Doğalgaz ve elektrik zammı tüketiciden çok üreticiyi eziyor
Temmuz başında elektriğe yüzde 21 zam geldi Bu ay başı doğalgaz fiyatları konutlarda yüzde 16.88, sanayiide yüzde 18.77 oranında artırıldı.
Otomatik fiyatlama sonucu doğalgaz zammının önümüzdeki günlerde elektrikte yüzde 15-20 oranında bir zamma yol açması kaçınılmaz görülüyor.
Tabii ki elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki artış tüketiciyi üzüyor. İnsanlar elektriği ve doğalgazı daha yüksek fiyatla tüketecek.
Fakat ana sorun sanayi kesiminde. Sanayinin ana girdisi enerjidir. Tüm sanayi tesisleri elektrik kullanıyor. Büyük sanayi tesislerinin çoğu doğalgaz kullanıyor.
Sanayi tesisleri enerji faturasındaki artışı ürünlerinin satış fiyatına yansıtmakta zorlanıyor. Çünkü içeride fiyatı artırmak zor, ihracatda ise imkansız.
Küresel rekabette zor ile ürün fiyatını kabul ettiren ihracatçı, içeride enerji fiyatının maliyetteki yükünü nasıl fiyata yansıtabilir?
Her şey geliyor geliyor, döviz fiyatında düğümleniyor. Ucuz döviz politikası ve de "örtülü sabit kur sistemi", üreticinin ezilmesine yol açıyor.
1) Doğalgaz zammı kaçınılmaz. Çünkü doğalgaz işal fiyatları artıyor.
2) Elektrik zammı kaçınılmaz. Çünkü elektrik üretiminin yaklaşık yarısı doğalgaz kullanımı ile gerçekleştiriliyor.
3) Doğalgaz ve elektrik fiyatlarındaki maliyet artışını, vergileri azaltarak tüketiciye veya sanayiciye yansıtmamak mümkün değil. Çünkü vergi gelirinden fedakarlık edilemez.
4) Zam yerine doğalgaz işalatındaki fiyat artışını bütçeden karşılamak mümkün değil.
Bu tabloda doğalgaz ve elektrik zammının da kaçınılmaz olduğu açıklıkla ortada.
İyi de gene bazı gerçekler var:
1) Tüketici doğalgaz ve elektrik zammı karşısında ezilir, ağlaşır, fakirleşir ama yaşamını şu veya bu şekilde sürdürebilir.
2) Ama üretici doğalgaz ve elektrik zammını ürün fiyatına yansıtamaz ise, yaşayamaz. Batar. Üreticinin batması işsizlik demektir, ekonominin yavaşlaması demektir.
Bu tabloda çözüm sadece "gerçekçi döviz kuru" politikasıdır.
Eğer döviz kuru politikası gerçekçi olur ise, (ucuz döviz politikasından vazgeçilir ise) öncelikle girdilerdeki bu tür kaçınılmaz fiyat artışları döviz kuru mekanızması ile üreticiyi korur. Üreticinin döviz geliri düşmez. İşalat fiyatları artacağı için iç piyasada da üretici maliyetini fiyata yansıtabilir.
Tabii ki önemli olan tüm girdi fiyatlarının özellikle enerji girdisi fiyatlarının artmamasıdır. Tabii ki önemli olan üretricinin iç ve dış fiyatlarını yukarıya çekmek zorunda kalacak yerde aşağıya indirmesidir. Fakat dışa bağımlı bir enerji politikası sonucu bugün karşılaşılan güçlükler bir gerçektir. Şimdi görevimiz bu güçlüklere çözüm bulmaktır. Çözüm ise gerçekçi döviz kuru politikasıdır.