Doğalgaz toptancıları zorda!
BOTAŞ’ın geçtiğimiz yılın vergi şampiyonluğu, ilgi çekmişti. Bu şampiyonluğun gizli tutulmak istenmesi ise gazetecilerin habercilik merakını iyice gıdıklamıştı. O vergiyi ödeyebilmek için ciddi kâr elde etmesi gerekiyordu. Ve eleştiriler hemen gelmişti: Gazı ucuzlatmadı, yüksek kâr sağladı, gaz tüketicisinin kesesinden vergi rekortmeni oldu. Bir yönüyle doğru. Ama vatandaşın kesesi meselesi tam öyle sayılmaz. Çünkü bu kamu kurumu kâr yerine zarar etseydi vatandaşın cebine ekstra para mı girmiş olacaktı? Hayır. Belki vatandaş gazı daha ucuza tüketecekti ama bu kamu kuruluşun zararı bu kez doğrudan vatandaşın gaz faturası üzerinden değil de genel vergiler üzerinden, yani Hazine’den karşılanacaktı.
Her neyse. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, dün Antalya’da gerçekleştirilen 8. Enerji Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, enerjide (elektriği kast ederek) maliyet bazlı fiyatlandırmaya ihtiyaç olduğu yönündeki sektörden gelen görüş ve değerlendirmelere cevap verdi. “Sektördeki bütün oyuncular da biliyorlar ki sektörün bugünkü sorunlarını kamudan ari düşünemeyiz. Eleştirileri dinliyoruz. Bir çok şeyin farkındayız. Ortada birden fazla sayıda top var. Hiç bir topu düşünmemeniz gerekiyor. Kamu menfaati, müşteri memnuniyeti, hepsini bir arada düşünmemiz gerekiyor. Evet, tabii ki maliyetlere dayalı fiyatlandırmanın esas alındığı bir piyasa istiyoruz. Ama sadece bu değil…”
Aslında Bakan Albayrak’ın söyledikleri, Türkiye’nin esas itibariyle 2001 yılında çıkarılan ve 2013 yılında yenilenen Elektrik Piyasası Kanunu ile başlayan enerji sektöründeki liberalizasyon hamlesinde hedefe ulaşılamadığının bir nevi itirafıdır. E, tabii görünen köy kılavuz istemez. Hedefler de zaten her zaman yüzde 100 tutturulmak için değil, geleceğe yönelik projeksiyonu ortaya koyacak bir çıpa ortaya koymak için oluşturulur. Ama yine de bu hedefe ulaşmada yaşanan gecikme çok uzun.
Ne kadar uzun olduğunun vatandaş nezdinde anlaşılması için şu kadarını söyleyelim: Elektrikte, 2015 yılı sonunda serbest tüketici limiti sıfırlanacak, yani tüm vatandaşlar elektriğini istediği tedarikçiden alabilecekti. Bu hala yapılmış değil.
Elektrik piyasasında serbest bir piyasa oluşması şart mı? Aslında bu ilahi bir şey değil, olmayabilir de. Yani bu konu siyasal/sosyal ve/veya ekonomik bir tercih meselesi sayılır. Ama serbestlikten vazgeçtiyseniz bunu açıklarsınız, olur biter.
Ama Bakan Albayrak böyle bir şeyden söz etmiyor, sadece sektörden bu konuda biraz daha zaman istiyor. Gerekçesi de şu: “Sağlıklı bir piyasayı, ancak sağlam bir zemin üzerine oturtarak kurabiliriz”.
Elektrik piyasasında liberalizasyonun sağlanamayışının arkasındaki faktörlerden biri, elektrik üretilen kaynakların, özellikle doğalgaz fiyatlarının salınıma bırakılamayışı olarak gösteriliyordu. Ki bu doğruydu. Şimdi bir yandan gazın daha geniş bir coğrafyada daha büyük bir nüfus tarafından tüketilmesi çalışmaları sürerken bir yandan da elektrikteki doğalgazın payını azalma çabaları sürüyor. Bir noktaya kadar gerilediği de görülüyor.
Doğalgazda serbestleşmeye doğru atılan en önemli adımlardan biri, BOTAŞ’ın Rusya’dan aldığı doğalgazın 10 milyar metreküplük bir kısmına ilişkin kontratların özel sektöre devredilmesiydi. Bu yapıldı ve 7 şirkete doğalgaz ithalatı yetkisi verildi. 15’e yakın doğalgaz toptancısı şirket de faaliyet gösteriyor.
Toplam 20’ye yakın şirket büyük ölçekli doğalgaz tüketicilerine gaz satabiliyor. Ancak bu şirketlerin durumu son zamanlarda pek parlak sayılmaz. İçeride doğalgaz fiyatları TL ile belirlenirken, kurlardaki artış toptancıları zararına satış yapma zorunluluğuyla baş başa bırakıyor. Ama olsun, onlar da daha önceki kazandıklarıyla idare etsinler denilebilir. Denilebilir denilmesine de, bu gibi durumlar, enerji alanında serbestleşmeye yönelik atılan adımlardan birinin daha sonuçsuz kalmasına örnek gösterilebilir.
Önümüzdeki dönemde enerji sektöründe liberalizasyondan, serbestleşmeden söz edebilmek için, bütüncül ve yeni bir yaklaşım ortaya koymanın, geleceğe yönelik öngörülebilirlik için bir ihtiyaç olduğunu söylemek lazım.