“Doğruyu yaparsak ikinci yarı muhteşem olabilir...”

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ [email protected]

Paris’teyiz…

Coface’ın düzenlediği Ülke Riskleri Konferansı’nda…

Doğrusu, bu konferanslar ciddi bilgi ve geleceğe ilişkin öngörü içeriyor. Nasıl içermesin?

Coface her milletten, her sektörden şirkete risk önleme, izleme ve alacak sigortası hizmeti sunuyor. 66 ülkede 4 binden fazla çalışanı var. Bu faaliyetleri sırasında dünyanın dört bir köşesinden on binlerce firmaya dokunuyorlar. Küresel birikimleri yüksek…

Bu yıl Ülke Riski Konferansı’nın 23’üncüsüydü. Her yıl olduğu gibi, Coface ekonomistleri, dünya ekonomisinde beklenen eğilimlerin ülkeleri ve işletmeleri nasıl etkileyeceğine ilişkin öngörülerini paylaştı.

Baş Ekonomist Julien Marcilly’in uyarısı dikkat çekiciydi:

“2011-2012 dönemindeki devlet borçları krizinden bu yana, ilk kez bu yıl işletmelerin iki gizli tehlikeye dikkat etmeleri gerekiyor; konjonktürel yavaşlama ve siyasi riskler…”

Coface’ın projeksiyonuna göre, 2017 ve 2018’de yüzde 3.2 büyüyen dünya ekonomisi 2019’da yüzde 3 seviyesine yavaşlayacak. Euro Bölgesi ekonomisinin büyüme hızı yüzde 1.6’ya, şu sıralar gayet iyi bir performans gösteren ABD ise yüzde 2.3’e yavaşlayacak.

★ ★ ★

Peki, ekonomideki yavaşlamanın sonuçları ne olabilir?

Coface bu yıl analiz edilen 26 Avrupa ülkesinin 20’sinde işletme iflaslarının
sayısının artmasını bekliyor.

Euro Bölgesi’nde 1.2, Orta Avrupa’da ise yüzde 6.5 oranında…

Tabii kimileri bu durumdan daha fazla, kimileri daha az etkilenecek..

Coface analistlerine göre, yavaşlama eğiliminden en fazla etkilenecek sektör ise otomotiv olacak.

Otomotiv yaklaşık 8 yıllık büyüme döngüsünün ardından yavaşlama sinyalleri veriyor. Sektörün ciddi bir yatırım ihtiyacı var. Rekabet artarken, Çin başta kimi piyasalar belli bir doygunluğa ulaşmış görünüyor.

Tüketicilerin değişen yaşam tarzları ve yeni kirlilik karşıtı çevre standartlarına uyum gerekliliği ise otomotivi daha da fazla zorlayacak.

★ ★ ★

Konferansta, bölgeler ve ülkeler için de dikkat çekici değerlendirmeler yapıldı. Epey detay verildi.

Doğrusu bana bu yıl Afrika daha fazla konuşuldu gibi geldi. Bunun bir nedeni de bu kıtanın önemli ülkeleri;

Nijerya, Güney Afrika ve Cezayir’de yaşanacak seçimler...

Değerlendirmelerde, Afrika’da 2010 yılından bu yana internet erişiminin üç katına çıktığının altı çizildi.

Yani, şimdi Afrikalılar endişelerini ifade etmek için daha fazla araca ve olanağa sahip. Bu da daha çok sayıda riskin izlenmesini gerektiriyor.

Kimi Afrika ülkeleri için olumlu gelişmeler de dile getirildi.

Örneğin Mozambik…

İçinde bulunduğu hassas siyasi duruma ve güvenlik ortamına rağmen, döviz rezervleri 2014'ten bu yana en yüksek düzeye ulaşan ve büyüme oranı da yüzde 3’ü geçen bu ülkede analistlere göre olumlu bir görünüm var.

Keza, “iş ortamının sürekli iyileştiği ve reform momentumunun korunduğu” Ruanda için de öyle…

★ ★ ★

Coface, yüksek oynaklıklara rağmen petrol fiyatlarının 'orta' seviyede olduğu bir dönemde, ekonomisi büyük ölçüde petrole bağımlı bir dizi ülkenin notlarını yükseltti.

Bu yıl, notu yükseltilen ülkeler; Angola, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Trinidad&Tobago…

Zengin ülkeler arasında Kanada’nın ülke notu yükseltildi. Lübnan ise, devam eden ekonomik sorunları sebebiyle bu yıl notu düşürülen tek ülke oldu.

★ ★ ★

“Ya Türkiye?” derseniz, hemen söyleyeyim risk notumuzda bir değişiklik yok.

Basın toplantısında, Baş Ekonomist Julien Marcilly, Türkiye ile ilgili değerlendirmeyi, Coface ekonomisti Seltem İyigün’e bıraktı:

“Geçen yıl TL'nin dolar karşısında yaklaşık yüzde 40 değer kaybetmesinin özel sektör ve tüketim üzerindeki olumsuz etkilerinin bu yılın ilk yarısında devam etmesi bekleniyor” dedi İyigün ve şöyle devam etti:

“Öte yandan, bu değer kaybı, ihracatçı açısından 2019'un daha avantajlı geçmesine neden olacak. Otomotiv, tekstil, giyim, metal, kimya, gıda gibi sektörlerin ihracat gelirlerinin artacağını ön görüyoruz…”

Faiz ve enflasyona değindi:

“Son haftalarda kredi faizlerinde görülen kısmi gerileme olumlu.

Ancak bu düşüşün kalıcı olabilmesi için enflasyonun düşüş trendine girmesi önem taşıyor.”

Büyümeye de dikkat çekti:

“Uygulamaya konulan destek paketleri ve ihracat bu yıl büyüme açısından önemli olacak.

Coface’ın 2019’da Türkiye için büyüme hızı tahmini yüzde 1.2. Ancak gelişmelere göre bu oran değişebilir…”

★ ★ ★

Sonrasında, Coface Türkiye Genel Müdürü Emre Özer yorumuyla derinleştirdi konuyu:

“Evet, petrol fiyatlarındaki oynaklık, jeopolitik gerginlikler, AB ülkelerindeki yavaşlama, Çin ve ABD arasındaki ticaret savaşlarının etkileri, bütün bu unsurlar gelişmekte olan ülkelerin büyüme performansları üzerinde bu yıl aşağı yönlü baskı yaratabilir. Tabii, Türkiye’nin de… Ancak ABD Merkez Bankası FED’in, önümüzdeki dönemde faizleri artırırken daha ‘sabırlı’, bilançoyu küçültürken ise daha ‘esnek’ olacağını ifade etmesi, yükselen piyasaların lehine gelişmeler.

Yılın bütününde sermaye çıkışı riskini sınırlayacağı gibi gelişmekte olan ülkelere daha fazla sermaye girişine neden olabilir.”

Sonra devam etti:

“Böyle bir durumun oluşması halinde, Türkiye’nin hem büyüme hem enflasyon dinamikleri açısından daha olumlu bir pozisyonda olacağı açık. Paranın gideceği adresler belli. Doğru adımları attığımız sürece Türkiye bu süreçten hiç şüphesiz faydalanacaktır.“

“Senenin ikinci yarısında” dedi Özer, “sıkı para politikası ve Türk Lirası’ndaki daha dengeli seyir, enflasyonunun gerileme eğilimini destekleyebilir. Bu durumda, faizlerin bir miktar daha gerilemesiyle birlikte kredi kanalının daha verimli çalıştığı, tüketim ve üretim dinamiklerinin büyümeye daha fazla destek verdiğini görürüz…”

★ ★ ★

Coface Türkiye Genel Müdürü Emre Özer’e yılsonu beklentilerini sordum:

Faizler?

“Mevduat 18-19, kredi 20-21…”

Enflasyon?

“Yüzde 16-17…”

Sonra ekledi:

“Enflasyonun artmasında birinci sebep, enflasyonun kendisi… Kendi kendini besliyor. Zorlu bir mücadele olacak. Ama bildiğimiz, deneyimli olduğumuz bir alan…”

Özer’e göre, enerji, bilişim, perakende ve inşaat başta kimi sektörlerde sıkıntı sürecek. Hatta, “bazılarında riskler yükselebilir, belki notları birer kademe daha aşağıya gelebilir…”

Emre Özer, Avrupa ile Türkiye’nin ekonomideki karşılıklı bağımlılığına dikkat çekti:

“Özellikle Almanya PMI ile Türkiye PMI arasında ciddi bir korelasyon var. Sanayi üretiminde aynı tedarik zinciri üzerinden hareket ettiğimiz için bu güçlü bir etki.

Şimdi Almanya dahil gelişmiş ülkelerin ekonomik performansında yeniden bir düşüş başladı.

Bir kere o döngüye girdiler mi, çıkış 3-4 yıl alır. Bu Türkiye’de kar marjlarının daralması yönünde bir etkide bulunabilir.

Ancak, Türkiye açısından işlerin kötüleşeceğini düşünmüyorum.

Öyle ya da böyle Avrupa’nın alımları devam edecek. Bu süreçte Türkiye’nin lojistik avantajı öne çıkacaktır.”

İkinci yarıda Türkiye ekonomisinde bir ivmelenme öngördüklerini bir kez daha üstüne basarak vurguladı:

“Merkez Bankası doğru adımları atmaya devam eder, bankaların bilançoları hafifl etilirse, ikinci yarı muhteşem olabilir!”

Sosyal risk 2010’dan bu yana en yüksek düzeyinde

Coface 2019 Konferansı Louvre Müzesi kompleksinin içindeki Carrousel’de yapıldı. Uçağa yetişmek üzere dışarıya çıktığımızda ise bir baktık, polisler, siren sesleri, sis bombaları… ‘Sarı yelekliler’ yürüyüş yapıyor. Sadece öğrenciler filan değil… Her yaştan insanlar, memnuniyetsizliklerini dile getiriyor. Konferansta, işletmelerin kredi risklerindeki artışa, ekonomideki konjonktürel yavaşlamayla birlikte siyasi riskler de gösteriliyordu.

Coface’ın sosyal risk göstergesi 2010 yılından bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış durumda.

Analistler, Avrupa’da siyasi riskin 2019’da da sorun oluşturmaya devam edeceği görüşünde...

Yunanistan’daki seçimlerin, İtalya, İspanya ve Almanya’daki olası erken seçimlerin yakından izlenmesi gerekiyor. Yaygınlaşan sosyal memnuniyetsizlikler ve Avrupa Birliği karşıtı partilerin popülaritesinin artması, mayıs 2019’da gerçekleştirilecek olan Avrupa seçimlerini de etkileyeceği öngörülüyor. Analistlere göre, seçimler sonrasında oldukça bölünmüş bir Avrupa Parlamentosu görebiliriz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar