Doğru eğitim, mutlu insan, mutlu ülke

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

Geçtiğimiz sene Baltık ülkelerine yaptığımız bir gezide beni en çok meraklandıran ve heyecanlandıran ülke Finlandiya idi.

Dünyada eğitim sisteminin en çok övgü aldığı ülkelerin başında gelir Finlandiya. Her şeyden önce bu ülkede okumuşluk oranı çok yüksek. Öğretmenlerin hepsi yüksek lisans eğitimi almış ve mesleklerini çok seven insanlardan seçilmiş. Kısaca öğretmen olabilmek için yüksek yetkinlik gerekiyor. Gelirleri yüksek, ortalama 4.200 Euro aylık ücretleri var.

Pazarda limon satmıyorlar, ek ders vermek zorunda kalmıyorlar, yani geçim dertleri yok. Gezimizdeki yerel rehberin lise öğretmeni olduğunu öğrendik. Benim için meraklarımı giderme adına bulunmaz bir fırsattı. Neden rehberlik yaptığını sordum, yaz aylarında rehberlik yaparak farklı kültürleri tanıma fırsatı bulduğunu ve öğrencilerine çok daha yararlı olduğunu belirtti. Ve ben ek gelir için mi bu işi yapıyorsunuz diye sormadığıma mutlu oldum.

Finlandiya’da sınav sistemi yok, daha çok eğitim sırasında performans takip ediliyor. Okullar arasında bir sıralama listesi de yok. Çocuklar kadar anne babaların da eğitimine oldukça önem veriliyor ve sürecin sürekli içerisinde oluyor. Öğrencilerin yüksek başarı gösterme gibi bir zorunluğu yok. En önemli fark ise, öğrenciler kendi ilgi ve ihtiyaçları neye yönelik ise o yönde eğitim alıyorlar.

İlgi ve yetenekler küçük yaşta keşfediliyor ve her öğrenciyi ona göre eğitiliyor. İlgi duymadıkları bir konu hakkında zorlamak yerine, kendi yeteneklerini keşfettirerek ilgi duydukları alanda geliştirmeye teşvik ediyorlar. Ortaya sadece başarı çıkmıyor, aynı zamanda mutlu da bir toplum çıkıyor. Ve bu durum dünya mutluluk raporunda da kendisini gösteriyor. “Dünya Mutluluk Raporu” çerçevesinde 1.sırada Finlandiya yer alıyor. Belki dün yanın en gözde ülkesi veya süper gücü değil, ama en mutlu insanların yaşadığı ülke.

Eğitimin başlangıcından itibaren öğrencilere ana dil hariç iki dil daha öğretilerek, küçük yaştan dünya insanı olmayı garanti kılıyorlar. Sosyal etkinliklere çok ciddi zaman ayrılırken, ev ödevi verilmiyor. Onun yerine zamanlarını hobilere, sanata, spora ayırmaları tercih ediliyor. Yaklaşım, sınavlara değil, gelecekteki yaşamlarına hazırlamak olduğu için, dersler tamamen pratik becerileri geliştirmeye odaklı. Bu arada unutmadan söyleyeyim, Finlandiya’da eğitim tamamen ücretsiz. Gelelim ülkemize. Bugün ailelere sorulsa, eminim en büyük giderlerinin çocuklarına harcadıkları eğitim gideri olduğunu söylerler.

Çocuklar iyi eğitim alsın ve yabancı dil öğrenebilsin düşüncesiyle özel okullara gönderilmeye çalışılıyor. Ekonomik açıdan bunalsa dahi, aileler kendilerini buna mecbur hissediyorlar, zira bu imkân devlet okullarında ne yazık ki yok. Zor bir sınav ile liselere girmeye çalışıyorlar, ağır bir eğitim sistemi ve ardından üniversite. Örneğin lisede matematik dersinde öğretilen trigonometri gibi, kümeler gibi konuların ben halen neden öğretildiğini anlamam.

Keza fizik ve biyoloji derslerindeki pek çok bilgi, ancak tıp okuyacakların işine yarayacak türden. Yani temel bilgilerin çok çok ötesinde. Mühendislik fakültesini tercih eden bir öğrenci yüksek matematiği orada alması gerekirken, harcadığı gereksiz zamanı çok daha iyi değerlendirebilir. Açık söylemek gerekirse, eğitim sistemimizde düzelmesi gerekenler diye bir başlık atmak yerine, Finlandiya’yı anlatmayı tercih ettim.

Çıkarımı hep birlikte yapalım diye düşündüm. Ücretli eğitimden tümüyle ücretsiz eğitim sisteme geçildiği, devlet okullarının kalitesinin arttığı, öğretmenlerin iyi eğitimden geçtiği, yüksek ücretler aldığı, ana okuldan itibaren çok iyi yabancı dil eğitiminin sağlandığı, gereksiz pek çok ders yerine çocukların tümüyle yeteneklerini keşfederek, temel öğretim sonrası buna göre yönlendirildikleri, mesleki ve teknik personellerin lise çağında yetiştirildiği ve illa üniversiteye yönlendirilmediği, stajın “mış”- gibi değil, eğitimin bir parçası olarak görüldüğü, tamamen yeteneğine ve mutlu olma arzusuna göre çocukların ve gençlerin yetiştirildiği bir eğitim sistemine kavuşabilecek miyiz, doğrusu bugün için pek de umutlu değilim. Güçlü, istikrarlı ve halkının mutlu olduğu bir ülke olabilmenin en önemli anahtarının eğitim olduğunu tam kavradığımız gün, bizde eminim mutluluk sıralamasındaki 98.liğimizden hızla yukarılara çıkıyor olacağız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sezon sonu, sezon başı 13 Aralık 2024
Devalüasyon olmadan olmaz 06 Aralık 2024
Sermaye göçü 29 Kasım 2024