Dolardaki yükselişten korunmanın en iyi yolu
Arka arkaya gelen not indirimleri, piyasalar üzerinde baskı oluşturuyor. Yunanistan'ın notunun düşürülmesi ve Standard and Poors'un İtalya'yı negatif izlemeye almasından sonra (bence not indirimi kesin değil), İngiliz bankalarının ve hükümetsiz Belçika'nın notlarının düşürülmesi yatırımcıları korkuttu. İspanya'da geçtiğimiz hafta sonu yapılan seçimleri iktidar partisinin kaybetmesi, olaylara yeni bir boyut kazandırdı. İspanya bundan sonraki dönemde mali disiplini sağlayabilir mi, tartışması başladı. Ekonomik risklere ek olarak, politik riskler de gündeme geldi.
Denklemin içine İspanya ve İtalya'nın girmesi önem arz ediyor. AB'nin en büyük üçüncü ve dördüncü ekonomilerine sahip olan İtalya ve İspanya; Yunanistan, İrlanda ve Portekiz ile kıyaslanamaz. Avrupa Merkez Bankası(AMB) da bu ülkelerin tahvillerine özel ilgi gösteriyor. AMB, euro bölgesinin geleceği için bu ülkelerdeki durumun tehlikeli olduğunu görüyor. Bu nedenle, iki ülkenin risk göstergelerini bir süredir dikkatle takip ediyorum. İspanya ile ilgili gözüme çarpan bir nokta var. İspanya-Almanya 10 yıllık faiz farkı ile EUR/USD paritesi arasında ciddi bir negatif ilişki oluştu. Diğer ülkelerin Almanya ile olan 10 yıllık getiri farklarının, EUR/USD ile böyle bir korelasyonu yok. Yüzde -0.85'lik rakam gerçekten yüksek. Bunun anlamı; İspanya'nın yükselen risk priminin, euro ve euro bölgesi üzerinde önemli sonuçları olabilir. EUR/USD üzerinde bu kadar etkili olan bir piyasa göstergesini izlemek gerekiyor.
İspanya-Almanya 10 yıllık getiri farkı EUR/USD'ı, EUR/USD'daki sert hareketler de gelişmekte olan ülke paralarını etkiliyor. USD/TL bu hafta 1.61'e kadar yükseldi. Birçok yorumcu, Türk Lirası'nın orta dönemde yükselme potansiyeli olduğunu vurguluyor. Olabilir. Fakat bir gerçek var ki; risk iştahında düşüş olduğunda, en çok darbe alan paralardan birisi de Türk Lirası(TL). TL ile aynı kategoride olan 18 paranın, 2009'dan itibaren performanslarını inceledim. TL, riskten kaçış dönemlerinde haftalık bazda en çok değer kaybeden paralar arasında. Sıralamada sondan beşinci sırada bulunuyor. Asya ülkelerinin paraları, bu dönemlerde en iyi performans gösteren paralar olarak yer alıyor.
Dünya'da yazmaya başladığım ilk günden beri, 'Yatırımcıların portföyünde USD/TL kontratı bulunmalı' diyorum. Bir portföyün sadece getirisi değil, riski de önemli. TL'nin riskli kategoride olduğu açık biçimde görülüyor. Paranızın büyük bir kısmını TL cinsi sabit getirili enstrümanlara yatırabilirsiniz (tahvil, bono, mevduat). Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası'ndan(VOB) USD/TL kontratı alırsanız; hem kur riskini azaltmış, hem de USD/TL'deki yükselişlere ortak olmuş olursunuz. Küresel ekonomideki yavaşlama sinyalleri(bu haftaki Çin verilerine dikkat), ülkelerin borç finansmanları ile ilgili endişelerin artması, korunma sağlayan finansal enstrümanların portföyde bulunmasını gerektiriyor.
TL'nin genel durumuna bakarsak; EUR/USD 1.3950'nin altına inerse, USD/TL'de 1.62 ve 1.64 seviyeleri gündeme gelebilir. Geçen hafta da yazdığım gibi; analiz yaparken, gün içi fiyatlardan çok kapanışlara bakmak daha iyi olabilir. Dolar ya yükselirse korkusu yaşamaktansa, en mantıklı yol VOB'dan USD/TL kontratı almak.