Doğal ve finansal depremler

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Van ve Erciş bölgesinde yaşanan deprem hepimizi üzdü, tepkisel nitelikte üzülmek sonucu değiştiremedi. Belli ki daha önce katlanmak zorunda kaldığımız felaketlerden gereken dersleri alamamışız veya uygulamaya koyamamışız. Evet deprem değil, bina öldürüyor. Tamamen duygusal ilişkiler gelişmişlik yönünde mesafe kat etmemizi engelliyor, yeni yasalar çıkarmak veya iyi niyet yetmiyor. Yerleşim merkezinin kurulduğu bölge ve bina kalitesi sorun yaratmaya devam ediyor. Benzer yanlışların her alanda ve küresel ölçekte geçerli olduğunu, açgözlüler arasındaki çıkar birliğinin insanlığın geleğindeki ipoteği büyüterek sorunları ağırlaştırdığını görüyoruz, fakat sonuç değişmiyor. Bugün sistemik riskte yaşanan artışın, yükselen belirsizlik ve kırılganlığın sebeplerini başka yerlerde aramamak gerekiyor. Hangi alanda olur ise olsun görüntüyü farklılaştırarak, gerçekleri hasır altı edebiliyor ve geçmiş kesimleri bir süre aldatarak büyük rantlar yaratabiliyoruz! Büyük felaketlere davetiye çıkarmaktan vazgeçemiyoruz!..

Makro ekonomik göstergeleri olduğundan farklı göstermek ile bina kalitesinin olması gerekenden çok daha kötü olması arasında sonuç itibarı ile ciddi benzerlikler var. Birinde yıkılmaması gereken bina çöküyor, canlar yanıyor; diğerinde ise sorunların ağırlaşması ve kontrolün kaybedilmesi kaçınılmaz hale geliyor. Birimde bina kalitesini düşüren ve buna göz yumanlar hem göz boyuyor, hem de haksız kazanç elde ediyor, diğerinde de sorunların iken çözülmesi engellenerek belli bir azınlık lehine ve büyük çoğunluk aleyhine haksız kazanımlar yaratılıyor...

Büyüme, enflasyon ve işşsizlik verilerinden oluşan makro ekonomik göstergelerin olduğu gibi görünmesini sağlamak ile gerçeklerden uzaklaşarak görünümü farklılaştırmak her toplumun geleceği açısından hayati önem taşır ya sorunlar küçük iken çözülür ve istikrarı koruyarak yola devam edilir, ya da sorunların ağırlaşması pahasına gün kurtarılır ve gelecek tüketilir. Bugün küresel ölçekte yaşanan ekonomik sıkıntıların ve sosyal dengesizliklerin sebebini farklı bir yerde aramak yanlış olur. Gerek siyasi irade tarafından şekillendirilen politika tercihlerini ve bütün düzenleyici ve denetleyici kurumların istikrarı korumak adına benimsediği uygulamaların, gerekse yatırım ve tasarruf tercihlerinin görünüme göre şekillendiğini dikkate alır isek durumu daha iyi anlayabiliriz. Eğer görünüm gerçeği yansıtmıyor ise böyle olmadığı varsayımına göre yapılan tercihler ileride büyük sıkıntı yaratır, etkinlik kaybolur iken sorunların ağırlaşması kaçınılmaz hale gelir; uzun vadede evdeki hesaplar çarşıya uymaz. Konuya tersinden bakarak soralım. ABD, AB veya Japonya gibi gelişmiş ekonomiler bugün neden çok sorunlu hale geldi? Günü kurtarmak uğruna bazı gerçekleri görmezden gelerek sorunları ağırlaştırdıkları ve beklentileri yönlendirmek adına görünümü farklılaştırdıkları için mi? Yoksa her şeyi düzgün yapmalarına rağmen serbest piyasa anlayışının yetersizliğinden mi?

Evet birileri hem yanlış yere bina yaptıve demirden çimentodan çaldı, diğeri makro ekonomik göstergeleri farklılaştırarak gerçeğin algılanmasını engelleyerek benzer nitelikte ve telafisi imkansız hatalara karşı çıkmadı, destekledi. ABD ekonomisi son kırk yılda büyüme hesabını yapar iken neden milli gelirden gayri safi milli hasıla ve daha sonra gayri safi yurtiçi hasıla rakamlarını kullandı? Bu üç hesabın aynı büyüme rakamını vermesi mümkün mü? Euro'ya geçiş sonrasında Avrupalılar'ın enflasyon algılaması ile resmi rakamların belirttiği neden farklılaşarak uzaklaştı! Sermaye girişini artırmak ve geniş kesimleri risk almaya ikna etmek adına benzer hatalar ülkemizde de uygulamaya girmedi mi? Bugün gelişmiş ekonomiler içine düştükleri açmazdan neden çıkamıyor ve biz çıkabilecek miyiz?..

Herhangi bir binayı olduğundan daha iyi göstermek veya makro ekonomik göstergeleri farklılaştırarak herhangi bir ekonomiyi güçlü gibi göstermek geniş kesimleri aldatmaktır, insanlık suçudur. Gayri resmi olarak etkili ve yetkili kesimler her şeyi biliyor, fakat tercihlerini resmi verilere göre şekillendiriyor. Bu yaklaşım yeterli olsa binalar çökmez, ekonomiler krize girmezdi. Basiretsizlik ve örgülenmiş sorumsuzluk hüküm sürmeye devam ettikçe istikrarsızlığın büyümesi kaçınılmaz hale geliyor... Görüntüyü farklılaştırmak aldatmaktır...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar