Doğru lider, doğru işler, yanlış zaman!

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM [email protected]

Kurduğunuz, uzun seneler boyu emek vererek büyüttüğünüz, bü­yük zorlukları göğüsleyerek be­lirli bir ölçeğe getirdiğiniz ve adeta çocu­ğunuz gibi üzerine titrediğiniz şirketini­zin kurumsallaşma yolculuğunda önemli bir karar noktasına gelebilirsiniz; pro­fesyonel tepe yönetime geçmek. Yani şir­ketinizin tüm icrai faaliyetlerini yönet­mesi için bir Genel Müdür ile anlaşmak.

Kurumsallaşma ve yönetişime ilgi arttı

Türkiye’de pek çok şirkette olduğu gibi bu önemli bir karar anıdır. Ülkemizde 10 sene öncesinde belki de çok tercih edilen bir opsiyon değildi. Şirketlerin kurucu­ları bırakıp, yönetim 2. nesile geçmeden, genellikle profesyonel tepe yönetim ter­cih edilmezdi. 2. nesil veya bazı şirketler­de 3. nesilde verilen bir karar olduğunu görürdük. Bugün, şirketlerde genç nesil­ler söz sahibi oldukça, profesyonel yöne­tim ile çalışmak artık giderek yaygınlaşı­yor.

Türkiye’de şirketlerin %95’i aile şir­keti ve belirli ölçeğin üzerine çıkabilen aile şirketlerinde yönetimde profesyonel­leşirken, diğer yandan yönetim kurulunu güçlendirerek, kurumsal yönetimi haya­ta geçirmek yaygınlaşıyor. Ne oluyor; aile Yönetim Kurulu’na geçiyor, yönetim pro­fesyonellerce üstleniliyor. Yönetim Ku­rulları bağımsız yönetim kurulu üyele­ri ile de güçlendirilerek, profesyonel te­pe yönetimin gözetimini yapan, strateji, bütçe, yönetişim, risk, uyum ve sürdürü­lebilirliği üstten ve yakından takip eden, gerektiğinde yönlendiren, rehberlik eden yapılara dönüşüyor. Güçlü yönetim kuru­lu, yetkin ve profesyonel icra ayırımı ile pek çok yönetsel zafiyet, körlük, darboğaz ya da kısıt ortadan kaldırılmış oluyor.

Uygulamada zorluklar var

Tabi bu işin ideal boyutu. Uygulamaya baktığımızda ise bu dönüşümü başarıyla gerçekleştirmiş şirketler olduğu gibi, işin hem profesyonel yönetim hem de yönetim kurulu tarafında arzu edilen sonuçların alınamadığı durumların çoğunlukta oldu­ğunu görüyoruz. Hatta pek çok patrondan, “Bertan hocam, biz kurumsallaşmayı dene­dik, profesyonel tepe yönetici de denedik, olmadı, bu kurumsallaşma işi bizim yapı­mıza uymadı” sözünü çok sık duyuyorum.

Uymayan, olmayan ne? Seçilen tepe yöne­tici mi? Yoksa, yönetim kurulu- icra yapı­lanmasının doğru yapılmaması mı? Yoksa, patronlar ile çalışmaya alışkın olan ve be­lirli bir kültüre sahip diğer yönetici ve çalı­şanların bu yeni duruma adapte olamama­sı mı? Ya da patronun yetkilerini devredip (ya da devredemeyip), bu durumdan ra­hatsız olması mı?

Muhtemelen hepsi.

Hep söylerim, kurumsallaşma ve kurumsal yö­netime geçiş şirket yolculuğunda önemli kararlardır. Doğru zamanda, doğru koşul­larda yapılması gerekir. Aksi halde, profes­yonel yönetici ile şirket arasında kan uyuş­mazlığı yaşanır. Patron tüm yetkileri bı­raksa, o yöneticinin tüm gücüyle arkasında dursa bile işler planlandığı gibi gitmez çün­kü “şirketin derinlerinden gelen bir karar vardır!”. Şirketler yanlış zaman ve koşul­larda kurumsallaşmayı iter.

Bu işte nasıl başarı sağlarız? 

Öncelikle ku­rumsallaşma sürecimizde bir noktaya gel­miş olacağız. Şirketinizde, süreç yönetimi, iç kontrol, iç denetim gibi mekanizmaların varlığı ve sağlıklı çalışması bir göstergedir.

Sonra, insanları ikna edecek, kültürü de­ğiştirmeye yönelik çalışmalar yapacağız. Organizasyonu buna hazırlayacağız.

Son­ra, yönetim kurulumuzu tecrübeli, strateji ve yönetim sistemleri üzerinde uzman ba­ğımsız üyeler ile güçlendireceğiz. Yönetim kurulumuz, gerçek bir yönetim kurulu gibi çalışmaya başlayacak. İç yönerge, komite­ler, gündemli toplantılar, kararların takibi, her şey oturmuş olacak.

En son, kendi yapı ve kültürümüzü hazırladıktan sonra lide­ri seçeceğiz. Bugün yapılan en büyük hata bunları yapmadan profesyonel yönetici ile çalışmaya başlamak. O yönetici de biz de bu şekilde zaman kaybetmiş oluruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar