Doğu ve Güneydoğu’da zenginlik merkezleri oluşturmak...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Başbakan Binali Yıldırım, medya kuruluşları genel yayın yönetmenlerine verdiği iftar yemeğinde, “Doğu ve Güneydoğu’da 4 yeni cazibe ve zenginlik merkezi oluşturacaklarını, terörün etkilendiği bölgelerde altyapı ve restorasyon çalışmalarına hız vereceklerini açıklamış. İftara katılan Genel Yayın Yönetmenimiz Hakan Güldağ’ın yazısında aktardığına göre, Yıldırım, özel önleme haiz bu bu bölgelerde kamu-özel sektör iş birliği ile yeni fabrikalar kurup etraf illerini kapsayacak şekilde cazibe merkezleri oluşturmayı amaçladıklarını açıklamış. 

Teröristle mücadelenin askeri olarak sürmesinin yanında terörle mücadele için önemli olan bu adımın atılması çok doğru ve gerekli. 

Bunu iki nedenden söylüyorum. Bunlardan biri, Özal’ın yönetimde olduğu dönemde, o zamanın Sümerbank Genel Müdürü dostum Ahmet Özerdim ile Özal’ın Van, Bitlis, Hakkari gezisine katılmıştım. O gezide Özerdim, Van’daki ayakkabı fabrikasında orduya yaptıkları botlar nedeniyle hem istihdam sağlayan hem karlılık içeren Van fabrikasından memnunluğunu bana anlatmıştı. Aynı şekilde Adıyaman’daki fabrikalarında önemli istihdam sağladıklarını söylemişti. 

Gezi sırasında daha sonra gittiğimiz Bitlis’teki inşa edilmiş hapishane binasını talep ettiklerini orada da bir Sümerbank fabrikası kurmayı amaçladıklarını söylemişti. Hakkari’de gittiğimiz Sümerbank mağazasında ise gazeteci dostlarımızdan hemen hepsi ucuz buldukları gömlek kravat alışverişinde bulunmuşlardı. 

Sümerbank’ın özelleştirilip devreden çıkmasından sonra, Van’da ayakkabı fabrikasının binaları harap hale geldiği bir dönemde Mahmut Gedik kardeşimiz orada Van İşgem’i kurup 25 işlikte bir yeni canlılık sağladı. İş ve istihdam yarattı. 

İkinci neden; önceki gün Doğu Anadolu ziyaretinden dönen Prof. Kenan Mortan’ın izlenimlerini aktrırken söyledikleri. 

Mortan şöyle dedi: 

“Bölgede üçlü bir yapı söz konusu. Birinci bölümde bölgeyi terk eden ve terk etme hazırlığında olanlar yer alıyor. Belli bir birikimi ve parası olanlar ya Batı bölgelerine göçmüşler ya da göçme hazırlığındalar. İkinci bölümde çulsuzlar yer alıyor. Bunların ne işleri ne paraları olduğu için kendilerini bölgede kalmaya mahkum görüyorlar. Amaçları yeşil kart dönemiyle başlayan yardımlarla günlerini geçirmek, Mümkün olduğunca daha farklı yerlerden STK’lardan da yardım alabilmek. Üçüncü grupta ise kentlerin yöneticileri ve kamu görevlileri yer alıyor. Benim gözlemlediğim çözülmesi zor bir sorun bölgeye hakim...” 

Şimdi Başbakan Yıldırım’ın fabrika binalarını kendilerinin kurup, özel sektöre destekle üretim yaptırıp, üretileni satın alma formülleri geliştirecek çalışma içerisine gireceklerini söylemesi, bana göre bölgenin çözülmesi zor sorununun çözümü açısından çok önemli bir proje. 

Bunun hayata geçip işleyebilmesi için, bölge insanının da belli oranda elinin taşın altında olacağı, katılımcı bir yönteme ihtiyaç var. Ve ilk kurgulamaların çok iyi ve gerçekçi hazırlanarak bir başarı öyküsüyle yola çıkılması sağlanmalıdır. Teröristle mücadelenin yanı sıra terörle mücadele için bu iş ve aş yaratacak, üretim ve istihdam sağlayacak projelere ihtiyaç olduğu bilinmeli ve önemsenmelidir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar