Doların değer kaybetmeye devam etmesi aynı şiddette yeni bir krize neden
OFCE Direktörü Timbeau, doların Euro karşısında değer kaybının devam etmesinin bugün yaşadığımız şiddette yeni bir krize yol açacağına dikkat çekiyor. Çin'in, doların yerine geçecek yeni bir uluslararası döviz oluşturulması çağrısına ise Timbeau'nun yorumu şöyle: "Çin'in önerisi mantıksız değil. Savaş sonrasında Bretton Woods uygulaması ile Keynes de aynı şeyi önermemiş miydi?"
Son ay içinde dolar, Euro karşısında yüzde 20 oranında değer kaybetti. Ekonomistler dolardaki düşüşün önümüzdeki dönemde de sürmesinin beklendiği ifade ediyorlar. Bazılarına göre Obama yönetimi, ihracatı destekleyecek zayıf bir dolar öngörüyor. ABD'nin Nobel ödüllü iktisatçısı Profesör Edmund Phelps de geçtiğimiz günlerde ABD ekonomisinde hızlı bir toparlanma beklemediğini dile getirerek, doların önümüzdeki günlerde değer kaybının süreceğini söyledi. Phelps'in altı çizilmesi gereken yorumlarından bir diğeri de gelecekte küresel finans piyasalarında kredi darlığının yaşanacağı, doların uluslararası para birimi olarak rolünü kaybedebileceği yönündeydi. Phelps, yeni bir para biriminin ortaya çıkmasının dünya ekonomisi için bir deprem olmayacağını bile söyledi.
Fransız İktisadi Araştırmalar Enstitüsü Direktörü (OFCE) Xavier Timbeau da doların Euro karşısında değer kaybının devam etmesinin çok şaşırtıcı bir durum olmadığını, fakat devam ettiği takdirde, bugün yaşadığımız şiddette yeni bir krize yol açacağınada dikkat çekiyor.
"Geçtimiz kış ve bahar döneminde, resesyonun en derin olduğu süreçte, dolar bir tür sığınak olarak değerlendirildi ve yatırımcılar ABD hazine bonolarına saldırdı. Bugün ise küresel ekonomik ortam açıklık kazandıkça, finansçılar Euro bazlı fonlara yönelmeye başladılar. Bunun sonucunda ise her şey normale döndü, fakat dolar da değer kaybetti" diyen Timbeau, doların Euro karşısında değer kaybetmeye devam etmesinin, yaşamış olduğumuz finans krizi ile aynı boyutta yeni bir krize neden olacağını söylüyor.
ABD'nin dış borcunun yeni bir rekor kırdığını ve neredeyse GSYİH'nin yüzde 100'üne ulaştığını kaydeden Timbeau, bir Euro'nun önümüzdeki aylarda 1.60 hatta 1.70 dolara kadar yükselme ihtimalinin olduğunu ifade ediyor.
Timbeau şu yorumlarda bulunuyor: "ABD'nin dış borç dengesizliği yeni bir konu değil. Fakat bu güne kadar ekonomik büyüme sayesinde bu büyük borç oranını sürdürebiliyorlardı. Bugün ise böyle bir durum söz konusu değil. ABD'ye yönelik kötü haberler artmaya devam ederse, yatırımcıların dolara olan güvenleri iyice zarar görecektir. Doların sahip olduğu rolü kaybetmesi, tüm dünya açısından dramatik sonuçlara yol açabilir."
Merkez bankaları gerekli önlemleri almalı
Yatırımcıların dolara güvenmemelerinin, tüm dünyayı yeniden krize sokacağını söyleyen Timbeau, bunun nedenlerini ise şöyle dile getiriyor: "Dolar bazlı hisse senetlerine sahip olanlar, doların değer kaybı ile tüm varlıklarının bir anda eriyip gittiğine şahit olacaklar. Bu durum Çin ve Avrupa'yı yakından ilgilendiriyor. Bankaların yaşayacağı büyük kayıplardan dolayı, borsalar da en az yüzde 50 oranında değer kaybedecek. Bu da yaşadığımız kadar şiddetli yeni bir krizin söz konusu olacağı anlamına gelir. ABD, her istediğini satın alamayacak. Bu da özellikle Avrupa Birliği'ni oldukça olumsuz etkileyecek, çünkü AB ihracatının yüzde 50'si ABD'ye gidiyor. Merkez bankalarının böylesi bir senaryoyu engellemek için her türlü önlemi almaları gerekiyor."
Dolar artık tek rezerv parası değil
Çin ve Rusya gibi ülkelerin doların uluslararası rezerv parası statüsünü sorgulamaya başlamaları da son dönemde dikkat çeken konuların başında geliyor. Çin, geçtiğimiz mart ayında, IMF'ye dolar dışında yeni bir para biriminin, uluslararası rezerv para olarak kullanılması çağrısında bulunmuştu. Temmuz ayında Çin'de yayımlanan 2009 yılı "Çin Finansal İstikrar Raporu"nda da, egemen ülkelerle bağlantısı olmayan ve para değerini uzun süreli olarak koruyabilecek olan yeni bir uluslararası döviz oluşturulması çağrısı yenilendi. Çin; dolar yerine, Özel Çekme Hakkı olarak da bilinen ve IMF'nin ülkelere borç verirken kullandığı değerin, yeni ortak para birimi olmasını öneriyor. Buna göre SDR ile ulusal para birimleri arasında bir parite sistemi kurulacak. Böylece, şu anda sadece hükümetler ve uluslararası kuruluşlar arasında kullanılan SDR, uluslararası ticaret ve finansal işlemlerde de kullanılır hale gelecek. Timbeau'ya göre doların uluslararası rezerv parası statüsünü kaybetmesi şu an için pek söz konusu değil. Öte yandan doların artık dünyadaki tek rezerv parası olmadığı da gerçek.
Çin'in önerisi mantıksız değil
Timbeau'nun Çin'in SDR önerisine yönelik yorumları ise oldukça ilginç: "Euro, bugün dünya genelinde hisselerin yüzde 30'u için referans döviz olarak değerlendiriliyor. Bu da önemli bir miktar. Fakat Euro, rezerv parası olarak kabul edilecek olursa, Çin'in 'SDR' önerisi buna hemen son verebilir. Çin'in yeni bir ortak para birimi önerisi mantıksız değil. Savaş sonrasında Bretton Woods uygulaması ile Keynes de aynı şeyi önermemiş miydi? Küresel kriz o kadar fazla yıkıma neden oldu ki, bu seçenek bile artık komik gelmiyor!"