Doların değeri konusundaki söylemler yanıltıcı olabilir!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Geride bıraktığımız hafta genelinde, gelişen ülke paraları arasında en çok değerleneni Türk Lirası oldu. Beklentileri daha da olumsuzlaştıran gelişmelere rağmen yüzde 5 oranında prim yaptı. Söz konusu hareketin yarısı kredi notumuzun düşürülmesi sonrasındaki ilk iş gününde, diğer yarısı ise tahmin edilenden çok yüksek çıkan enflasyon rakamlarımız ve ABD tarım dışı istihdam verilerinin açıklandığı cuma günü gerçekleşti. Bu çelişkili görünüm, piyasadaki eğilimin ne kadar kalıcı olabileceği endişesini de beraberinde getirerek kafaları karıştırdı.

Küresel düzeydeki orta vadeli gerçekler ve bunları dikkate alan beklentiler ile kısa vadeli ihtiyaçların karşılanmasını mümkün kılan koşullar uyuşmuyor; ilki riskten kaçınma eğilimini beslerken diğeri tam aksini gerektiriyor. Herhangi birinin ön plana çıkması, diğerinin göz ardı edilmesine sebep oluyor! Durum böyle olunca fiyat oynaklıkları kaçınılmaz olarak artıyor ve yaşanan dalgalanmaların giderek daha yıkıcı hale gelmesi olasılığı güçleniyor.

Yeni ABD Yönetiminin söylem ve eylemleri, orta vadede korumacılığın giderek güçlenebileceğine işaret ediyor. Bunu ve diğer tüm eğilimler üzerindeki etkisini görmezden gelmenin, ileride çok daha ciddi bedeller ödemek zorunda kalmak anlamında olduğunu ve hiçbir şeyin eskisi gibi kalamayacağını dikkate almak gerekiyor. Bu gerçek, küreselleşmenin yarattığı kırılganlıklardan sorumlu olan kesimleri ve normalin ötesinde risk taşıyanları çok rahatsız ediyor; teselliyi, korkunun ecele fayda etmeyeceğini unutmakta aramak zorunda kalıyorlar!

Orta vadede korumacılığın güçlenmesi, riskten kaçınma eğiliminin giderek güçlenmesi ve sistemik kırılganlığın artması anlamındadır. Küresel ticaret hacmi çok sancılı bir şekilde daralmaya başlar; iyice yozlaşmış durumdaki finansal yapı, kontrolsüz bir şekilde artan sorunlu krediler nedeniyle çözülme eğilimine girer. Uzlaşı ile çözülemeyen küresel sorunlar, soğuk veya sıcak çatışmalar ile aşılmaya çalışılır. Tüm öncelikler ve stratejiler değişmek zorunda kalır, sermaye hareketleri daralır. Fiyat oynaklıkları artar ve bilançolar yıpranır; ekonomik beklentilerdeki olumsuzlaşma kronikleşir. Planlama lehine ve piyasa aleyhine müdahaleler artarak çeşitlenir. Küreselleşme denilen kuralsızlık ile ebedi nikah kıyanlar veya risk alma çılgınlığına bağımlılaşanlar daha fazla yıpranır.

Hemen yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız eğilimler ve yeni ABD yönetiminin fitilini ateşlediği ticaret savaşlarını fiyatlamak, piyasaların bindiği dalı kesmesi anlamına gelir. Öyle olduğu için bunlar görmezden gelinir ve gerekçe olarak kullanılan doların aşırı değerliliği konusundaki şikayeti abartarak, gündemi kendi lehlerine çevirmeye ve risklerini azaltmak üzere fırsatlar yaratmaya çalışırlar! Dolardaki zorlama değer kaybını, risk alma isteğinin geri dönmeye başladığı yorumu ile pazarlamaya çalışırlar; biraz olsun zaman kazanmak ve kendilerini kurtarmak için, ne olup bittiğini anlamayanlara tuzak kurmaktan başka seçenek bulamazlar!

Çözümü korumacılıkta arayan bir anlayış için doların değeri yönündeki tartışmalar pek anlamlı değildir. Doların güçlenmesi, enflasyon ve faizlerdeki yükselişin daha sınırlı kalmasına sebep olacağı için korumacı anlayışı benimseyenlerin samimi bir şekilde karşı çıkmayacağı bir durumdur; dile gelmesi taktik niteliktedir, bazı yeni girişimler için gerekçe olarak kullanılmasından ve karşı tarafları taviz vermeye zorlamaktan başka bir şey değildir. Doların değeri konusundaki söylemden hareketle, yeni yönetimin korumacı anlayıştan uzaklaştığı değerlendirmesini yapmak ise züğürt tesellisinden başka bir şey olmayabilir!

Orta vadeli eğilimler korumacılığın güçleneceğine, riskten kaçınma eğiliminin daha belirleyici olacağına ve dalgalı bir şekilde de olsa doların bir süre daha değerlenmeye devam edeceğine işaret ediyor. Bu tablo gelişen ekonomiler ve finansal piyasalar, özellikle ciddi boyutta tasarruf açığı ülkeler için iyi şeyler söylemiyor. Geride bıraktığımız hafta olduğu gibi tam aksi yöndeki eğilimler bir süre daha devam edebilir; fakat kalıcı olması beklenmemelidir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar