Doğal afetler bir de enflasyon cephesinden vuracak

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Geçenlerde dramatik bir görüntü vardı. Adana’da mandalina üreticileri “Ne kurtarabilirsek kardır” hesabı botlarla, evet botlarla ağaçların altında dolaşarak mandalina topluyorlardı. Sel felaketi yürümeyi olanaksız hale getirmişti ve ilerlemek ancak botlarla mümkün oluyordu. Böylesine bir sele yol açan yağış sırasında kuşkusuz ürünün önemli bir kısmı da heba olmuştu.

Çukurova'da yalnızca mandalina yetişmiyor tabii ki. Yer yer göl, yer yer çamur deryasına dönen tarlalara girilemediği için pamuk hasadında da büyük aksamalar yaşandı.

Antalya’da neler olup bittiğini de adeta film gibi ekran başında izledik. Yıllar yılı hep ABD’ye özgü bir meteorolojik olay gibi düşündüğümüz hortum artık bizi de vuruyor. Türkiye’nin meyve sebze deposu niteliğindeki Antalya bu hortum ve sert rüzgardan nasibini öyle bir aldı ki, otobüsleri deviren, ağaçları söken bu afet neredeyse sera bırakmadı.

Bütün bunlar doğal afet ama bu afetler bizi bir de enflasyon cephesinden vuracak.

Gıdada ocak enflasyonu ne olur?

Tüketici fiyatları endeksinde bu yıl uygulanacak madde ve grup ağırlıkları henüz açıklanmadı. Gıda ve alkolsüz içecekler geçen yıl TÜFE’de yüzde 23.03 ağırlığa sahipti. Bu yıl da söz konusu oranda çok önemli bir değişiklik olacağı beklenmiyor. Ama şu da bir gerçek, hanelerin gelir düzeyi düştükçe gıdaya daha fazla pay ayırmak gerekiyor. Dolayısıyla tüm haneler ortalamasında yüzde 23 olan gıdanın payı, yoksul hanelerde çok daha yukarı çıkabiliyor.

TÜFE’ye dönük eleştirilerin temelinde de zaten bu yatıyor. Dar gelirliler, tüm haneler ortalamasında dikkate alınan bu oranı düşük buluyor ve genellikle gıda maddelerinin fiyatı daha fazla arttığı için de TÜFE’yi güvenilmez bir veri, TÜFE’yi hesaplayan TÜİK’i de güvenilmez bir kurum olarak görüyor.

Türkiye’nin meyve ve sebze kaynağı olan Çukurova ve Antalya yöresinde yaşanan doğal afetler mevsim ürünlerinde kaçınılmaz olarak fiyat artışına yol açacak. Zaten meyve ve sebzede üreticiden çıkış fiyatıyla tüketiciye ulaşma aşamasındaki fiyat arasında oluşan devasa uçurumu bir türlü daraltamadığımız için fiyatlar başını almış gidiyor. Ama fiyatlarda bu günleri arayabiliriz.

Bu doğal afetlerin etkisini muhtemelen önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ocak ayı fiyat endeksine yansıma sınırlı kalacak gibi. Sınırlı yansımada bile gıda maddesi fiyatlarının ocak ayında yüzde 2’den az artması çok zor görünüyor.

Ama asıl yansıma şubat enflasyonunda olacak. Bazı “yaratıcı” meslektaşlarımız yine “Cüce aydan dev enflasyon çıktı” diye başlık atar mı bilinmez. Ama bu doğal afetlerin asıl etkisini şubatta göstereceği kesin gibi.

Domatese dikkat!

Biraz önce de belirttik, TÜFE’de bu yıl uygulanmakta olan madde ağırlıklarını henüz bilmiyoruz. Değerlendirmelerimizi geçen yılki ağırlıkları esas alarak yapmak durumundayız.

Gıda ve alkolsüz içeceklerin toplam TÜFE’deki ağırlığının yüzde 23.03 olduğunu belirttik. Gıda grubunun ilk beş sırasında yer alan ürünler ve bunların toplam TÜFE’deki ağırlıkları şöyle:

Ekmek yüzde 2,1170, dana eti yüzde 1,7882, kuzu eti yüzde 0,9994, tavuk eti yüzde 0,8402 ve domates yüzde 0,8080.

İlk beş içine giren tek tarım ürünü var, o da domates. Ve domates fiyatlarında bu ay çok hızlı bir artış yaşandığı gözleniyor.

TÜFE’de domatesin fiyatı aralık ayı için 3 lira 97 kuruş olarak dikkate alındı. Bu ay ise domates fiyatı marketlerde 6-7 liradan başlıyor, 12-13 liraya kadar uzanıyor. Pazarlarda daha düşük fiyatlar vardır elbette ve varsayalım ki ortalama fiyat 6-7 lira olsun.

Şu durumda bile geçen ayın yaklaşık 4 liralık fiyatına göre yüzde 50'yi aşan bir artış söz konusu.

Domatesin ağırlığı yüzde 0,8080 ve bu ağırlığa göre yüzde 50’lik bir artış TÜFE’yi 0,40 puan yukarı iter.

Etkisi hesaplanabilenler...

Fiyatı kolaylıkla izlenebilen çeşitli mal ve hizmetlerin TÜFE’ye ocak ayında nasıl bir etki yapabileceğini bu köşede 22 Ocak’ta ele almıştık.

O yazımızda elektrik, doğalgaz ve su fiyatlarındaki indirimlerin TÜFE’yi yaklaşık yarım puan aşağı çekeceğini, otomobil fiyatlarındaki artışın ise TÜFE’yi yine yarım puan kadar artıracağını dile getirmiştik. Yine aynı yazımızda akaryakıta yapılan zamların TÜFE’ye etkisinin olmayacağını, çünkü bu zamlarla ocaktaki ortalama fiyatların aralık ortalamasıyla eşitlendiğini ifade etmiştik.

Dolayısıyla elektrik, doğalgaz, su, otomobil ve akaryakıttaki fiyat değişimlerinin enflasyona toplam etkisi sıfır dolayında görünüyor.

Fiyatı gözlenebilen ürünlere eklenen domatesten ise yüzde 0.40 dolayında bir etki doğacağı hesaplanıyor.

Doğal afetlerden etkilenen ürünlerin sürükleyeceği yüksek bir gıda enflasyonu ve gıdanın tetikleyeceği yüksek bir ocak ayı TÜFE artışı sürpriz olmayacak gibi.

Geçen yılın ocak ayında gıda ve alkolsüz içeceklerin fiyatının yüzde 1.67, TÜFE’nin yüzde 1.02 arttığını hatırlatalım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar