Doğalgaza bağımlıyız,uranyuma da mı bağımlı olalım!?

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

2004, 2005, 2006, 2007 sonunda olduğu gibi 2008 sonunda da Rusya gazı kesince; 2004, 2005, 2006, 2007 sonunda olduğu gibi konuşmaya başladık…

Doğalgazda Rusya'ya bağımlıymışız.

Bu bağımlılığı nükleer ile hafifletebilirmişiz.

 * * *

Birkaç soru ve cevabı:

Nükleer enerjinin hammaddesi nedir?

Uranyum.

Uranyum yataklarının dağılımı nasıl?

Yeryüzünde adil bir dağılım var.

Uranyum yataklarını işletenlerin dağılımı nasıl?

Kanadalı, Fransız ve İngiliz 3 şirket dünya üretiminin yüzde 70'ini elinde bulunduruyor. 

Nükleer enerji elde etmek için son 60 yılda kaç milyon ton uranyum kullanıldı?

2.3 milyon ton.

Tüm dünyada kalan, mevcut uranyum rezervleri ne kadardır?

İkinci kalite 1.9 - 3.3 milyon ton arası.

Üçüncü kalite 0.8 - 1.4 milyon ton arası.

Dünyada kaç nükleer santral var?

441

Bu santralların tam kapasite çalışması için yıllık kaç ton uranyum gerekiyor?

67 bin ton.

Yıllık uranyum tüketimi nedir?

47 bin ton

Neden?

Santralları tam kapasite çalıştıracak "uranyum" arzı yok.

Buna rağmen uranyum rezervleri, mevcut üretimle kaç yılda biter?

50-60 yıl

Tüm dünyada inşaası devam eden santrallar tamamlanıp devreye girerse, mevcut rezervler kaç yılda biter

30-40 yıl

Her şeye rağmen uranyum fiyatları şu anda çok uygun. Gelişmekte olan ülkelerdeki santrallar tamamlandığında da bu kadar uygun olacak mı?

Bilinmiyor.

 * * *

Tüm bu soru-cevaplar ışığında:

Üç bin MW'lik nükleer santral yapımı sonrasında ilk yaşanak şey nedir?

Doğalgazın yanında, uranyumda da dışa bağımlı bir Türkiye.

 * * *

Tüm bu verilere rağmen, yıllık 25 bin MW'lik üretime sahip Türkiye'de yaşanması beklenen enerji sıkıntısının çözümü için nükleer santral yapılmalı.

Ancak, nükleer enerji üretiminde kullanılabileceği teorik olarak kanıtlanan ve dünya rezervlerinin yarısına yakınının Türkiye'de bulunduğu toryumla ilgili bir AR-GE çalışması yaptığımızı, henüz duyamadık.

Yılda 20-30 bin MW aralığında enerji üretimi potansiyeline sahip akarsularımız üzerinde yapılacak hidrolik santrallara kapsamlı bir destek planı hazırlandığını henüz duyamadık.

Verilen rüzgar santralı lisanslarının yatırıma dönüştürüldüğünü, yatırım düşünenlerin destekleneceğini henüz duyamadık.

 * * *

Suyumuz, güneşimiz, rüzgarımız, toryumumuz, borumuz varken niye dışa bağımlılığımızı artırıyoruz ki?

Niye bunun için tüm şartları zorluyoruz ki?

Niye, mevcut potansiyelimizi harekete geçirmek için kendimizi zorlamıyoruz ki?

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Refleks (2) 27 Ağustos 2024
Refleks 26 Ağustos 2024
“Durduk yere” mi oldu? 21 Ağustos 2024