Dolar güçleniyor
ABD doları Türkiye’de adeta ralli yapıyor. 9 Nisan’da 4.05 TL olan kur, önce 4.32 TL’yi gördü, Perşembe gününe de 4.28 TL ile başladı. Hükümet çevreleri bu durumu hemen her olumsuz olguya karşı verdikleri tepkiyi gösterdiler, yani döviz kurundaki bu hareketlenmeyi de komplo olarak nitelendirdiler. Halbuki dolar sadece TL karşısında değil, diğer paralar karşısında da değer kazandı. Örneğin 9 Nisan da Euro=1.23 dolar iken, 9 Mayıs da Euro=1,18 dolar oldu. Özetle dolar tüm dünya da güçleniyor.
Para piyasalarındaki bu eğilimin TL üzerinde daha güçlü hissedilmesinin nedeni şöyle özetlenebilir:
-Siyasi istikrarsızlık,
-S&P’un Türkiye’nin notunu düşürmesi,
-İç ve dış dengenin (bütçe açığı ve cari açığın artması) bozulması.
Bu olumsuz faktörler TL’yi daha riskli yaparken
-ABD Başkanı Trump’ın Çin ile dış ticarete getirdiği kısıtlamalar,
-Meksika özelinde ABD’nin doğrudan yatırımlarına yapılan müdahaleler,
-Son olarak İran ile yapılan nükleer anlaşmadan ABD’nin çekilmesi.
Yani Trump’ın siyasi ve ekonomik alandaki çatışmacı tavrı, doları güçlendiren ana etmenler olarak karşımıza çıkmakta.
Sıraladığımız bu olguların yanında dünya döviz rezervinin %63’ünün ABD doları cinsinden tutulması, doları vazgeçilemez para konumuna getirmekte. AB, toplam GSYH olarak ABD’den büyük olmasına karşın, dünya döviz rezervi içindeki payı ancak %20 düzeyindedir. Sadece son bir ay ki gelişmelere bakıldığında yaşanan ekonomik ve siyasal çatışmaların doları daha da güçlendirdiği görülmekte. Dolar yani ABD, adeta her daim çatışma ve savaş istemektedir. ABD Başkanı Trump’da bundan dolayı ortalıkta sürekli bir savaş lideri gibi dolanmakta. Ne yazık ki, diğer ülkelerde bu komik adama eşlik etmektedir.
Önümüzdeki günlerde bu durumun tersine döneceğine ilişkin işaretler de bulunmamakta. Dolayısıyla döviz kurundaki oynaklığın sürmesi de devam edecek gibi gözükmekte. Türkiye bu süreçte en azından siyaseten, son günlerde İran’a yönelik izlediği doğru politikasını diğer alanlara da kaydırmasında fayda bulunmakta. Bunu yapabilir mi? Elbette. Ancak önce bunun siyasi erk tarafından kabul görmesi gerekmekte.