Dolar trendi piyasalar üzerinde etkili olmaya devam ediyor
Global piyasalarda son dönemde yaşanan en önemli dinamiklerden birisi petrol fiyatlarındaki yükseliş. Ocak’tan bu yana yaklaşık %50’lik bir artış söz konusu. Petrol fiyatlarındaki bu gelişmeler düşük büyüme ve düşük enflasyon ortamında enflasyon beklentilerini birebir etkiledi. Özellikle Euro Bölgesi’nde orta vadeli 5 yıllık enflasyon beklentileri, yılın başında %1,48’lere kadar gerilemişti. Bu gelişmeler ECB’nin parasal genişleme adımının altında yatan en önemli sebeplerden biri olmuştu. Petrol fiyatlarının normalize olmasıyla enflasyon beklentilerinde şimdi gelinen seviye %1,80 ile %2 hedefi ile daha uyumlu. ABD’de %2,20 ile hedefin hafif üzerinde bir seyir sürüyor.
Petrol fiyatlarının yükseldiği seviyelerde stabilize olması ve bu sebeple orta vadeli enflasyon beklentilerinde görülen yükselişe paralel olarak, ABD’de ve daha fazla Euro Bölgesi’nde olmak üzere tahvil faizleri ilk çeyrek sonlarındaki diplerine göre yükseliş gösterdi. Önümüzdeki dönemde, petrol fiyatlarında ek bir yükseliş olmadığı takdirde Euro Bölgesi bono getirilerinin daha fazla yükselmesini beklemiyoruz. Sebepleri ise; enflasyon beklentilerinde önemli bir toparlanma görüldü. Daha yukarıya çıkabilmesi için talep yönlü bir enflasyonist baskının gelmesi gerekiyor, bu da kısa vadede mümkün değil. Ayrıca QE programı ek tahvil talebi üretiyor. Bu da faiz oranlarını baskılayan bir diğer dinamik.
Global risk iştahının temel belirleyicisi ise hala doların değeri. DXY, doların gelişmiş ülke para birimi sepetine göre değerini gösteren endeks. DXY trendine bakıldığında Ekim 2014’den Mart başına kadar sürekli yükseliş görüyoruz. u artıştaki temel dinamik ECB’den beklenen parasal genişleme adımı ve bunun getirdiği euro zayıflığı. Fed’in dolar güçlülüğüne vurgu yapması, politika faizi projeksiyonlarındaki faiz artış hızını yavaşlatması ile DXY kısmen gerileme trendine girmesine rağmen son günlerdeki yükselişle tekrar 95-100 bandına geri döndü.
Euro/Ş paritesinde son dönemde yaşanılan düzeltmenin ise sınıra yakın olduğunu düşünmek gerek. Zira, ECB’nin uyguladığı parasal genişleme programının en etkin kanalının euro da ürettiği zayıflık nedeniyle emflasyon artışını doğurması idi. Gelinen noktada petrol fiyatlarının da verdiği destekle bir miktar toparlanma yaşandı. Fakat petrol fiyatlarının etkisi büyük ölçüde geçiçi. Dolayısıyla eurodaki değer kaybının tersine dönmemesi ve büyük ölçüde kalıcı olması gerekli. Bu nedenle 1,15’lerin üzerinde kalıcı olması sözlü müdehaleleri getirebilir. Nitekim, ECB aylık tahvil alımların hızını piyasa likiditesine göre ayarlayabilecek. Bu da piyasa likiditesinin göreli düşük olduğu yaz ayları öncesi bir miktar artırabileceğine işaret ediyor.
Dolar değerlenmesinin orta vadeli temel gerekçelerinin sürdüğünü düşünüyoruz. Bunun gerekçeleri; gelişmiş ülke para politikalarındaki ayrışım. ABD faiz normalizasyonuna giderken, ECB ve Japonya’da ultra genişlemeci para politikalarını sürdürmek durumunda oluşu. Euro Bölgesi’nde faizler baskılanıyor; euronun değer kaybının korunması isteniyor. Ayrıca, ABD’de yaşanan göreli daha olumlu ekonomik toparlanma DXY’de ek değerlenmeyi getirebilir.
Türk lirası ise doların bu global seyrine olan hassasiyetini koruyor. Her ne kadar yerel aktif piyasalarında gelinen seviyeler olumlu piyasa potansiyeline işaret ediyor olsa da, bunun performansa yansıması global belirsizliklerin azalmasına bağlı.