Doktor bakırın verdiği sinyal
Yılın ikinci çeyreğinin başlaması ile birlikte, büyük fonlar borsa endekslerine ve emtialara tekrar para koymaya başladı. Özellikle Çin ve ABD'den gelen imalat verileri moralleri yükseltti.
Risk algısının güçlü olması; bakır, gümüş, platin ve paladyum gibi endüstriyel metallerin performansından da görülüyor. Bunların arasında bakırın fiyat hareketleri önemli olabilir. Analistler, bakırı 'doktora' derecesine sahip emtia olarak görür. Bu benzetme ile bakırın küresel ekonomiye yönelik öngörü yeteneğine vurgu yapılır. Bakırın fiyatı yükseliyorsa, başta Çin olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin iyi performans göstermesi beklenir. Bu da olumludur.
Küresel risk iştahının bir numaralı barometresi olan S&P 500 endeksini, bakırın performansı ile karşılaştırırken gözüme birkaç nokta çarptı. Bakır, 2010 senesinde S&P 500'den daha iyi getiri bırakmış. Bu durum, Fed'in ikinci tahvil alım programına ve Çin'in o dönemdeki pozitif hikayesine bağlanabilir. Euro bölgesindeki kriz başladığından beri, bakır daha düşük bir performans göstermiş. Hatırlanacağı gibi, euro krizi 2011'de şiddetlenmişti. Son günlerdeki toparlanmaya rağmen, bakırın göreceli olarak düşük performansı son bir yıldır sürüyor.
Doktor bakırın tahmin yeteneğine göre yorumlarsak, gelişmekte olan ülkelere yönelik beklentilerin azalmaya devam ettiği söylenebilir. Çin, Brezilya, ve Hindistan ile ilgili beklentiler düştükçe; bakır, S&P 500 endeksinin gerisinde kalıyor. Bu analizi yaparken, Fed'in 'borsalar her daim yükselmeli' politikasını da göz ardı etmemek gerekiyor.
Gelişmekte olan ülkeler grubundaki bütün önemli ülkeleri değerlendirecek yerim yok. Bu nedenle, analizlerimde genel olarak Çin'i baz alıyorum. Çin ekonomisine yönelik beklentilerin hızlı şekilde düşmesi, genel olarak endüstriyel metalleri de baskı altına aldı. Bundan yedi-sekiz ay önce, 'Dünya ekonomisinin lokomotifi yine Çin olur' diyen yorumcular, keskin bir dönüşle 'Çin ekonomisi sert bir iniş yaşar' demeye başladı.
Uzun süredir yazdığım gibi, Çin ekonomisinde 2012'de sert bir iniş beklemiyorum. Kullandığım öncü göstergeler şu aşamada negatif sinyaller vermiyor. Ayrıca; Çin yönetiminin, para ve maliye politikaları anlamında manevra alanının geniş olduğunu düşünüyorum. Zorunlu karşılıkları indirme dışında, politika araçlarını kullanmadılar.
Çin'in bu hafta yayımlanan resmi imalat verisi ile özel sektörün yayımladığı imalat verisi arasındaki ayrışma soru işaretleri yaratabilir. Kapalı kutu ekonomileri yorumlamanın zorluğu da burada yatıyor. Çin'in ekonomik verilerde oynama yaptığı söylenir. İmalat verisi olmasa da, bazen çok çelişkili veriler açıklıyorlar. Tabii yorumcunun görevi, açıklanan veriyi yorumlamak. Fazla kurcalamaya gerek yok. İngiltere eski başbakanlarından Disraeli'nin 'Hayatta üç çeşit yalan vardır: yalanlar, kahrolası yalanlar ve istatistik' sözünü ne zaman kullansam, istatistikçi dostlarım alınıyor.
2012'ye yönelik yorumlarımda, en büyük riskler olarak euro bölgesi ve Çin ekonomisini gördüğümü belirtmiştim. Euro bölgesinden gelen veriler hala ışık vermiyor. Türkiye de olmak üzere, ülkelerin senaryo analizlerine bu girdi. Çin ekonomisindeki belirsizlikler sürüyor. Yukarıda da belirttiğim gibi kapalı kutu diye nitelendirilebilecek bir ekonomi. ABD ekonomisi ile ilgili görece olumlu beklentilerim devam ediyor.