Doğalgaz kısıtlamaları elektrik tedarik şirketlerine fesih hakkı verir mi?
AV. DR. UMUT KOLCUOĞLU
Elektrik piyasası mevzuatı, elektrik tedarik şirketleri arasında rekabetin sağlanması amacıyla hukukumuza yeni bir kavram dâhil etti: Serbest tüketici. Yıllık tüketim miktarı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) her yıl belirlediği yıllık tüketim miktarından fazla olan tüketiciler, serbest tüketici olarak değerlendiriliyor ve bu tüketiciler elektrik tedarik şirketini seçebiliyorlar. EPDK, 2017 yılı için bu miktarı 2400 kWh olarak belirledi. Dolayısıyla, aylık ortalama 82 TL’den fazla elektrik faturası ödüyorsanız, elektrik tedarik şirketinizi seçebilirsiniz. Muhtemelen, mevcut görevli tedarik şirketiniz dışında bir tedarik şirketi, bu yazıyı okumanızdan çok daha önce, sizinle iletişime geçmiş ve size indirim dâhil çeşitli taahhütlerde bulunmuştur.
Eğer önerilerden birini kabul etmiş ve elektriğinizi (teknik ifadesi ile bir “ikili anlaşma” imzalamak suretiyle) görevli tedarik şirketiniz dışında bir şirketten satın almaya başlamışsanız, muhtemelen tedarik şirketiniz son iki ayda sizinle tekrar iletişime geçmiştir. Ancak bu defa herhangi bir taahhütte bulunmamış, anlaşmanızda kararlaştırdığınız birim fiyatının artırılmasını talep etmiş, talebin reddedilmesi halinde ise anlaşmanızın feshedileceğini bildirmiştir. Neden mi? Birçok gerekçe sıralanabilir: BOTAŞ, 2017 yılının Ocak ve Şubat aylarında konutlardaki doğalgaz kullanımının artması sebebi ile doğalgazdan elektrik üreten santrallere verdiği gazı kısıtladı. Bu da, elektrik fiyatlarının artmasına sebep oldu. Bu artışa bir de döviz kuru dalgalanmaları eklendi.
Tedarik şirketleri, elektrik enerjisi satış fiyatlarını artırabilir mi?
Bir serbest tüketici, elektriğini seçtiği tedarikçiden temin ediyorsa, hem serbest tüketicinin hem tedarikçinin hak ve yükümlülükleri, taraflar arasındaki sözleşmeye göre belirleniyor.
Borçlar hukukumuzda ise temel prensip “sözleşme serbestisi”nin geçerli olması. Buna göre, taraflar belli kurallar çerçevesinde sözleşme şartlarını serbestçe belirleyebilirler. Dolayısıyla, sözleşmede birim fiyatın artırılmasına dair bir hüküm varsa, artırım için hükümdeki şartlar gerçekleşmiş mi gerçekleşmemiş mi buna bakılacak. Bu şartlar gerçekleşmişse, tedarik şirketi birim fiyatını artırabilir. Tabii, sözleşmedeki bu hükümlerin “genel işlem şartı” olup olmadığı ve buna bağlı olası sonuçlar tartışmalı. Sözleşmede bu yönde bir hüküm yoksa, borçlar hukukunun uygulaması en tartışmalı kurumlarından biri ile baş başasınız demektir: “Emprevizyon”, nam’ı diğer “uyarlama”. Borçlar Kanunu’na göre “sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kuralına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir” ise, borçlu artık hâkimden sözleşmeyi yeni koşullara uyarlamasını talep edebilir. Dolayısıyla tedarikçilerin birim fiyatlarda uyarlama talebinde bulunmaları teorik olarak mümkün olsa da, bu talebin gerekçesi olarak, kur değişiklikleri ve BOTAŞ tarafından kış aylarında uygulanan doğalgaz kısıtlamalarını göstermeleri pek de mümkün görünmüyor. Zira bu kısıtlamaların ve kur değişikliklerinin öngörülemez ve öngörülmesi beklenemez olduğunu savunmak, pek de kolay değil. Kur değişikliğinin öngörülemez olmadığı konusundaki Yargıtay içtihadına, 9 Aralık 2016 tarihli yazıda değinmiştik.
Tedarikçilerin fiyat artışı taleplerini serbest tüketici açısından dikkate değer kılan ise, artış talebinin tüketici tarafından kabul edilmemesi halinde tedarikçi tarafından sözleşmenin feshedileceğinin bildirilmesi. Gerçekten de BOTAŞ tarafından uygulanan doğalgaz kısıtlamaları ve kurdaki dalgalanmalar, tedarikçileri oldukça zor durumda bıraktı. Dolayısıyla, sözleşmede tedarikçiye fesih hakkı veren bir düzenleme varsa, burada belirtilen şartlar yerine geldiği takdirde, böyle bir düzenleme yok ise Borçlar Hukukuna uygun olarak, tedarikçi elektrik sözleşmesini feshedebilir.
Feshe EPDK müdahalesi
Fiyat artış talepleri ile fesih bildirim yazılarını bir süredir sessizce takip eden EPDK, serbest tüketiciler ile tedarikçiler arasında son iki aydır devam eden bu hukuki mücadeleye tedarik şirketlerine gönderdiği bir yazı ile dâhil oldu. Tüketiciyi koruyan bu yazısıyla EPDK, elektrik fiyatlarındaki dalgalanmaların normal olduğunu ifade etti ve tedarik şirketlerine sözleşmelerini feshetmeme uyarısında bulundu. Diğer bir ifadeyle, EPDK şimdilik elektrik fiyatlarındaki artışa tedarik şirketlerinin katlanması yönünde görüş bildirmiş oldu. Ancak nihai kararı, bir uyuşmazlık söz konusu olursa mahkemeler verecek.
Sonuç olarak; serbest tüketiciler ile tedarikçiler arasındaki anlaşmalar, sözleşme serbestisi prensibi ile imzalanıyor; dolayısıyla bu alana mahkemeler ve EPDK’nın müdahalesi sınırlı. Bu sebeple hem serbest tüketiciler hem de tedarik şirketleri sözleşmedeki hak ve yükümlülüklerini iyi bilmeli. Serbest tüketiciler, küçük indirimler için büyük taahhütler altına girmekten kaçınmalı. Tedarikçiler de tüketicilerle yapacakları anlaşmalardaki indirim oranlarını belirlerken muhtemel riskleri iyi tayin etmeli.