Dokuzuncu ay bilançoları göreceli olarak iyi!

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Şirketlerin 2008 yılının ilk dokuz aylık dönemindeki durumlarını yansıtan bilançolar açıklanmaya başlandı.

Bu bilançoların özelliği şudur: (1) Bu bilançolar genelde krizin rüzgarından etkilenmemiş bilançolardır. (2) Bu bilançolar 2008 yılında ekonomide (kriz öncesi) başlayan durgunluğu yansıtan bilançolardır.

Bu özellikleri dikkate alınarak yapılacak değerlemede bilançoların (1) Bir yıl öncenin aynı dönemine göre daha düşük bir tabloyu gösterdiği, (2) Buna rağmen göreceli olarak hiç de fena sayılamayacakları söylenebilir.

Zararlı sonuç veren bilanço sayısının azlığı dikkati çekmektedir.

Dikkati çeken bir başka nokta, bankaların dokuz aylık bilançolarında önemli büyüklükte kâr rakamlarının görülmesidir.

Kârlılık sağlık işaretidir. Dokuz aylık kâr ve geçmiş dönem kârları bankaların gelecek dönemler için güvencesi olacaktır.

Ancak bu konuda şu soru gündeme geliyor: Bankaların kârlılığının artması, reel sektörün kâr etmesine, ekonominin canlı olmasına bağlıdır. 2008 yılının ilk dokuz ayında bankalar acaba diğer şirketlerin kârlılığının üzerinde kârlılığa nasıl ulaşabildi.

Bankaların ilk dokuz aylık kârlılıklarında (1) Hazine bonosu portföyünden sağladıkları gelirin, (2) Dış döviz kredileri ile iç kredi faizlerinin arasındaki farktan sağlanan imkanların rolü olduğu bir gerçektir.

Eylülden sonra bankalar eski dönemlerdeki büyüklüklerde kâr etmeyecektir. Ama bankaların aktiflerinin sağlamlığı pasiflerinin yapısı sistemin gücünü teşkil edecektir.

Bankaların durumu çok önemlidir. Görülüyor ki, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile devletler ve merkez bankaları kilitlenen banka sistemini işletme çabası içindedir. Bankalara para akıtmak bile kilidi açamıyor. Banka sistemi ayağa kalkmadan da ekonomilerin canlanması imkansız görülüyor.

Bizim avantajımız veya gücümüz, kriz fırtınasına güçlü bir banka sistemi ile yakalanmamız. Temennimiz ise fırtınanın banka sistemini sarsmaması. Çünkü bundan sonra Türk ekonomisi tekrar üretimi ve istihdamı artırma çabasına girecek ise bu ancak bankaların desteği ile gerçekleşebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018