Diyarbakır'da edebiyat dolu günler…
Bir kez daha yazının kadim coğrafyasındayım… TÜYAP ve Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile düzenlenen 2. Kitap Fuarı için geldiğim Diyarbakır'da fuara gidip kitap alma alışkanlığının yavaş yavaş yerleşmeye başladığını fark ettim… Diyarbakırlılar kitap fuarına sahip çıkıyorlar. Kentin valiliğinden belediyesine, ticaret ve sanayi odasından sivil toplum kuruluşlarına bütün kesimlerinin ellerindeki tüm olanakları seferber ederek destekledikleri fuar, bu sene yüz yirmi yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla açıldı… Pazar akşamına kadar her gün konferans, söyleşi, panel, şiir dinletisi gibi kültür etkinliklerinde ve imza günlerinde 300 yazar okurlarıyla buluşuyor…
Bunların arasında Murathan Mungan'dan Ayşe Kulin'e, Oya Baydar'dan Ece Temelkuran'a, Mıgırdiç Margosyan'dan Füruzan'a, Can Dündar'dan Ahmet Telli'ye birçok yazar, şair ve akademisyen yer alıyor…
Diyarbakır Kitap Fuarı ile eş zamanlı düzenlenen Diyarbakır Eğitim Fuarı da ikinci kez kapılarını açtı. Eğitim kurumlarının, üniversiteler, kurslar, dershaneler, eğitim araç ve gereçleri üreticilerinin yer aldığı fuar, öğrencileri ve velileri aynı çatı altında buluşturmayı amaçlıyor. Bu yıl hedeflenen ziyaretçi sayısı ise 100 bin… Bu hedefe ulaşılabileceğini düşünüyorum… İlk iki günkü izlenimlerim, coşkulu bir fuar yaşanacağı yönünde…s Ziyaretçilere ücretsiz olan fuara ulaşım, şehir merkezinden kaldırılan ücretsiz servislerle de mümkün…
Ben, iki gün boyunca fuarı ve şehri karış karış gezmeye çalıştım… İnsanların arasına karışarak kentin psikolojisini gözlemledim… Güneydoğu'yu anlamak, televizyonlardan izleyip gazetelerden okumakla mümkün değil, o kentlere gitmek, halkı gözlemlemek, birlikte yaşamak gerekiyor… O zaman, onların umutlarını, sıkıntılarını, çaresizliklerini anlayabiliyorsunuz…
Mutlaka Diyarbakır'a gitmek, yaşamak gerekir diyor ve bu yolculuğumun fuarın yanındaki kazançlarından birinin Ahmet Arif Müze Kütüphanesi'nin "gayriresmi" açılışını yaşamak olduğunu belirtmek istiyorum…
Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Prof. Dr. Onur Bilge Kula, yardımcıları Ümit Yaşar Gözüm ve Semra Atınç, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celâl, yazar Mıgırdıç Margosyan ve Şeyhmus Dikenci, Kültür ve Turizm Bakanlığı çalışanları ve Turhan Günay'ın da aralarında bulunduğu küçük bir grup olarak müze kütüphaneyi ziyaret ettik…
Bir kebapçıya ailesinden kalan (daha önce Diyarbakır Kültür ve Sanat Vakfı'nın kullandığı) Sur ilçesindeki 6 odalı, avlulu, kentin en güzel sivil mimari örneklerinden biri olan yaklaşık 120 yıllık konak, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca kamulaştırılmıştı. Ardından kısa sürede restore edilerek, Ahmet Arif adına Müze Kütüphane'ye dönüştürüldü..
Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi'ne komşu olan müze kütüphanenin geniş avlusunda Arif'in büyük portresi, yanında dizeleri yer alıyor. Avlunun duvarlarını Arif'in diğer dizelerinden seçmeler ve eyvan olarak adlandırılan bölümün duvarlarını ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden yetişmiş edebiyatçıların fotoğrafları süslüyor. ?
Müzede bulunan okuma odasında edebiyat alanında araştırma yapmak isteyenler, kitaplardan yararlanabiliyor. Ayrıca girişte 2 bin 236 kitabı kapsayan bir kütüphane bulunuyor. Özellikle Diyarbakırlı edebiyatçıların kitapları, Diyarbakır ile ilgili olanlar ve çevredeki 11 ilin yetiştirdiği edebiyatçıların eserleri yer alıyor. Ahmet Arif Odası olarak adlandırılan bölümde ise ozana ait özel eşyalar, gözlüğü, daktilosu, elyazma mektupları, hayatını anlatan bir yazı var. Söyleşi odası, okuyucuların dijital ortamda kentle, kentin yetiştirdiği edebiyatçılarla, şairlerle ilgili bilgi ve belgelere rahatlıkla ulaşabilecekleri dijital mekân de müzenin diğer iki bölümü. ?
Biz, avlusundaki ağaçların altında oturduk, çaylarımızı içerken ev yapımı börekler yedik. Ben, binanın ve herbir odasının fotoğraflarını çektim… Bir saati aşkın sürenin nasıl geçtiğinin farkına bile varmadık…
Müze kütüphaneler, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın son yıllardaki en önemli çalışmaları arasında, bu nedenle konuya önümüzdeki haftalarda devam edeceğim.