Doğru olmayan bir doğrudan yabancı yatırım…
Togg, bizim bebek sanayimiz. Ancak TBMM’de görüşülecek torba yasanın bir maddesi Togg’un gelişimini etkileyebilir. Ayrıca bu kanun maddesi ile çok basit bir hesapla 4 milyar dolar civarında bir vergi gelirinden de vazgeçiliyor.
Bebek sanayi (infant industry), yüzyıllardan beri akademik literatürde ve politika uygulamalarında en sık tartışılan argümanlardan biri. Yeni kurulmakta olan ya da gelişmesini tamamlayamamış yerli ve milli sanayi dalları uluslararası rekabet gücüne ulaşana kadar dış ticaret ve sanayi politikalarıyla korunurlar.
İlk sanayi devriminden itibaren başarılı olmuş ülkelerin sanayileşme serüveninde en sık başvurdukları ve etkili olan yaklaşımdan biri de budur. Zamanında kendi sanayilerini dış rekabete açmayıp koruyan ülkelerin daha sonra gelişmekte olan ülkelerin koruyucu tedbirler almasını eleştirmesi ve engellemeye çalışması da manidardır. Eğer bu yaz sıcaklarında bu önemli konuya tarihsel perspektiften bakan kitap önerisi isterseniz Ha-Joon Chang’ın “Bad Samaritans” ve “Kicking Away the Ladder” kitaplarını şiddetle tavsiye ederim.
Togg’u bitirecek kanun teklifi
Togg da bizim bebek sanayimiz. Arkasında güçlü bir özel sektör sermayesi var. Önemli bir ekosistemin başrol oyuncusu olarak başarılı olmasını hepimiz istiyoruz. Bunun için de uygulayacağımız politikalarda dikkatli ve seçici olmalıyız. Bununla beraber bugün TBMM’de görüşülecek olan torba yasanın bir maddesi bu yaklaşımın tam tersi olacak şekilde hazırlanmış. İlgili kanun maddesinde neredeyse adrese teslim plug-in hibrit özelliğine sahip bir aracın ithalatından alınacak olan özel tüketim vergisinin %80’den %30’a indirilmesi teklif ediliyor.
Bu aracın Çinli üreticisi Manisa’da 1 milyar dolar tutarında bir yatırım yapma taahhüdü karşılığında 2024-2026 arasında tam 100 bin aracı Türkiye’ye gümrüksüz ihraç etme imtiyazına kavuşuyor. Bununla da kalmayıp 2026 sonrasında Türkiye’de kurduğu üretim tesisinden ihraç ettiği araçların belli bir oranı kadarını da yine Türkiye’ye gümrüksüz satma hakkına sahip oluyor. ABD ve Avrupa Birliği elektrikli araçlarda gümrük vergisini daha da yükseltip kendi markalarını korumaya çalışırken bizim böyle bir karar almamız anlaşılır gibi değil.
Çin’in yıllar süren teşvik politikalarıyla yarattığı kapasite fazlasını Togg’un gelişimini baltalayacağını bile bile eritmeye çalışmamızın iktisadi hiçbir açıklaması olamaz. Bu kanun teklifini savunanlar, yatırımı teşvik etmek için devlet yardımları ile ilgili kararnamenin 9. maddesinin 7. fıkrasına atıfta bulunsa da ilgili kararnamede gümrüksüz ithalat yatırım kapasitenin %15’i ile sınırlandırılmış durumda. Yani 150.000 araç üretim kapasitesine sahip bir yatırımınız varsa en fazla 22.500 aracı gümrüksüz ithal edebilirsiniz. Dolayısıyla hazırlanan bu teşvik paketi mevcut kararnameyle de uyumlu değil.
Ekonomi politikasındaki uyumsuzluk
Bu kanun teklifinin Togg’u olumsuz etkilemesinin yanında başka etkileri de var şüphesiz. Çok basit bir hesapla 4 milyar dolar civarında bir vergi gelirinden vazgeçiliyor. Hatırlatalım: geçtiğimiz ay açıklanan tasarruf genelgesinin hedefi 5 yıl içinde 100 milyar TL’lik bir tasarrufa ulaşmaktı.
Biz ise üç yıl içinde 150 milyar TL’lik bir vergi gelirinden, hem de kendi otomobil markamızı baltalayacağını bile bile vazgeçiyoruz. Haftalardır, uygulanan bu ekonomi politikasının kendi içinde bir bütünlüğü olmadığını, bu yönetim sisteminde bakanlıkların birbiriyle konuşmadığını yazıyoruz. İşte size son örneği: hem yerli sermayeyi bitirme noktasına getirecek bir karara imza atıyorsunuz hem de tasarruf tedbirlerinin üzerinde bir vergi gelirinden vazgeçiyorsunuz.
Peki bu akıllara ziyan kanun teklifinden kim yarar sağlıyor? Çinli şirket tabii ki! Gümrük ödemeyeceği için artık daha pahalıya satabileceği bu araçtan basit bir tahminle üç yıl içinde 500-600 milyon Dolar arası bir gelir elde edecek. Böylece yatırım bedelinin yarısından fazlasını ilk üç senede gümrüksüz araç satışından çıkartabilecek. Çinlilerin kazanımları bununla da sınırlı kalmayacak. Şirket, yatırım döneminde indirimli kurumlar vergisinden de faydalanacak.
Diyebilirsiniz ki Togg da yararlanıyor. Ama Togg’un uzun yıllar kara geçmesi beklenmediği için kurumlar vergisinden muaf olmak Togg için bir anlam ifade etmiyor. Daha bitmedi. Çinli yatırımcı Manisa OSB’de kendisine tahsis edilen arsaya kamulaştırma bedeli üzerinden bir bedel ödeyecek. Manisa OSB’de bir arsanın metrekaresi 15.000 TL civarındayken Çinli şirketin kamulaştırma bedeli üzerinden ödeyeceği miktar ise bunun yaklaşık onda biri!
Ben yaptım, oldu!
İşin bir başka üzücü tarafı daha var. Politika yapıcılar artık özel sektörün görüşlerini önemsemiyorlar. Biz zaten muhalefet milletvekilleri olarak önemsenmemeye alıştık ama en azından bu kadar önemli bir kanun teklifinde sektör paydaşlarının görüşü alınmalıydı. Kanun teklifinin tartışıldığı Plan ve Bütçe Komisyonu’nda TOGG’un hissedarlarından olan ve Türkiye’de özel sektörün çatı kuruluşu konumundaki TOBB’un temsilcisi bu kanun teklifine itiraz ettiklerini söyledi.
Bu AK Parti ve MHP milletvekilleri arasında da şaşkınlık yarattı. İsteyen ilgili meclis tutanaklarına bakabilir. Belli ki bu önemli kanun teklifi hazırlanırken özel sektörün görüşüne başvurulmamış. Bu da bize ülkenin en önemli sorunlarından birinin mevcut yönetim sistemi ve onunla gelen “ben yaptım, oldu!” anlayışının olduğunu gösteriyor.