Dönümde 50 bin dolar gelir yaratılabiliyor

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

PERFORMANS YÖNETİMİNİZ / Rüştü Bozkurt "Modern seralar yaygınlaşacak" başlıklı yazıdan sonra okuyuculardan iki yönlü tepki geldi: Bazı okuyucular, modern seranın ne olup olmadığını ayrıntıları ile anlatmamı istiyordu. Diğer bir okuyucu gurubu da, konuyu uygun arazi seçiminden, çelik yapılara, pompalama sistemlerinden, donanım ve yazılım ihtiyacına irdelememi, özellikle yurtiçi imkanlarla yatırımın daha ucuza nasıl mal edilebileceğinin üstüne gidilmesi gerektiğini söylüyordu. Önce, çok genel çizgileri ile "seracılık" konusunda birkaç bilgi aktaralım: Seracılık, doğal koşullar dışına çıkarak, "şartlandırılmış ortamda" maruldan muza, herb denilen otsulardan sebze çeşitlerine, kesme çiçeklerden saksı bitkilerine, bağlardan kavun karpuza değişik ürünlerin yetiştirilmesidir. Genel anlatımı ile "örtülü tarım" yapmadır. Seracılık birçok ürünü, yılın değişik dönemlerinde tüketicinin elinin menziline sokulmasını sağlayan bir yöntemdir. Seracılığın ürün yetiştirilmesinin zamanlamasını değiştirmesi; ürünlerin daha yüksek fiyatlarla satılabilmesi olanağı yaratır. Saracılıkta birim alandan daha yüksek verim sağlanabilmektedir. Özellikle topraksız modern seralarda, bitki yetiştirilmesine elverişli olmayan alanları değerlendirme fırsatları vardır. Seralarda yapılan "kontrollü üretim" ile daha kaliteli, daha standart, daha düzgün, daha güvenilir ürün arzı yaratılabilir ve gıda güvenliği sağlanabilir. Öncü ülkeler yakından izlenmeli Bazı kaynaklar ABD'de hektar başına 50-100 bin dolar gelir elde edilebildiğini belirtiyor. Ülkemizde de iyi yönetilen seralarda 30 tonun üzerinde domates alınabiliyor. Domatesin kilogramı ortalama 2-3 YTL'den satılabildiğine göre, verilen rakamlar abartılı değil. Saksılı bitkilerde seraların verimi sebze üretiminin 10 katına kadar çıkabiliyor. Diğer üretim alanlarında olduğu gibi seracılıkta da üç temel sorunumuz var: Öncelikli ve en önemli sorunumuz "iş yapma tarzı". Geleneksel üretim anlayışının alışkanlıklarını aşmamız gerekiyor. Antalya, Urfa, Kahramanmaraş, Dikili ve Urganlı'daki az sayıdaki sa dışında örtülü tarımda ölçekler küçük, teknoloji yetersiz ve yönetim anlayışı da geleneksel. Ülkemizdeki seraların yüzde 95'inde sebze üretimi yapılmaktadır; ürün çeşitlenmesine gidilmesi gerekmektedir. Avrupa'da İspanya'dan sonra sebze üretiminde ikinci olduğumuz halde, gerçekleştirdiğimiz ihracat çok düşük düzeylerde kalmaktadır. Yakın bölgemizde İspanya, İtalya, Fransa ve İsrail örnekleri izlenmeli, yanlış yatırımlara gereksiz kaynak bağlanmamalı. Değişik kaynaklar farklı rakamlar veriyor.Genel olarak ifade edilirse, ülkemizde seraların yüzde 95'inde sebze, yüzde 4'ünde çiçek ve yüzde 1'inde meyve üretimi yapılmaktadır. Modern seralarda ilk yatırım maliyeti dönüm başına 45 ile 65 bin Euro arasında değişmektedir. Cam seralar yüksek ısı geçirgenliği, fotosentez olgusu nedeniyle daha verimlidir. Cam seraların ömürleri daha uzundur. Sık sık örtü değiştirmesi gerekmez. Ayrıca, dolu, rüzgar ve kar yüklerine karşı daha dayanıklıdır. Plastik seralar cama göre daha ucuzdur: kısa zamanda kurulabilmektedir. Her üç yılda bir plastik örtünün değişmesi gerekir. Işık geçirgenliği göreceli olarak düşüktür; dış etkenlere karşı dayanıklılığı daha azdır. Türkiye'nin avantajları Genel olarak tarımsal üretimde, özelinde seracılıkta ülkemizin avantajlarına başka yazılarda ayrıntılı olarak ele alacağız. Burada kısaca şu noktaya dikkatleri çekmek istiyoruz: Jeo-termal kaynaklardan, ülkenin genel iklimine, mikrokılama özelliklerine sahip bölgelerden, görece ucuz işgücüne bir dizi avantajımız var. Dezavantajımız ise "farklı ve daha yüksek katma değerli işler" yapmak yerine, birimizin yaptığını diğerinin aynen taklit ederek, kendi aramızda yaptığımız haksız rekabet; birbirimizin ayağına kurşun sıkmadaki maharetimizdir. Sara yatırımlarında da fizibilite çalışmaları başarının sırrıdır. Yatırım yapmadan önce uzmanlarına danışmak en akıllı yoldur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar