Dolar faizlerine ilişkin beklentiler herkesi endişelendiriyor

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

ABD para otoritesi Açık Piyasa İşlem Komitesi’nden çıkacak faiz kararını bu akşam açıklayacak. Piyasalar dolar faizlerinin çeyrek puanlık bir artışla fonlama oranının yüzde 0.75 ile yüzde 1.00 arasındaki banda çekilmesini bekliyor. Dikkatler daha çok teşhislere ve geleceğe yönelik eylemlere ilişkin söylemlere odaklanmış görünüyor. Dolar faizlerinde herhangi bir değişiklik yapılmaması veya beklenenden daha yüksek bir artışa karar verilmesi olasılığı ise yok denecek kadar az; herhangi birinin gerçekleşmesi durumunda büyük bir sürpriz sayılır ve tüm piyasalarda sert dalgalanmaların sebebi olabilir.

Büyük risk taşıyan oyuncular tarafından yönlendirilen piyasalar, son iki hafta genelinde para otoritesi ile inatlaşmaktan uzaklaşmaya çalışan ve örtülü uzlaşı arayan bir görünüm sergiliyor. Çeyrek puanlık faiz yükselişi kabullenildi ve büyük ölçüde fiyatlandı; pazarlanmaya çalışılan iyimser senaryodan kısmen uzaklaşma karşılığında bu yaklaşımla seri faiz yükselişi olasılığı kısmen geriletilmeye çalışıldı. 2004 Haziran ile 2006 Mayıs arasındaki döneme benzer bir inatlaşmadan kaçınma eğilimi ön plana çıktı. Başka bir deyişle çeyrek puanlık yükseliş adımlarının sayısının dördün altına geriletilmesi yönünde çaba harcandı!

Son birkaç hafta içinde yüzde 2.34 seviyesine kadar geriletilen 10 yıl vadeli ABD Devlet Tahvili getirileri 2.60 seviyesinde dalgalanarak açıklanacak faiz kararını beklemeye başladı. Gelişen ve gelişmiş ülkelerin sermaye piyasaları düzeltme yaşamaya başladı. Başta petrol ve altın olmak üzere emtia fiyatları kısmen geriledi. Özellikle gelişen ülke paraları, dolar karşısında bir miktar yıprandı.

Yaşanan kontrollü riskten kaçınma eğilimi, daha önce ön plana çıkartılmaya çalışılan küresel boyuttaki iyimser senaryonun gerçekleşme olasılığını hatırı sayılır ölçüde geriletti. Gelişmişler için olası maliyet kökenli enflasyon baskısı kısmen zayıfladı; Yeni ABD yönetiminin korumacı söylem ve bunu destekleyen diğer tasarruflarının uygulamaya geçmesini engelleme amacı taşıyan çok yönlü çabalar da bu süreci destekledi.

Bir an için ABD para otoritesinin dolar faizlerini çeyrek puan yükseltip şahince söylemlerden kaçınarak piyasaların taleplerine olumlu yanıt vermeye çalıştığını varsayalım ve soralım: Mayıs ayında yapılacak bir sonraki Açık Piyasa İşlem Komitesi Toplantısına kadar piyasalarda neler yaşanacak? Piyasaları yönlendiren büyük oyuncular ile para otoritesi arasında inatlaşma Mayıs ayı başına kadar sürmek üzere geri mi dönecek? Merkez Bankası yetkilileri bu olasılığın yaratacağı sakıncaları ortadan kaldırmak üzere, piyasaları rahatsız edebilecek bazı söylemlerde ısrarlı olacak mı? Bazı AB üyelerinde yapılacak seçimlere ilişkin endişeler, piyasaları ve küresel ekonomiye ilişkin beklentileri güçlü bir şekilde etkileyecek mi?

Yukarıda kısaca sıralamaya çalıştığımız sorulara verilebilecek farklı yanıtlar, belirsizlik ve kırılganlık algısının güçlenmeye devam edebileceğini düşündürüyor. Kar etmek, olası zararı asgari düzeyde tutmak üzere risklerini azaltmak veya pozisyonlarını korumak adına piyasalar yönlendirmek isteyenler ile para otoritelerinin hesapları çatışıyor. Mevcut düzenin çözemediği sorunlar nedeniyle korumacılığın yükselmeye başlaması, piyasaların kırılganlığı artıran şekildeki işleyişi oluşan açmazları iyice derinleştiriyor. Para otoriteleri ise tepkisel tavırlar yolu ile etkisizleşerek itibarsızlaşacağını, fiyat istikrarını koruma görevinde başarı sağlanamayacağını görüyor. Siyasiler, piyasalar ve para otoriteleri arasındaki kısa vadeli ve taktik işbirliğini sürdürmenin olanaksızlaştığı dikkat çekiyor!

Piyasaları yönlendiren büyük oyuncular, en azından çeyrek puanlık faiz yükseliş sayısının üçün altında kalmasını istiyor. Bu sayede iyimser senaryoları bir süre daha pazarlayabilmeyi ve risklerini kontrollü şekilde azaltma fırsatı bulabilmeyi umuyor. Para otoriteleri ise bu süreçte oluşabilecek balonlaşma risklerinin yaratabileceği ek tehlikelerden rahatsız oluyor ve engelleme gereğini daha fazla hissediyor; küresel kredi krizine sebep olan yanlışların tekrarlanmasını istemiyor, korumacı söylemlerin bu tehlikeyi hatırı sayılır ölçüde yükselttiğini görüyor ve küresel dengesizliklerden çok kendi içindeki tehlikelere odaklanmaya çabalıyor. Son iki haftada olduğu gibi geçici ateşkesler dışında, tarafl ar ortak payda bulamıyor ve birbirlerini anlamaya çalışmıyor! Farklı algılatılmaya çalışılsa da sorunların ağırlaşması önlenemiyor; geçmişteki yanlışların gelecek üzerindeki ipoteği büyümeye devam ediyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar