Dolar düşer mi yoksa daha da mı artar?
Bilinmeyenler ve tahmininde zorluk çekilenler o kadar çok ki... Bir kere Cumhurbaşkanı seçiminin 24 Haziran’da sonuçlanması pek mümkün olmayacak gibi görünüyor. Her şey bir yana, tek başına bu bile, seçimin 24 Haziran’da bitip bitmemesi bile piyasaların geleceği açısından önemli.
Seçim 24 Haziran’da sonuçlanırsa kazanacak isim çok büyük olasılıkla Recep Tayyip Erdoğan olacaktır. Seçim ikinci tura kaldığı takdirde yarışacak isimlerin Erdoğan ve Muharrem İnce olacağını söylemek yanlış sayılmaz.
Dedik ya bilinmeyen o kadar çok şey var ki. Olasılıklara bakalım.
Bir; Cumhurbaşkanı koltuğuna Erdoğan oturuyor, Meclis çoğunluğu cumhur ittifakında.
İki; Cumhurbaşkanı koltuğuna Erdoğan oturuyor, Meclis çoğunluğu millet ittifakında.
Üç; Cumhurbaşkanı koltuğuna İnce oturuyor, Meclis çoğunluğu millet ittifakında.
Dört; Cumhurbaşkanı koltuğuna İnce oturuyor, Meclis çoğunluğu cumhur ittifakında.
Beş; Cumhurbaşkanı koltuğunda Erdoğan ya da İnce oturuyor, Meclis çoğunluğu iki ittifakta da değil, HDP kilit parti durumunda.
Hadi söyleyin bakalım, bu olasılıklardan hangisi gerçekleştiğinde ekonomiye yansıma olumlu olur ve dolar geri gider?
★★★
Aslında “Dolar nasıl geri gider” sorusunu yanıtlamaya çalışmadan önce “TL ne oldu da diğer paralardan ayrıştı ve dolara karşı bu kadar değer yitirdi” sorusuna yanıt aramak gerek.
İktisatta klasik bir yaklaşımdır; “para ürkektir” denir. Para hele başka bir ülkeye gidecekse çok daha ürkektir.
Bize paranın demokrasisi bizden daha köklü ülkelerden geldiği gerçeğini göz önünde bulundurup şöyle düşünelim.
Türkiye’deki bir banka ya da bir fon, demokrasisi ve ekonomisinin öngörülebilirliği yönüyle bizden çok geride olan bir ülkeye yatırım yapacağı zaman kılı kırk yarmaz mı?
Daha gelişmiş bir ülkede örneğin yüzde 1 faize razı olunurken, görece geri bu ülkeden yine örneğin yüzde 2 faiz talep edilmez mi? Geri kalmış sayılan ülkeye, yüksek faiz veriyor olsa bile daha az para girmez mi? Bu yüzden de bu ülkenin parası az döviz geldiği için değer yitirmez mi?
Öyleyse bizim yapmamız gereken belli. Gelişmiş ülkelerin sermayesinin ürkmesine yol açan etkenleri ortadan kaldırmak.
★★★
OHAL yabancıyı tedirgin ediyor, bu açık. Merkez Bankası’nın araç bağımsızlığına kağıt üstünde sahip bulunması da rahatsızlık yaratıyor.
Dönüp bakıyoruz, hangi aday bu konuda çok somut vaatlerde bulunuyor; Muharrem İnce. CHP adayı İnce, OHAL’i en kısa sürede kaldıracaklarını, Merkez Bankası’nın da gerçek anlamda bağımsız olacağını söylüyor. Aynı konulara önceki akşam CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun da vurgu yaptığını belirtelim. Hatta Kılıçdaroğlu enfl asyonla ilgili olarak, Merkez Bankası’na bir hedef verilmesi ve Banka’nın bu hedefe ulaşmada istediği araçları kullanmakta özgür olması gerektiğini söyledi.
Seçimden galip çıkma olasılığı en yüksek ismin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konulardaki düşüncesi ise belli. Erdoğan, OHAL’in kaldırılması gibi bir vaatte bulunmuyor. Hem zaten Erdoğan için bu vaat sayılmaz, istese şimdi de kaldırır. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusu... Erdoğan’ın bu konuya yaklaşımı ve faize bakışı da sır değil.
★★★
OHAL’in kaldırılması ve Merkez Bankası’nın tüm kararlarını özgürce alabilmesi Türkiye’ye bakışı değiştirecek ve fon akışını hızlandıracak bir gelişme olur mu?
Bu soruya “Evet” diyebiliyorsak dövizi düşürmenin yolu belli demektir.
Peki dövizin gerilemesi bu iki adımla sağlanabilecek kadar basit midir? Bu soruya “Evet” demek de pek kolay değildir.
Girişte vurguladığımız Cumhurbaşkanının kim olduğu ve Meclis aritmetiğinin nasıl oluştuğuna ilişkin olasılıklar başta olmak üzere kurun seyrini belirleyecek bir dizi başka etken de var. Ama yine de şunu kabul etmek gerekir ki OHAL ve Merkez Bankası ile ilgili söylem yabancı yatırımcı için hiç de yabana atılmayacak önemdedir.
Merkez Bankası’nın bugünkü toplantıda alacağı karar mı? Bu, büyük resimde küçük bir ayrıntıdan öteye gidemez. Merkez faizi 3 puan artırdı, ardından sadeleşmeye gitti de ne oldu ki bugün alınacak karar piyasaları çok etkilesin.