıklayıp, bilgileri "rafine ederek"  işimize yarayanları  kullanabilir hale getirmektir. Bazı uzmanlar, "büyük verinin" birkaç tıklama ile rafine edilebilmesini sağlayan yazılım protokolleri bulunduğunu, önemli olanın işyeri yönetimlerinin bu konudaki bakış açısının olduğunu ileri sürüyor.Verinin büyüklüğü, kirlilik olasılığını artırıyor; bunu bir tehlike olarak algılayanlar kadar, teknolojinin kirlilik sorununu aşabildiğini ileri sürenlerin de bulunduğu bir evredeyiz.

3.Analitik: 3.0    :

Rafine edilmiş büyük veri bilgilerini  mal ve hizmet üretiminde ürünün içine gömerek, ürünlerin işlevselliklerini ve performanslarını artıran ve  rekabet gücü yaratabilen uygulama aşamasına verilen addır. Bu aşama, Ar-Ge, inovasyon, tasarım, marka ve imaj ekseninde bütün gelişmeleri kapsar .

4.Endüstri 1.0:

Buharlı makinelerin, içten patlara motorların, elektrik makinelerinin ve benzerlerinin  üretim      sürecinde kullanılarak, organik enerji döneminde kas gücüne dayalı üretimi; insanın kas gücünün uzantısı olan makine-donanımla daha büyük ölçekte ve daha hızlı yapabilme aşamasıdır.

5.Endüstri 2.0:

Endüstride "kayan bant sisteminin" kullanıldığı; işgücü veriminin teknolojik bir uygulama ile artırıldığı; iş süreçlerinin hızlandığı, işgücü profillerinin değiştiği aşamadır. Bu aşamada üretim hızlanmış, kitle üretimi aşamasına geçilmiş ve kitle tüketimine uygun fiyat ve maliyette ürünler piyasaya sunulabilmiştir. 

6.Endüstri 3.0:

İlk kez 1969 yılında üretim süreçlerinde "elektronik ve bilişim teknolojilerinin  kullanımının yaygınlaşması, ilk programlanabilir yönetim SPS" kullanılmasının yarattığı gelişme evresidir. Bu evrede, çizimler ve kağıt üzerinde planlamalarla yürütülen mal ve hizmet üretim süreçleri köklü biçimde dönüşmektedir. Üretimin iç örgütlenmesinde  karşılıklı-bağımlılıkların oluşturduğu ağlar yeniden tanımlanmış, iş yapma tarzları köklü biçimde değişmiştir.

7.Endüstri 4.0: 

İlk evresi, elektronik kontrollerle başlayan, sipariş süreçleri, fatura ödemeleri, bilgisayar destekli tasarım, kaynak planlaması şeklinde gelişen; ikinci evre, küresel ölçekte tedarikçilere erişmeyi sağlayan, yeni kanallar açan ve  müşteri etkinliklerini koordine edebilme olanakları yaratan gelişmelerdir. Yeni girmekte olduğumuz üçüncü evre de sensörlerin, işlemcilerin, yazılım protokollerinin, bağlantıların, bulut bilişim olanaklarının ve "herşeyin interneti" kavramı ile anlatılan "akıllı ve bağlantılı ürün" aşamasında, makinelerin birbiri ile gerçek zamanlı iletişim kurarak üretim yapabildiği gelişmelerin tanımlanması için yapılan adlandırmadır. Gelişmelerin bu evresi, üretim iç örgütlenmesini değiştirdiği gibi, sektör sınırlarını ve yapılarını da yeniden tanımlamayı gerektirmektedir.

8.Akıllı, bağlantılı ürünler:

Akıllı, bağlantılı ürünler üç temel bileşenden oluşuyor: Fiziksel bileşenler, ürününün mekanik ve elektrik aksamlardan oluşur. Akıllı bileşenler; sensör, mikroişlemci, veri deposu, kumanda, yazılım ve genellikle  yerleşik işletim sistemleri ve gelişmiş kullanıcı ara yüzleridir. Bağlantılılık bileşenleri portlar, anten ve ürünün kablolu yahut kablosuz bağlantılarını sağlayan protokollerden oluşur.Yönetim bilimcileri, akıllı ve bağlantılı ürünlerin "yüksek ürün kullanımı ve geleneksel ürün sınırlarının ötesine geçen yetkinlikler sunduğunu", ürünlerin değişen doğası nedeniyle değer zincirini yıkıma uğrattığını, neredeyse her türlü etkinliğin yeniden tasarlanıp, araçların yenilenmesini gerektirdiğini iddia ediyor. Akıllı, bağlantılı ürünlerdeki gelişmelerin sektör yapılarını ve rekabetin doğasını değiştirdiği için yeni fırsat ve tehditlerin oluştuğu özellikle vurgulanıyor.
Söz konusu köklü dönüşümleri kavramadan, bir kuruluşta, daha kapsamlı olarak kurumda ya da ülkede dönüşümleri yönetmek olanaksız gözükmektedir.

9.Her şeyin interneti:

Endüstri: 4.0 aşamasındaki makinalar arası iletişim, "...bir makinenin merkezi bir noktada veri toplayan başka bir makineyle iletişim kurabilmesi olarak  tanımlanıyor. Bu kavram, kullanım amacı veri göndermek olmayan birçok nesnenin networke bağlanması nesnelerin interneti olarak anılmaya başlanmıştır." Yakın gelecekte nesnelerin içine bilgisayarlar gömülmüş olacak, nesneler bu bilgisayarlar aracılığı ile internete bağlanacak. Bazı akademisyenler ise akıllı, bağlantılı ürünlerin temel özelliklerini     dikkate alarak bu yeni oluşumu " Her şeyin interneti" olarak kavramlaştırmanın daha kapsayıcı olacağını ileri sürüyor.

Ülkemizde düşük ve orta düzey teknolojilerle yapılan üretimi "ileri imalat" aşamasına taşınması gereken bir "kritik eşikte" olduğumuz yaygın olarak kabul ediliyor. Düşüncelerimizi biçimlendiren, davranışlarımızı yönlendiren kavramların daha ayrıntılı analizlerinin yapılması gerekiyor. Ancak o zaman  tartışmaların rafine ettiği kaliteli fikirler üzerinde uzlaşır, ortak aklın enerjisini dönüşüm sürecini yönetmede kullanabiliriz.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar